Salami tradutor Turco
432 parallel translation
Hamburgers, hot dogs and salami.
Sosisli ve salamlı sandviç ve hamburger var.
Please order me a salami and cheese sandwich and a glass of beer.
Bana salam ve peynirli sandviç ve bir bardak bira gönderin.
Cream of corn soup, potato salad, salami and liverwurst.
Akşam yemeğimiz. Mısır çorbası, patates salatası, salam ve sucuk.
Salami? Black lingerie from Wien?
Viyana'dan siyah iç çamaşırı?
- Sure, I'll be selling salami
- Tabii, ben de salam satarım.
I'm the salumiere, the salami maker.
Ben salumiereyim, yani salamcı.
Didn't you know there's the opening of the salumeria [salami shop]?
Salam dükkanının açılışı olduğunu bilmiyor muydunuz?
All right, buy salami, 1 / 2 cheese and two bottles of wine.
Hey, çocuklar, bir kilo salam, yarım kilo peynir ve iki şişe şarap alın.
I can't swallow anymore salami.
Artık salam yiyemiyorum.
Mr. Krane, have you got any more of that nice salami?
Bay Krane, şu güzel salamdan daha var mıydı?
Harold, will you get Mrs. Glovetsky some of that salami?
Harold, Bayan Glovetsky'e biraz salam getirir misin?
Mrs. Glovetsky, you got your salami I see.
Bayan Glovetsky, salamınızı aldınız demek.
Salami?
Salam?
Have yourself a nice salami sandwich.
Kendine güzel bir salamlı sandviç al.
You can drop in any place and get yourself a nice salami sandwich.
Herhangi bir yerde durup kendine güzel bir salamlı sandviç alabilirsin.
- Must be strong salami.
- Pakette acılı salam olacaktı.
Fried salami and hot dogs.
Kızarmış salam ve sosisli sandviç.
- Anyone for salami?
- Salam isteyen?
Salami again.
Yine salam.
Clothes, food... a lot of salami.
Kıyafet, yiyecek, pek çok salam.
I ate so much salami that I broke out in a rash.
O kadar çok salam yedim ki isilik oldum.
When you're through go to the house and get yourself some food and for Luigino some slices of salami.
Eve giderken, kendine yemek hazırla ve Luigino için de biraz salam kes.
It's salami, 20,000 lire at least.
Salam dolu, 20.000 Lira eder.
- You even stole salami from me.
- Benden salam çaldınız.
She's given me ham and salami.
Jambon ve salam verdi.
Yes, salami.
Evet, salamlı.
She saved that salami for three months.
O salamı üç aydır saklıyor.
What have you done with the salami?
Benedetto, elindeki salama ne yaptın?
Now you come on with that marriage salami.
Ama şimdi evlilik palavrası sıkıyorsun!
Load up on the salami.
Salama uzan.
I was just noticin` that you`re outta salami.
Farkettim de salam bitmiş.
They had to tie you up like a salami to get you down.
Seni indirmek için salam gibi bağlamak zorunda kaldılar.
Salami is okay, too.
Salam da olur.
You're all tied up like a salami.
Bir salam gibi paket halindeyken mi?
This sandwich with salami is a bit poor, Bob, I'm not on a diet
Salamlı sandviç biraz zayıf kalıyor, Bob, ben diyet yapmıyorum.
You wanna play hide the salami with his old lady?
Yanındaki karıyla kırıştırmak mı istiyorsun?
- Never put mustard on the salami. It's a crime.
Bu bir cinayettir.
- Yeah, and give you a free salami.
- Evet, sana bedava salam da verirdi.
Salami, coleslaw and potato salad.
Salam, lahana salatası ve patates salatası.
Salami and potato salad and stuff, that's not table food.
Yani, salam ve patates salatası masada yenecek şeyler değil.
I'm taking some more of your salami.
Biraz daha salam yiyeceğim.
- With salami?
- Salamla mı?
You have just finished your salami.
Salamlarını bitirdim.
She wants me... to insert this salami up her ass!
Beni istiyor... Bu salamı kıçına sokmamı istiyor!
You got muscle where you oughtta have brains. My pet canary has got more brains than you, you great dumb salami.
Senin sorunun, beyninin olması gereken yerde adalelerinin bulunuyor olması!
Eight banana boozer specials with double ice cream. Three beef spitfires, two cream Arizona doughnuts and a salami special. Four dollars and 80 cents.
- Sekiz muzlu kup iki çift porsiyon dondurma kremalı iki Arizona çöreği ve bir porsiyon özel salam, 4 dolar 80 sent.
salami, ham and the famous third one... Parmesan cheese.
Salam, jambon ve en meşhuru parmesan peyniri.
Without my research, you're about as psychic as a dry salami.
Benim araştırmam olmadan sen anca kuru bir salam kadar medyum olabilirsin.
Who was that guy with the salami?
O salamlı adam kimdi?
Oh, salami... salami and some cheese.
Salam ve peynir.
Got him, the salami.
Tamamdır, Knuckles.