Sandals tradutor Turco
533 parallel translation
Sounds like walking in muck with old sandals.
Sanki eski bir terlikle bokların üzerinde yürürken çıkar gibi.
- Where are my sandals?
- Terliklerim nerede?
I'm sorry, I was trying to get my sandals
Özür dilerim, terliklerimi almaya çalışıyordum.
But this is to make fire, and the awl is for mending his sandals.
Ama bu ateş yakmak, tığ da sandaletini onarmak için.
You know how much this kimono costs, this belt... and all accessories including the combs... and the sandals that you're wearing?
Bu kimononun, kemerin, tarak da dahil tüm bu aksesuarların... ve sandaletlerin ne kadar olduğunu biliyor musun?
I also bought you some sandals.
Sandalet de aldım.
Use my wooden sandals, Mother.
Benim takunyalarımı kullan anne.
And kick the sandals from my feet.
Ve ayaklarıma bir sandalet.
- Look at his sandals!
- Çarıklarına bakın! - Mısırlı!
- I have soap weed. - Let me first remove his sandals!
Önce çarıklarını çıkartayım!
Moses... your hair... your sandals.
Musa... saçın... çarıkların.
This fellow is wearing sandals!
Bu herif sandalet giyiyor.
He was wearing the following : a white cotton undershirt, a brown leather belt with gold buckle and pistol holster, a pair of canvas, khaki-colored trousers, striped cotton socks, civilian sandals with crepe sole.
Cesedin üzerinde şunlar bulunmaktadır : beyaz, pamuklu bir fanila üzerinde tabancı kılıfı ve altın bir toka bulunan kahverengi deri bir kemer bej rengi keten bir pantolon çizgili, pamuklu çorap ince tabanlı bir sandalet.
Tate, take off his sandals.
Tate, sandaletlerini al.
Can't you wait for a man to put on his sandals?
Bir adamı, sandaletlerini giymesi için bekleyemez misiniz?
But my sandals are brand-new.
Ama sandaletlerim yepyeni.
Becket won't come you know, he's much too busy, giving money to the poor and fitting sandals on beggars.
Becket gelmeyecek, biliyorsun. Fakirlere para dağıtmak, ve dilencilerin ayaklarına sandalet geçirmekle... çok meşgul şu an.
Your sandals are so beautiful that people wear them out and come asking for more,... but these are especially comfortable.
Sandaletleriniz güzel ve güçlü gözüküyor insanlar size özel siparişler veriyordur. Bu çift fazlasıyla iyi.
I can't make you new holiday clothes,... but at least I can make you new sandals.
Sana yeni bir kimono alamayabilirim, en azından sandaletlerin var.
With your sandals and the clothes I'm altering,... our children will have a splendid New Year's.
sandaletlerin ve benim kimonom Çocuklarımız harika bir tatil geçirecek.
Take off your sandals.
Şimdi ayakkabılarını çıkar.
One whose sandals I am not worthy to carry.
Ben... O'nun çarıklarını taşımaya bile layık değilim.
Don't you want to change into your sandals?
Sandaletlerini giymek istemez misin?
Also, could I have two pairs of straw sandals?
Ayrıca, iki çift saman sandalet alabilir miyim?
On second thought, my sandals are still in pretty good shape.
Bir daha düşündüm de, benim sandaletim hala çok iyi durumda.
One pair of sandals and two rice balls.
Bir çift sandalet ve iki pirinç topu.
I traded him a Montagnard crossbow a number one address on Tu Do Street and a pair of Ho Chi Minh sandals.
Bir Montagnard tüfeği Tu Do caddesindeki 1 nolu adres ve bir çift Ho Chi Minh sandaletini takas ettim.
And where did you get a pair of Ho Chi Minh sandals?
Ve bir çift Ho Chi Minh sandaletini nereden aldın?
Give the sandals back to uncle
Sandaletleri yerine koyun
I will return the sandals
Sandaletleri geri veririz
Stop fooling around... and give back the sandals
Kesin dalga geçmeyi.. Sandaletleri geri verin
Sandals for sale
Satılık terlikler
Sir, buy a pair of sandals
Bayım, terlik alın..
Only blind uncle makes the best sandals
Kör amca en iyisini yapar
How beautiful are thy feet in sandals, O princess daughter.
Ayaklarınız ne kadar da güzel sandalların içinde.. Ah prenses kızım...
Adachi Genichiro Developed by : Toyo Laboratories I travel all alone, wearing broken sandals.
Toyo Laboratories
I travel all alone, wearing broken sandals.
Parçalanmış sandaletlerimi giyip tek başına yolculuk ederim.
Song by Tamagawa Shotaro I travel all alone, wearing broken sandals.
Parçalanmış sandaletlerimi giyip tek başına yolculuk ederim.
I walked in one day with long, stringy hair, dirty sandals and freaky clothes and she loved it.
Bir gün bantlı uzun saçlar, sandaletler ve tuhaf kıyafetlerle çıkageldim ama buna bayıldı.
Then she comes in with long, stringy hair, dirty sandals and freaky clothes.
Ertesi gün, o, bantlı uzun saçlar sandaletler ve tuhaf kıyafetlerle çıkageldi.
No more baggy trousers and sandals, they are now history.
Çarık tarihe karışmıştır.
Man, where are my sandals?
[MÜZİK GİRER] Ya, nerede bu terliklerim?
Put on his sandals.
Çarıklarını giydiriyorum.
The sandals of majesty.
Haşmetli çarıklarını.
There is a Roman feast later, so we must move fast and don't wear your best sandals.
Sonra, bir Roma ziyafeti var, o yüzden hızlı olmalıyız ve güzel sandaletlerinizi giymeyin.
I'll never do it again! I want to wear my sandals!
Asla yapmayacağım!
Then, I guess it was sixteen years ago, one of his own generals killed Goroda and another stepped into his sandals.
Ondan sonra da, galiba on altı yıI kadar önce, kendi generallerinden biri Goroda'yı öldürdü ve bir diğeri yerine geçti.
How could she while running in sandals?
Ayağında terlik varken nasıl koşabilir ki?
I'll make him such an example that every witch doctor in Haiti would be shaking in his sandals.
Ama bunu tek başımıza yapamayız.
Working with brand-new corn plasters And dr. scholl's mountaineering sandals Were covering ground fast.
Yeni nasır bantları ve Dr. Scholl'un dağcılık terlikleriyle bir grup Fransız ayak bakımı uzmanı arayı hızla kapatıyordu.
By some drunken greengrocer from luton with an instamatic And dr. scholl sandals and tuesday's daily express And he drones on and on and on
Instamatic fotoğraf makinesi Dr. Scholl sandaletleri ve Daily Express'i vardır ve saatlerce bu ülkeyi Bay Smith'in yönetmesi gerektiğinden, Enoch Powell'ın kaç dil konuşabildiğinden bahsedip durur bütün Cuba Libre'lere kusar.