English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Scavenger

Scavenger tradutor Turco

404 parallel translation
Oh, if you must know, it's a game... a scavenger hunt.
Eğer bilmek istiyorsanız, leşçi avcısı isimli bir oyun için.
Do you mind telling me just what a scavenger hunt is?
Bana leşçi avının ne olduğunu anlatabilir misin?
Well, a scavenger hunt is exactly like a treasure hunt.
Leşçi avı da aynen hazine avı gibidir.
In a scavenger hunt you try to find something that nobody wants.
Leşçi avında ise hiç kimsenin istemediği bir şeyi bulmaya çalışırsın.
I'd really like to see just what a scavenger hunt looks like.
Leşçi avının nasıl bir şey olduğunu görmek istiyorum.
a scavenger hunt, I think.
leşçi avıydı sanırım.
You'll think I'm on a scavenger hunt, but I'm looking for Antonio Ferrelli.
Define avına çıktığımı sanabilirsin, ama Antonio Ferrelli'yi arıyorum.
and the Crown will prove that Sasha Ismail, the defendant in the dock, was not only a scavenger who robbed the bodies of the dead of their weapons on the battlefields of North Africa, but that he subsequently made an evil career of illegally trafficking in such weapons,
Majestelerinin savcısı, sanık sandalyesinde oturan Sasha İsmail'in sadece Kuzey Afrika savaş alanındaki cesetlerin silahlarını soyan bir leş yiyiciden ibaret olmadığını, fakat daha sonra Cezayir'den Kenya'ya gelen yasadışı silah trafiğini de aynı amaçla meslek edindiğini kanıtlayacak
You're a scavenger, Bates.
Sen bir leş yiyicisin Bates.
He's the best scavenger in the entire regiment
O tüm alaydaki en iyi çöpçüdür.
I could be the worst scavenger in the universe, or a spy, or a saboteur, who knows?
Evrendeki en kötü hırsız olabilirim. Ya da casus, ya da sabotajcı, kim bilir?
- Mr Carnegie, the scavenger gourmet from...
Bay Carnegie, leşyiyen gurme, şeyden...
Scavenger or down here in the West country?
Leşyiyen'de mi yoksa burada Batı'da mı?
- he's a real scavenger.
-... asıl leş kargası o.
- Scavenger.
- Leş kargası.
That's what he is, a scavenger.
Evet, o bir leş kargası.
Scavenger.
Leş kargası.
Crows? And take the scavenger's hunting licence?
Kargaların yuvalarını temizlememi, ve leş kargasının av lisansını elinden almamı...
- A scavenger.
- Leş kargası.
But he said something about a scavenger who was eating up the town and Timmerding said he was referring to me.
Şehri yiyip bitiren bir leş kargasıyla ilgili bir şeyler söylemiş ve Timmerding'in dediğine göre beni kast ediyormuş.
He says scavenger.
O, leş kargası diyor.
If he really knew what you are, he wouldn't have called you a scavenger, he would have called you a vulture.
Senin gerçekten ne olduğunu bilseydi, sana leş kargası demezdi, akbaba derdi.
You're a scavenger, Max.
Sen bir çöpçüsün Max.
What I'd been hearing at night was the scavenger ship.
Geceleri duyduğum leş yiyicilerin gemisiydi.
Are you on a scavenger hunt, or did I just forget to pay my dinner check? I mean, I'd be happy to pay it...
Sen akbaba mısın yoksa yemek hesabını mı ödemedim?
Reclusive scavenger claims,'I have the key to One-Eyed Willy.'"
Köşesine çekilen mezar yağmacısı : 'Tek Göz Willy hazinesinin anahtarı bende.'dedi.
You and I are going on a little scavenger hunt.
Seninle birlikte küçük bir leş avına çıkacağız.
I will not fight with a scavenger who picks gold from the teeth of dead Russians.
Ben, ölü Rusların altın dişlerini toplayan bir leş kargasıyla beraber savaşmam.
I'm sure you did nothing to discourage this... you scavenger of human misery.
İçinizdeki akbabayı durdurmak için hiçbirşey yapmadığınıza eminim.
- If you have a heavy scavenger hunt, he's the man.
Çetin bir av oyununda eş seçeceğin adam o.
Another scavenger arrives - a giant isopod, 10 centimetres long, the equivalent of crabs in warmer waters.
Bir başka leş yiyici daha geliyor : daha ılık sularda yaşayan yengeçlere benzeyen, 10 cm. uzunluğunda dev bir isopod.
- And the scavenger hunt starts today.
- Ve av bugün başlıyor.
See the scavenger birds?
Leş kuşlarını görüyor musun?
What is this, a scavenger hunt?
Ne için, deniz temizliği mi?
The raven is a scavenger and wolves are not above joining it... for the winter brings many casualties, easy meat.
Kuzgun, leş yiyen bir hayvandır. Kurtlar ona çok katılmasalar da kışla gelen birçok zayiat olur, yani kolay et.
A scavenger smoker is someone who never has weed of their own.
"Leşçi İçici" dediklerimiz asla kendi otu olmayanlardır.
Just one hit, you scavenger.
Sadece bir çekiş, seni leşçi.
Boy, that was the best scavenger hunt ever!
Tanrım! Bu dünyanın en muhteşem fare avıydı!
- "Scavenger hunt".
- Fare avı mı?
You're the one that's been leading us on this ridiculous apartment scavenger hunt.
Bu leş gibi apartmana bizi getiren sendin.
I'm a professional scavenger.
Ben profesyonel bir çöpçüyüm.
And leave me high and dry in case of a scavenger hunt?
Vereyim de beni bu leş avında savunmasız bırak değil mi?
But another scavenger has got here first.
Fakat başka bir leşçil buraya daha önce gelmiş.
This little mammal is a scavenger.
Bu küçük memeli bir leşçil.
As a scout, horseman, marksman, scavenger.
Gözcü, süvari ve nişancı olarak.
Officials believe deterioration of silicone insulation... on an electrical connector to the scavenger pump... may have leaked combustible fluids.
Görevliler, uçaktaki yanıcı sıvının havalandırma pompasının bozduğu elektrik yalıtımdan çıkan kıvılcımla alev aldığını ve patlamaya sebep olduğunu...
Elsie's the best scavenger in the entire building.
Elsie, tüm binadaki en iyi hırsızdır.
And you, scavenger hunt.
Ve sen, çöpleri karıştıran.
- A scavenger that can be summoned to kill...
-... öldürmesi için çağrıImış birleşçi yaratık.
Scavenger hunt.
Define avı.
I'm on a scavenger hunt -
Define avındayım da...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]