Rigueur tradutor Turco
16 parallel translation
These places are almost becoming de rigueur as fear symbols.
Bu mekânlar neredeyse korku sembollerinin olmazsa olmazına dönüşmüş durumdalar.
Jolly well, bloody old de rigueur, eh.
Çok iyi, feci yaşlı bir olmazsa olmaz.
Sexual promiscuity is de rigueur for rock stars.
Önüne gelenle yatma rock yıldızları için moda halinde.
Myself, an opponent of rigueur of Christianity, I am far away from... bearing a grudge against an individual for the fact he is a Christian.
Kendim, Hıristiyanlığın zorunlu bir düşmanı olarak, bizzat bireylere, Hıristiyan oldukları için... garez taşımaktan uzağım.
In contemporary France, mistresses are de rigueur and quietly tolerated.
Günümüz Fransa'sında,.. ... metresler çok yaygındır ve sessiz bir şekilde tolere edilirler.
As far as I know, Flack's been de rigueur Since day one.
Bildiğim kadarıyla, Flack ilk günden beri çalınıyor.
I knew it was popular, but de rigueur?
Popüler olduğunu biliyordum, ama ilk günden beri mi, dedin?
So drop the country granddad routine and use "Miss" old fashioned, but de rigueur.
O yüzden şu dede formatından kurtulup bana "bayan" diye hitap edin.
It's de rigueur.
Görgü gereği yapıyorum.
- It's de rigueur.
- Çok klasik.
Yeah, it's as if going ATM has become de rigueur.
Evet, sanki ATM ye gitmek de rigueur * oldu.
Though being dead is de rigueur around here these days.
Ölü olmak buralarda öngörülen bir şey olmuş.
Talcum powder is generally de rigueur.
Talk pudrası genel bir zaruriyettir.
Well, a heart attack is a reasonable hypothesis, but seeing as he's in his early 30s and hasn't been to the hospital recently, an autopsy is de rigueur.
Kalp krizi oldukça mantıklı bir teori ama 30 yaşlarının erken dönemlerinde oluşu ve son zamanlarda hastaneye gitmemiş oluşu otopsiyi rigueur yapardı.
In Paris, a hairless mount is de rigueur. and the men find it absolutely irresistible.
Paris'te kılsız alt makbuldür ve erkekler bunu kesinlikle karşı konulmaz bulur.
De rigueur.
De rigeur...