Scientists tradutor Turco
4,175 parallel translation
Other people were trying to reshape the merely human and they included scientists working in the beating heart of capitalism, New York.
Diğer insanlar insanları yeniden şekillendirmeyi denedi ve kapitalizmin çarpan yüreği olan New York'ta çalışan bilim adamları da bunun içerisindeydi.
The idea of machines waking up and becoming cleverer than we are is something that has long haunted science fiction and Hollywood, but it is the cold belief of many scientists that this will happen and in the lifetime of many of the people watching this.
Bilgisayarların gözlerini açıp bizden daha zeki olacağı fikri bilim kurgunun ve Hollywood'un uzun süredir aklından çıkmıyordu, fakat çoğu bilim adamı bunun olabileceğine insanların bunu izleyeceği inancına sıcak bakmıyorlardı.
And Stone was one of several scientists working on the project, any of whom could have had access to the vault.
Ve Stone bu projenin bilim adamlarından biriydi. Kasaya giriş yetkisi olanlardan bir tanesi.
The agent from Muirfield who abducted me, he showed me a picture of my mom with other Muirfield scientists.
Beni kaçıran Muirfield'daki ajan, bana annemin Muirfield'daki diğer bilim adamlarıyla çekilmiş bir fotoğrafını gösterdi.
Because the smartest scientists in the entire world all agree that it's real.
Çünkü dünyadaki en zeki bilim adamları buna inanıyor.
Mr. Reynolds, these were all the smartest scientists on the planet.
Bay Reynolds, bunlar dünyadaki en zeki bilim adamlarıydı.
Hm. And what makes you think what your scientists are writing is any more truer than my saints?
Sana, senin bilim adamlarının düşündüklerinin, benim azizleriminkinden daha doğru olduğunu düşündürten nedir peki?
You know, a lot of scientists believe that making contact with other life-forms would probably not end well for us.
Aslında birçok bilim adamı, diğer yaşam formlarıyla iletişime geçilmesinin pek iyi sonlanmayacağını düşünüyor.
The Scientists.
Bilim adamları.
In 2003, scientists discovered a specific genetic marker in men in Europe and Asia, which originated a little less than 1,000 years ago, in an area suspiciously close to that of the Mongol empire.
Bilim insanları 2003 yılında kökeni Moğol imparatorluğu topraklarına çok yakın bir alandan olan neredeyse 1,000 yıllık bir geçmişe sahip bir genetik ize Avrupa ve Asya'daki insanlarda rastladılar.
Like modern scientists, he was fascinated by finding the hidden patterns underneath reality.
Modern bilim insanları gibi gerçeğin altında saklı şeyleri bulmaya kendini kaptırmıştı.
But Galileo's ideas spread north to Protestant countries, like Holland and Britain, where freedom of thought allowed scientists such as Isaac Newton to flourish.
Fakat Galileo'nun fikirleri, fikir özgürlüğünün Isaac Newton gibi bilim adamlarının serpilmesini sağladığı kuzeydeki Hollanda ve Britanya gibi Protestan ülkelere yayıldı.
But after studying the evolution of human DNA, scientists have concluded that only one tribe lasted long enough outside Africa to leave a lasting legacy.
Ancak bilim insanları insan DNA'sı evrimi çalışmaları sonucunda, Afrika'nın çok dışında, miras bırakan... sadece tek bir kabile tespit etmişler.
and scientists have tracked it back to one migration out of Africa, one tribe, one woman. WOMAN CRIES OUT It seems impossible, but whether you're from Aberdeen or Islamabad, Tokyo or New York,
Sahraaltı Afrikalı olmayan günümüzde yaşayan herbir insan, ve bilim insanları Afrika dışında... bir göçün, bir kabilenin bir kadının... izini sürdüler.
You're scientists, aren't you?
değil mi?
No wonder mad scientists are so mad.
Deli bilim adamlarının niye delirdiğine şaşmamalı.
Okay, we are scientists.
Tamam, bizler bilimadamıyız.
And in that diversity, scientists have discovered a new story.
Ve bu çeşitlilik içinde, bilim insanları yeni bir hikâye keşfettiler.
In discovering the seven ages of the stars, scientists have uncovered the story of the universe, and, just like for us, it all begins with birth.
