Samsonite tradutor Turco
55 parallel translation
Samsonite?
Samsonite mı?
It's always Samsonite.
Hep Samsonite'dır.
A white Samsonite.
Beyaz bir Samsonite.
Samsonite luggage, the Amana washer.
Samsonite valiz, Amana çamaşır makinesi.
Samsonite!
Samsonite!
Listen, Mr. Samsonite, about the briefcase... my friend Harry and I have every intention
Dinleyin, Bay Samsonite çantayla ilgili olarak arkadaşım Harry ve ben...
The money will fit into two Samsonite hard-shell suitcases, model # 260.
Para iki çantanın içine yerleştirilecek çanta model numarası 260.
Swiss Miss cocoa, Samsonite luggage... The list goes on!
İsviçre Kakaoları, Samsonite Valizleri...
Not exactly Samsonite.
Pek Samsonite sayılmaz.
Forget your matching Samsonite?
Samsonite'ını mı unuttun?
That's what I said I wanted cos it is a black Samsonite suitcase.
Onu istediğimi söyledim çünkü siyah bir Samsonite.
But do you think that it's possible that Samsonite, in some crazy scheme to turn a profit, made more than one?
Gözlerini para kazancı bürümüş Samsonite şirketi kar etmek için birden fazla siyah bavul yapmış olabilir mi?
Samsonite?
Samsonite?
Travel always with Samsonite. "
Yanınızda olsun hep Samsonite.
One of those new Samsonites with wheels.
Şu yeni tekerli Samsonite'lardan.
There's not another room full of Samsonite somewhere?
Samsonite valizlerinle dolu bir oda daha falan yok bir yerlerde?
"I just got a brand-new Samsonite Silhouette,"
"Yepyeni Samsonite Silhouette'ımı aldım ama..."
"and I love the Silhouette because it's a Samsonite,"
"Sillhoutte'yi de severim. Çünkü o bir Samsonite'dir."
We were on the launch pad yesterday for Samsonite, and Freddie Rumsen pissed his pants.
Dün Samsonite'deydik ve Freddie Rumsen pantolonuna işedi.
That was quite a presentation you gave. The Samsonite people are thrilled.
Şu senin sunumun var ya Samsonite'lar çok beğenmişler.
Maybe you'll get lucky, Doc, and your little dope-dispensing caper will stay locked up tight like a Samsonite.
Belki şansın yaver gider de, doktor el altından verdiğin ilaçlar Samsonite gibi sımsıkı kalır da kimse öğrenmez.
He wouldn't fit in my Samsonite.
Samsonite'ıma sığmadı.
Bethlehem Steel, Con Ed, Gillette, Gorton's, Liberty Capital Savings, Lucky Strike, Maytag, North American Aviation, PG Pampers, Playtex, Samsonite, Secor Laxatives, Snyder's Ketchup, Utz.
... Con Ed, Gillette, Gorton's, Liberty Sermaye Yatırımı Lucky Strike, Maytag, Kuzey Amerika Havacılık PG Pampers, Playtex, Samsonite, Secor Müshilleri Snyder's Ketçap, Utz.
North American Aviation, Secor, Jai Alai, Samsonite.
Kuzey Amerika Havacılık, Secor, Jai Alai, Samsonite.
Maybe not in Samsonite matched, but sooner or later friends and foes, fathers and mothers, brothers and sisters, even you and me
Maybe not in Samsonite matched, but sooner or later friends and foes, fathers and mothers, brothers and sisters, even you and me
It's a briefcase Samsonite, black.
Siyah renk Samonite evrak çantası.
That means, Stan, you babysit that Samsonite shoot every day.
Yani Stan, sen her gün Samsonite çekimiyle ilgileniyorsun.
Samsonite...
Samsonite...
Royal traveller Samsonite.
"Royal Traveller's Samsonite."
Samsonite team, in my office.
Samsonite takımı, odama!
There's two no-name football players holding an American tourister and a skyway going against Mr. Joe Namath and his defender, a sexy girl holding a samsonite, and maybe a referee.
Bir American Tourister ve bir Skyway taşıyan iki isimsiz futbol oyuncusu... Bay Joe Namath'ın üzerine doğru geliyorlar. Onu savunansa, seksi bir kız.
" The secret to victory on the road is samsonite.
" Yoldayken zafer kazanmanın sırrı : Samsonite.
Touchdown, samsonite!
Ve sayı! Samsonite!
"Samsonite... it's tough."
"Samsonite... Çok sağlam."
"only samsonite is tough."
"Yalnızca Samsonite sağlam."
- I should work on samsonite.
- Samsonite'a kafa yormalıydım.
- Samsonite you can't.
- Samsonite'ı ise bensiz halledemezsin.
So where are we on samsonite?
Samsonite'ta ne durumdayız?
We thought that samsonite is this very rare element, this mythical substance, the hardest on earth - and we see an adventurer leaping through a cave.
Samsonite'ın nadir bulunan bir elementten, yeryüzünün en sert ve efsanevi bir maddesinden yapıldığını varsaydık. Ve burada bir maceracının bir mağaraya girdiğini görüyoruz.
Ideas for samsonite.
Samsonite için fikirler.
- I'm gonna seal it up in my nice samsonite - and throw it off the roof.
- Onu güzelim Samsonite'ıma yapıştırıp çatıdan fırlatacağım.
Samsonite, Fillmore auto parts,
Samsonite, Fillmore Oto Yedek Parça,... -...
With a samsonite full of cash.
Hem de bir bavul dolusu.
Your grandfather bought a Samsonite case for $ 62, which was very expensive, but it had wheels.
Deden 62 dolara Samsonite bavul almıştı. Çok pahalıydı ama tekerlekleri vardı.
You think I'd be insulted by someone with a Samsonite?
Bir "Samsonit" tarafından aşağılanmaya izin vereceğimi mi düşünüyorsun?
Nor does Vicks, Playtex, Life cereal, Samsonite,
Vicks, Playtex, Life Mısır Gevreği ve Samsonite'ta da yoksun.
Nor does Vicks, Playtex, Life Cereal, Samsonite,
Vicks, Playtex, Life Misir Gevregi ve Samsonite'ta da yoksun.
Mary Samsonite was just a girl.
Mary Samsonite sadece bir kızdı.
We have a Samsonite briefcases, black. With lock. Want a specific code?
Bu gece bi daha çıkıcam şifreyi biliyorsun 014
Nice Samsonite.
Parlak çanta.
Samsonite luggage. Life Cereal.
- Samsonite valizleri.