Roofie tradutor Turco
200 parallel translation
She loved you before you invoked the great roofie spirit.
Büyüden önce de seni seviyordu.
I think somebody slipped me a roofie or something.
Sanırım biri bana uyku ilacı falan yutturdu.
Is it possible that somebody slipped a roofie into your drink?
Birinin içkine ilaç katmış olma ihtimali var mı?
- I told you you should've given her a roofie.
- Ona bir hap vermelisin demiştim.
No, that is not a roofie right there in my hand.
Hayır, elimdeki Rohypnol değil.
Martini for you and the usual roofie colada for your date?
Elbette. Size martini. Arkadaşınız içinde uyku ilaçlı colada.
Martini and a roofie colada.
Martini ve uyku ilaçlı colada.
Doctor, do you know what a roofie is?
Doktor, çatıcının ne olduğunu bilir misiniz?
You gave me a roofie.
Bana çatıcı verdin.
I had a roofie.
Bir çatıcım vardı.
Listen, he gave me a roofie!
Dinle, bana bir çatıcı verdi.
It was one roofie.
Sadece sakinleştirici.
Here's the thing. If he slipped her a roofie... took her back to her apartment, raped her... there's no way he'd make it back across town to meet Linda. And there's nothing in Linda's phone records or emails that tie her to him.
Sorun şu, eğer ona uyuşturucu verip evine götürüp tecavüz ettiyse şehrin öbür ucuna gidip Linda ile buluşması imkansız ve Linda'nın telefon veya e-posta kayıtlarında onunla ilişkili hiçbir şey yok.
So I slipped a roofie in your drink while you were busy slutting it up. Then I followed you back to your place with that guy.
Adamla evine gidene kadar sizi takip ettim.
It turns out it was your basic rum, Coke and roofie.
Anlaşılan içinde rom, kola ve uyuşturucu varmış.
She was slipped a roofie and strangled.
İlaçlanıp, boğulmuş.
First of all, Rick's a pharmaceutical rep... and Anne Mathis was drugged with a roofie.
Her şeyden önce, Rick'in bir eczacılık temsilcisi ve Anne Mathis ilaçla uyutulmuştu.
They, like, slipped me something. Like, a roofie or something.
Sarhoşluğumdan yada kafamın iyi olmasından faydalandılar.
This your date drug? Your roofie?
Buluşma hapın mı?
Then one night at a spring-break party in Miami someone slipped a roofie in my drink and raped me.
Bir gece, Miami'deki bir bahar tatili partisinde birisi içkime uyku hapı attı... -... ve bana tecavüz etti.
It's a roofie. - Those are illegal!
Gob, bu Flunitrazepam.
I just gave her the roofie. - Roofie?
Ben sadece uyuşturucuyu verdim.
- I gave him a roofie.
Uyuşturucu verdim ona.
Did you screw her best friend, slip her a roofie, rape her?
Onun en iyi arkadaşını mı becerdin, ona tecavüz mü ettin?
One friend can't give another friend a soda without that friend thinking the second friend put a roofie in it? Wow.
Bir insan arkadaşına gazoz verdiği zaman... o arkadaş o insanın o gazoza uyku ilacı koyduğunu düşünmeden içemez mi?
It's commonly known as a "roofie" or a date-rape drug.
Genelde "roofie" ya da "tecavüz hapı" olarak bilinir.
Dose the common milk so that nobody would know you just wanted to roofie your girlfriend?
Aslında kız arkadaşına vermek istediğin ilacı herkesin içtiği süte katınca kimsenin asıl niyetini anlamayacağını mı sandın?
God Veronica, roofie and rape someone, shave their head?
Tanrım! Veronica, ilaçla bayıItıp, tecavüz edip, saçını kazımak mı?
I know, but there was a roofie in it.
Biliyorum. İçinde ilaç vardı.
You don't marry Jeff, and I won't bake you a roofie cake and tie your fallopians in a square knot.
Jeff'le evlenme, ve ben de sana çatımsı keklerden yapmam ve fallopian bağlarına yuvarlak düğüm atmam.
Throw a couple of drinky-poo's in her, a roofie or two, she's not going anywhere.
Drinky-Poo *'suna bir iki tane roofie * kat hiç bir yere gidemez.
A roofie?
Rohypnol mü? *
Matt caught that guy trying to slip you a roofie.
Matt adamı, sana sakinleştirici vermeye çalışırken yakaladı.
- It wasn't a roofie. - Then what was it?
- Sakinleştirici değildi.
Like a magical roofie?
Büyülü bir aşk iksiri mi?
You get a hard-on, you slipped her a roofie at some club?
Canın kadın çekti, sen de ona tecavüz ilacı mı içirdin?
I gave her the roofie. But I didn't mean for her to die.
İlacı ona ben verdim ama ölmesini istemedim.
I thought if he got caught for roofie-ing Milan that- -
Milan'a ilaç verdiği anlaşılırsa...
- I have a roofie, we'll drug him.
- Bende Rohypnol * var. Onu uyuşturacağız.
- Why do you have a roofie Nugget?
- Neden Rohypnol'un var?
You'll chit chat, drop the roofie in his drink, he'll pass out, get naked, put him to bed, wake up in the morning, tell him he was great.
Muhabbet edersiniz. İlacı içeceğine atarsın. Uyuduktan sonra soy ve yatağa yatır.
I gotta charge you $ 20 for the roofie.
Rohypnol için senden 20 dolar kesinti yapıyorum.
By the way you still owe me $ 20 for the roofie.
Bu arada sende bana Rohypnol için 20 dolar borçlusun.
In a couple more minutes, I'll just roofie myself.
Birkaç dakikaya kendime ilaçlı bir gazoz söyleyeceğim.
Animal movies, ah, roofie pills. I got a...
Hayvanlı filmler, tecavüz hapları.
Come on, roofie sex isn't that bad.
Hadi, kötü birşey değil.
I think David Copperfield slipped me a roofie.
Sanırım David Copperfield bana Rohypnol * yutturdu.
Dude, is that a roofie?
Bu Rohypnol mu?
Yeah, I know what a roofie is.
Evet, bilirim.
Roofie.
Uyuşturucu.
I believe it was a roofie. Is that right, Seaton?
Değil mi, Seaton?