Yıldızların yedi çağını keşfederken, bilim insanları aynı zamanda evrenin hikayesini de açığa çıkardılar. Tıpkı bizim gibi her şey doğum ile başlıyor.
And they've done it because scientists like Professor Steve Cowley understand the smallest.
Ve onlar bunu başardı çünkü Profesör Steve Cowley gibi bilim insanları en küçük yerdeki olayı anlamayı başardılar.
But when a star is born and starts its life story, scientists have discovered that something else very important can begin.
Ancak bir yıldız doğduğunda ve yaşam hikayesine başladığında,... bilim insanları çok önemli başka bir şeyin başladığını anladılar.
What Copernicus didn't know, but what scientists have now worked out, is that the sun isn't just at the centre of our solar system, it's the creator of it.
Copernicus'un bilmediği şey, şu anda bilim insanlarının ortaya çıkardığı gerçek, güneş sadece güneş sisteminin merkezinde olmakla kalmıyor, aynı zamanda onun da yaratıcısı.
Beneath the surface, there's a battle raging..... uncovered by the scientists who know it better.
Yüzeyin altında, şiddetli bir savaş var. Onu iyi tanıyan bilim insanları tarafından açığa çıkarıldı.
The work of scientists like Helen has revealed that inside the sun, there's a fight between two of nature's fundamental forces that's key to the star's entire life history.
Helen gibi bilim insanlarının çalışmaları güneşin içinde bir kavga olduğunu ortaya çıkardı. Doğanın iki temel gücü arasında bir savaş. Bu yıldızın tüm yaşam hikayesi için bir anahtardır.
Building on Galileo's work, scientists have discovered that the sun's active, changeable nature is, in fact, the characteristic that has the biggest impact on us.
Galileo'nun çalışmaları üzerine, bilim insanları güneşin aktif ve değişken bir doğası olduğunu keşfettiler. Aslında, bu özelliğin en büyük etkisi bizim üzerimizdeydi.
By deciphering the diagram, scientists discovered that these outlying groups predicted the future of our sun.
Diyagramı deşifre ederek, bilim insanları bu uzak grupların ve güneşimizin geleceği hakkında bir öngörüde bulundular.
But while Red Giants bring annihilation, scientists have uncovered in them the beginning of another story.
Ancak Kırmızı Dev beraberinde bir yok ediş getirirken bilim insanları onları için başka bir hikayenin başlangıcında buluyorlar.
Stars, scientists discovered, aren't just twinkling points of light.
Bilim insanlarının keşfettiği yıldızlar sadece parıldayan noktalar değiller.
But naming it was the least of scientists'problems.
Ancak onu isimlendirmek bilim insanlarının en küçük sorunuydu.
Scientists had discovered how the vast majority of stars, including our own sun, will end their days.
Bilim insanları yıldızlarının çoğunun, bizim güneşimiz de dahil bir gün sona ereceklerini keşfettiler.
For centuries, scientists have known that everything we see on Earth is made up of 92 elements.
Yüzyıllar boyunca, bilim insanları yeryüzünde gördüğümüz bilinen her şeyin 92 elementten olduğuna inanıyorlardı.
Modern scientists can reveal the full story by splitting the light with a prism to create a spectrum.
Modern bilim insanları bir tayf oluşturmak için bir prizma ile ışığı bölerek hikayenin tamamını ortaya çıkarabilirler.
The question that baffled scientists for decades, though, was where did all the elements come from?
Yıllardır bilim insanlarını şaşırtan bir soru da, Tüm bu elementler nereden geliyor?
The origin of the elements was a big question that scientists were trying to tackle 50 years ago, and Fred Hoyle and his colleagues thought that supernovae may be a key to unravelling the mystery.
Elementlerin kökeni bilim insanları için büyük bir soru idi. 50 yıl önce bunu bulabilmek için mücadele ediyorduk. Fred Hoyle ve arkadaşları gizemi çözmek için süpernovanın bir anahtar olabileceğini düşündüler.
These pulses were so exact and predictable in their pattern that scientists even considered aliens as their source.
Bu titreşimler öyle kesindi ve kendi modelini oluşturabiliyordu. Bilim insanları bile onların kaynağı olarak uzaylıları var saydı.
