Samples tradutor Turco
3,444 parallel translation
But if we may beg some silk samples from the Great Hall, you could feel for yourselves how taffeta is so stiff it almost stands up on its own and chiffon so soft that it runs over your skin like water.
Ancak Büyük Salon'dan biraz ipekli giysi örneği getirtebiliriz. Kendiniz de farkına varırsınız. Tafta o kadar serttir ki müdahale olmadan bozulmadan durur ve şifon o kadar yumuşaktır ki cildinizin üzerinde su var sanırsınız.
I was sorting through the tissue samples.
Doku örneklerine göre gruplama yapıyordum.
Apparently, while we were out, our friend Judy left some paint-color samples for us to choose from.
Anlaşılan biz dışarıdayken arkadaşımız Judy, bize seçmemiz için bazı boya rengi örnekleri bırakmış.
My friend Judy left samples on my desk with a delightfully fragrant and provocative note.
Benim arkadaşım Judy, masama örnekleri mis kokulu ve tahrik edici bir notla bırakmış.
I'll give you fragrant, Tony, but clearly, she's asking about paint samples.
Koku konusunda haklısın Tony ama belli ki Judy boya örneklerini kast etmiş.
Yeah, Abby's running the samples now.
Abby şu anda verdiğim örnekleri araştırıyor.
Um, got your samples right here.
Örneklerini aldım. Ayrıca notunu da.
Yes, well, let's swab some samples.
Bazı örnekleri silelim.
We got hair samples and the victim's purse in his van.
Hallettik zaten. Minibüsünde saç örnekleri ve kurbanın çantası bulundu.
He was just using samples of monkey DNA.
Sadece maymun DNA'sı örneği kullanıyordu.
Let's see if Hodgins can take some samples and figure out what slashed him.
Hodgins örnekleri inceleyebilirse, onu neyin kestiğini bulabiliriz.
I'll help you take samples.
- Örnekleri almanda yardımcı olacağım.
I took many samples.
Bir sürü numune aldım.
She runs a small juice and vegetable stand at the farmers market, and she works part-time giving out free samples at the health food co-op.
Çiftçi pazarında küçük bir sebze ve meyve standı işletiyor ve ücretsiz numune dağıtan sağlıklı yiyecek kooperatifinde yarı zamanlı olarak çalışıyor.
We took samples of healing mud from lakes.
Göllerden şifalı çamur örnekleri topluyorduk.
Do you do free samples?
Beleş örneklerin var mı?
We'll give you free samples of food you shouldn't have to pay for anyway.
Biz de sana beleş yemek örnekleri veririz, para ödemek zorunda da değilsin zaten.
I care about finding that wreck, so just send the water samples to NCIS for testing.
O enkazı bulmak umrumda, o yüzden su örneklerini NCIS'e test için yolla.
There's no significant sources of any mechanical pollutants in your water samples.
Su örneklerinizde belirli bir mekanik kirleten izi yok.
The samples just came in and they are a disaster.
Örnekler geldi ve gerçekten felaketler.
Dorota, the samples were pristine.
Dorota, örnekler ilk konuştuğumuz gibi.
I need the samples in the showroom by Monday.
Örneklere pazartesiye kadar ihtiyacım var.
Identical DNA samples were found at all the crime scenes, but no match in the CODIS database.
Bütün olay mahallerinde aynı kişinin DNA'sı bulundu ama veritabanında uyuşan kimse yok.
They're just mineral samples.
Bunlar sadece mineral örnekleri.
That's what the samples were for.
Örnekler o yüzdendi.
Right, which would've worked if the flames had reached the trunk, but the samples were only exposed to indirect heat.
Eğer alevler gövdeye ulaşsaydı böyle olacaktı ama bagaj sadece dolaylı ısıya maruz kaldı.
Yes, but I sent her samples of blood from each of his wounds.
Evet, Abby'ye her yaradan ayrı ayrı aldığım kan örneklerini gönderdim.
Uh, well, they are mug shots, but for our purposes, they're face samples- - like if somebody has narrow eyes or big ears or a pointy chin.
Tamam sabıka fotoğrafları ama bizim amacımıza göre yüz örnekleri. Mesela birinin kısık gözleri veya büyük kulakları ya da sivri çenesini ayırmak için.
Trust me, we've got our best forensics team analyzing the samples.
Emin olun, en iyi adli tıp ekipleri bizde ve örnekleri analiz ediyorlar.
And the corrupted samples.
Ve o bozulan örnekler.
The samples from the cases that I collected, Including your mom's, indicate that the l2 capsids Are targeting changes in the basic structure of the DNA.
Davalardan topladığım örnekler, anneninki de dâhil, L2 kapsitlerinin, DNA'nın temel yapısında değişiklikler hedeflediğini gösteriyor.
Please, bear in mind, we cannot force you to give samples.
Unutmayın, DNA örneği vermeniz için sizi zorlayamayız.
Hodgins, we should take soil samples from beneath the remains.
Hodgins, cesetin altında kalan topraktan biraz örnek almalıyız.
You two should dress up as big cupcakes and pass out free samples.
Siz büyük kek kostümü giyinip bedava kek dağıtacaksınız.
The blood samples don't match.
Kan örnekleri uyuşmuyor.
Oh. Pallagen stores samples of all their orphan drugs right here in a lab on the 10th floor.
Pallagen, öksüz ilaçlarının numunelerini tam burada, onuncu kattaki laboratuvarlarında saklıyor.
You don't understand. I gave 20 samples.
Hayır, anlamıyorsun. 20 örnek verdim.
Infected samples of blood have been dispatched to distinguished... Scientists and doctors In all parts of the world.
Virüsü kapan kan örnekleri dünyanın her yerine, bilim adamlarına ve doktorlara gönderilecek.
We have sent the blood samples of the infected people to several labs worldwide.
Virüslü olan kan örneklerini dünyanın çeşitli yerlerine göndereceğiz.
Since Mr. Liberace has already been embalmed, it was necessary to take tissue samples.
Bay Liberace zaten mumyalandığı için doku örneği almak gerekiyordu.
And I got a call, they had tested semen samples.
Bir gün beni aradılar. Sperm testi yapmışlardı.
We need to interview them, get blood samples, extract the DNA, and then begin to look for markers.
Önce onlarla görüşmeliyiz, kan örneği almalıyız DNA'yı ayırmalıyız ve sonra işaretleyicileri aramaya başlamalıyız.
Samples of my work right here.
Çalışmamın örnekleri burada.
Yeah, all the samples from Merrin's body was destroyed.
Evet, Merrin'in vücudundan alınan örnekler yok oldu.
Through clever detective work, the author discovered that many of Armstrong's urine samples from 1999 contained a doping drug called EPO.
Yazar, zekice araştırmalar sonucunda Armstrong'un 1999'daki idrar örneklerinin çoğunda EPO denen bir doping ilacı bulunduğunu ortaya çıkarmıştı.
The samples that were given were clean.
- Verilen örnekler temizdi.
Without examining samples for drug use, the report concluded that Lance was completely exonerated.
Rapor, ilaç kullanımına dair örnekleri incelemeden Lance'in tamamen aklandığına kanaat getirdi.
I can go get some samples of it.
Bir örnek getirebilirim.
So, I picked out a color from these samples and I'm thinking
Bu numunelerden birini seçtim.
How many samples did you sell?
Ne kadar numune sattın?
- The lab results came back on the concrete samples that you found.
Geri dönüşümlü.