Rugby tradutor Turco
531 parallel translation
Roads are getting soggier and soggier between here and Rugby.
Burayla Rugby arasındaki tüm yollar sular altında. Demek öyle?
It took Luke three days of mule-paddling to bring the mail from Rugby.
Rugby'den postayı getirmek Luke'un katırla üç gününü aldı.
Is that the fellow who played rugby for Black Heath?
Black Heath takımında rugby oynayan adam değil mi?
This isn't rugby, after all.
Burada rugby oynamıyoruz, sonuçta.
Dear listeners, we're covering the final of the world championships rugby.
Sayın Dinleyiciler, Dünya Rugby Şampiyonası başlamış bulunmaktadır.
Our City Rugby League Team!
Rugby ligi takımımız "The City"!
I would wed a rugby fullback.
Rugby liberosuyla evlenirdim.
'The 7 : 55 express leaving platform 13'will stop at Rugby, Leicester, Nottingham and Sheffield.'
'7 : 55 treni peron 13'den kalkıyor. 'Rugby, Leicester, Nottingham ve Sheffield'da duracaktır.'
leaving platform 13'will stop at Rugby, Leicester, Nottingham and Sheffield.'
'Rugby, Leicester, Nottingham ve Sheffield'da duracaktır.'
The defeat gave me the same feeling I would get when I played rugby.
Yenilgi bana rugby oynarken hissettiğim duyguyu verdi.
And now it's time for rugby league
Bugün Keighley ve Hull Kingston Rovers arasındaki maçın önemli anları. Sırada Rugbi Ligi.
( man ) On paper, Birmingham, Nuneaton, Rugby, should've come to the aid of Coventry, which they did, in fact.
Kağıt üzerinde, Birmingham, Nuneaton ve Rugby, Coventy'nin yardımına gelmeliydiler.
I haven't seen you look this unhappy since you realized that rugby shirt I got you was a men's petite.
Sana aldığım Rugby tişörtünün garson boy olduğunu öğrendiğinden beri seni bu kadar mutsuz görmemiştim.
I took on the day that you were at the rugby match.
Siz Rugby maçında iken çekmiştim.
Express leaving Platform 13... will stop at Rugby, Leicester, Loughborough...
Platform 13'den kalkan Express... Rugby, Leicester, Loughborough...
Rugby club, golfing society, tennis, squash club, flora and fauna, philately.
Futbol kulübü, golf kulübü, tenis, squash kulübü, flora ve fauna, filateli.
You know, ladies and gentlemen, one of the compensations of achieving a certain notoriety - if only as a rugby player - is that occasionally you're asked to come along and give things away.
Bayanlar ve baylar, bir futbol oyuncusu olarak kazanılan kötü şöhretin de bir iyi tarafı var ; ara sıra bir şeyler vermeniz istenir.
I gave up my rugby. My work has suffered.
Futbolu bıraktım, işlerim bozuldu.
You can't tackle like that in soccer.
Rugby gibi oynayamazsın.
A rugby ball is different from a soccer ball.
Rugby topu futbol topundan farklıdır.
4 hours cycling, 5 hours rugby and boxing at night?
4 saat bisiklet, 5 saat futbol, geceleri boks.
Well, as it's so funny, I think you'd better be selected to play for the boys'team in the rugby match against the masters this afternoon.
Madem bu kadar komik, öğleden sonraki rugby maçında... öğretmenlere karşı oynayan oğlanların takımında sen de yer alsan iyi olur.
All-state in soccer, football, track.
Futbolda, rugby'de ve pistte eyalet takımında.
As a student he was a right-winger in rugby.
Öğrenciyken ragbide sağ açıkmış.
It's like a bloody rugby ball now.
Kanlı bir oyuncak topa dönmüş artık.
- He plays rugby?
- Rugby oynuyor mu?
I'd like to suggest that rugby football... is the highest form... of...
Rugby futbolunun insan çabasının en...
Rugby football embodies... all the noblest virtues... enshrined in a school like ours- - teamwork, bravery... pride, school spirit... creativity, intelligence... love of one's fellow man- - surely the virtues... which distinguish human beings... from brute animals.
Rugby futbolu okulumuz gibi yerlerde bütün soylu erdemleri somutlaştırmaktadır. Takım çalışması, cesaret gurur, okul ruhu yaratıcılık, zeka arkadaşına olan sevgi. Elbette bu erdemler de insanoğlunu vahşi hayvanlardan ayırmaktadır.
I loved your rugby speech.
Ben de senin rugby hakkında söylediklerine bayıldım.
You could play rugby.
Futbol oynayabilirsin.
But you know, a bunch of us are gonna get together here and watch the rugby game.
Fakat biliyorsun, rugby maçını izlemek için burda toplanıcaz.
You follow rugby, do ya?
Rugby mi takip ediyorsun? Yo hayır.
Cambridge University, rugby blue, won the athletics thing, wrote a novel, went into business, marriage, everything, he's got a whole life.
Cambridge Üniversitesi, ragbi takımı, atletizm şeyini kazanmış bir roman yazmış, iş hayatına girmiş, evlilik ve diğer şeyler... Koca bir hayatı var.
If you want to play in a rugby team, you have to give 100 %.
Bir rugby takımında oynamak isteyen, kendini tümüyle vermeli.
Rugby or girls?
Rugby mi, kızlar mı?
- But when I'm playing, it's rugby.
- Maç sırasında rugby tabii.
I'm a member of the rugby team that chartered this plane.
Bu uçağı kiralayan rugby takımının oyuncusuyum.
I read about your anonymous exploits, and I must say are you sure you won't reconsider rugby?
Bu sabah kahramanliklarinizi okudum, ve söylemeliyim ki,... rugby'i tekrar düsünmeyeceginizden emin misiniz?
I played rugby with him at school.
Okuldayken beraber ragbi oynardık.
He plays rugby for my old club Black Heath.
Benim eski klübüm Black Heath'de rugby oynar.
To the best bunch of rugby freaks ever born.
Gelmiş geçmiş en iyi ragbi meraklılarına.
Hey, Mr. Football-Star-Guy.
Rugby-Starı-Adam!
Look, Mr. Shawshank you're a big football star. I mean you know what it's like to win the big one. My father never even won the little one.
Bakın, Bay Shawshank siz çok büyük bir rugby yıldızısınız.
They invented rugby.
Futbolu icat ettiler.
- I'm sorry. George.
Rugby'yi çok sevmezdim biliyor musun?
I played rugby in high school for a few weeks to impress a girl.
Lisede, birkaç hafta, bir kızı etkilemek için rugbi oynadım.
- I don't understand rugby shit, man.
- Rugby'den hiç anlamıyorum.
No, I just think it's rather odd that a nation that prides itself on its virility..... should feel compelled to strap on 40lbs of protective gear just in order to play rugby.
Hayır, mertliğiyle gururlanan bir ülkenin gençlerinin sıradan bir rugby oyunu oynamak için..... 20 kiloluk koruyucu malzeme takmasını garip buluyorum.
- I work out with the rugby team.
- Ragbi takımıyla çalışıyorum.
Rugby.
Rugby.
It's like a rugby scrum.
Amerikan futbolundaki scrum ( * ) gibi bir şey bu.