Sacrilege tradutor Turco
217 parallel translation
Sacrilege, more likely. Look. The sacred spells which protect the soul in its journey to the underworld have been chipped off of the coffin.
Yeraltı dünyasına yaptığı yolculukta ruhu koruyan kutsal sözcükler tabuttan kazınmış.
I cannot condone an act of sacrilege with my presence.
Gözlerimin önünde günah işlenmesine izin veremem.
The scroll he ordered buried with me, that no such sacrilege might disgrace Egypt again.
Böylesi bir günah, bir daha Mısır'a uğramasın diye, parşömelde benimle birlikte gömülmüldü.
Such hypocrisy spreads the poison of sacrilege... and sows the seeds of evil desire in our midst.
Böylesi ikiyüzlülük, kutsal değerlerimize küfür zehri saçar aramıza günah tohumları eker.
Don't commit sacrilege as well.
Kitaba saygısızlık etme.
This is no sacrilege.
Saygısızlık değil bu.
Blasphemy, sacrilege, and hypocrisy.
Kütür, saygısızlık, ikiyüzlülük!
- My dear... it's a sacrilege that so lovely a creature as you has been kept at The Furies - that you haven't been granted your opportunity to make the grand tour of Europe -
- Tatlım.. The Furies'de senin bu şekilde devam etmen haksızlık, yazık değil mi sana. Şöyle güzel bir Avrupa turu yapma şansın bile yok böyle..
Do not offend them by committing sacrilege against what they hold sacred.
Kutsal tuttukları şeylere saygısızlık ederek onları gücendirmeyin.
Their crime is sacrilege, Sire.
Onların suçu, kutsal şeylere saygısızlık, Majesteleri.
But to give away a present from Pharaoh is sacrilege.
Ama bu hediyeyi almak Firavun'a saygısızlık demekti.
Ev'ry time I Sacrilege... you do.
her zaman kutsal şeylere... saygısızlık yapıyorsun.
I assume you understand how the Church regards sacrilege such as yours.
Öyle sanıyorum ki, sizinki gibi dine karşı işlenen suçları... Kilise'nin nasıl önemsediğini anlıyorsunuzdur.
- They hate this sacrilege as much as I do.
- Yaptıkları kutsal şeye saygısızlıktan nefret ediyorum.
That would be sacrilege!
Bu saygısızlık olur!
- That's sacrilege.
- Bu saygısızlık.
It would be a sacrilege.
Bu, saygısızlık olur.
You want to commit sacrilege?
Kutsal şeylere inancın yok mu?
This is the sin of murder and sacrilege.
Bu bir cinayettir ve dine büyük saygısızlıktır.
Ah, no, no sacrilege.
- Dine saygısızlık etmek yok.
Sacrilege!
Kutsal şeylere hakaret!
Is there no end to your sacrilege?
Mukaddesata saygısızlığınız hiç bitmez mi?
It's a sacrilege!
Bu bir saygısızlık!
It is a sacrilege to die with a lie in your teeth.
Yalan söyleyerek ölmek kutsal şeylere karşı saygısızlıktır.
I did not wish to assume the responsibility... nor commit the sacrilege of exhumation... for there's a cross at its head.
Ne bu mezarı açma sorumluluğunu... ne de kutsal birşeye saygısızlık etmeyi göze aldım... Mezarın başında bir haç vardı.
It's sacrilege!
Bu, kutsala saygısızlık!
If you are arrested and sentenced to death, You will never be forgiven for this sacrilege.
Eğer yakalanırsan ve idama mahkum olursan, bu saygısızlığın asla affedilmez.
Now to the sin of murder we must add sacrilege.
Cinayet Tanrı'ya edilecek en ağır küfürlerden biridir.
That's sacrilege!
Bu saygısızlık!
Teach him our laws carefully so he commits no sacrilege, no offence against the people or the creators.
Ona kanunlarımızı öğret, bir dini saygısızlıkta bulunmasın, halka veya yaratıcılara da hakaret etmesin.
- No. Kirk and Spock have committed sacrilege.
Onlar dine saygısızlık ettiler.
It is sacrilege.
Bu dine saygısızlık.
It is sacrilege to the temple.
Bu tapınağa saygısızlıktır.
I rob, murder and commit sacrilege... at your command.
Yağmalarım, öldürürüm, dine küfrederim senin emrinde.
Inside, they commit the most frightening sacrilege... they're convulsionaries.
İçeride dine saygısızlığın en büyüğünü işliyorlar. Onlar Konvülsionist radikaller!
That is sacrilege.
Bu kafirliktir.
They say there's a sacrilege!
Dini bir saygısızlık olduğunu söylüyorlar!
No, sacrilege doesn't interest me.
Hayır, kutsal bir şey çalmak bana göre değil.
That would be a sacrilege!
Bu dine saygısızlık olur!
Who has done sacrilege.
Küfre girmiş bir rahip.
Rape, sodomy, sacrilege.
Tecavüz, sapkınlık, dine saygısızlık.
It's sacrilege.
Bu dine küfürdür.
Sacrilege.
Küfür.
I have found refuge in a place where the presence of a man is a sacrilege.
Erkeğin varlığının küfür olduğu bir yeri kendime sığınak edindim.
Vice, obscenity, fornication, sacrilege, murder.
Ahlaksızlık, müstehcenlik, zina, küfür ve cinayet.
- It's a sacrilege.
- Kutsal'a küfürdür bu!
I don't suppose it's sacrilege to say That the wine at st.
Aziz Vicente'in berbat olduğunu söylemem günah sayılmaz herhalde.
Sacrilege!
Saygısızlık!
It is a great risk, a kidnapping and a sacrilege means ending up on the gallows... and I do are about my neck, unless the stakes are worth the risk.
BU çok büyük bir risk, kutsal sayılan şeyleri kaçırmanın sonu... darağacı olabilir.... ve benim menfaatim bu riske değmeyecekse, .. kellemi kaybetme riskini alamam.
Is that sacrilege, darling?
Dine karşı saygısızlık mı yapmış oldum?
- Sacrilege!
Saygısızlık bu!