Scientists worked out that the new star had to be denser than any type previously discovered.
Bilim insanları yeni yıldızın daha önce keşfedilmiş herhangi bir şeyden daha yoğun olması gerektiğini ortaya çıkardılar.
What particularly excited scientists when they discovered the Crab Pulsar was that it was buried deep within the remains of a supernova.
Yengeç Pulsarını keşfettiklerinde bilim insanlarını özellikle heyecanlandıran şey derin bir süpernova kalıntılarının içinde gömülü olmasıydı.
Now that a pulsar was definitively connected to a supernova, scientists realised that they had discovered another of the seven ages of starlight.
Şimdi bilim insanları bir pulsarın bir süpernova ile bağlantılı olduğunu yıldız ışığının başka yedi çağını kesin olarak keşfediyorlar.
For years, most scientists dismissed black holes as fanciful conjecture.
Yıllar boyunca, bilim insanlarının çoğu hayali bir varsayım olarak kara delikleri reddetti.
Scientists think that these extraordinary monsters in space are created by the death of the most massive stars.
Bilim insanları uzaydaki bu sıra dışı canavarların en büyük yıldızların ölümü ile yaratıldıklarına inanıyorlar.
It's these very qualities that make some scientists think understanding black holes could hold the key not to death but to the birth of the very first stars.
Onların bir sürü özelliği bilim insanlarını düşündürüyor. Kara delikleri anlamak yıldızların ölümünün anahtarını olmasa da ilk yıldızların doğumunu elinde tutuyor olabilir.
Scientists have discovered that there's one other place you can find a point of infinite density and zero volume.
Bilim insanlarının keşfine göre başka bir yer daha var. Burası sonsuz yoğunlukta ve sıfır hacimde bir nokta.
Scientists call it the Big Bang, and it was predicted by the very same equations that discovered black holes.
Bilim insanları buna Büyük Patlama adını verdiler. Ve çok benzer denklemler ile tahmin edilmiştir ki, Bu denklemler Kara delikleri keşfetmemizi sağlamıştır.
It was here, at the beginning of the universe, that scientists found the answer to the ultimate question about the lives of stars.
Evrenin başlangıcı burasıydı. Bilim insanları yıldızların yaşamları hakkındaki nihai soruya cevap buldular.
40 years ago, scientists peered into the clouds of dust and gas created from the remains of stars and, to their surprise, found not just elements but organic molecules.
40 yıl önce, bilim insanları toz ve gaz bulutlarının içine bakarak bir yıldızın kalıntılarını ve onların sürprizlerini yarattılar. Sadece elementler değil organik moleküller de buldular.
When Scott and other scientists have analysed their results, what they've found is that as the nebulae create stars, they make the building blocks of living things on Earth.
Scott ve diğer bilim insanları sonuçları analiz ettiklerinde elde ettikleri şey bir bulutsunun yıldızları yaratması gibiydi. Yeryüzündeki canlıların yapı taşlarını elde ettiler.
If they were part of the process, they'd have to firstly get to Earth, and scientists have found a delivery system.
Eğer onlar sürecin bir parçasıysa, öncelikli olarak Dünya'da oluşmaları gerekirdi. Ve bilim insanları bir dağım sistemi buldular.
By looking at the stars, generations of imaginative scientists have stretched the boundaries of knowledge, discovering truths stranger than fiction... and, through the stars, uncovered the story of the universe.
Yaratıcı bilim insanları nesiller boyu yıldızlara bakarak bilginin sınırlarını zorladılar. Bilim kurgudan daha garip gerçekleri keşfettiler. Ve yıldızlar yoluyla evrenin hikayesini ortaya çıkardılar.
"Scientists prove cat heaven real, human heaven not!"
" Bilim adamları, kedilerin cennetini doğruladı. İnsanların cenneti yok.
As scientists, we seem to be committed to the view that if you could take a person and make an exact copy, molecule by molecule, that copy would have exactly the same thoughts and memories, would be the same person.
Biz bilim insanları, bir kişinin her bir molekülünü alıp tam bir kopyasını yaparsak, bu kopyanın gerçeğiyle tamamen aynı düşüncelere ve anılara sahip olacağını düşünürüz.
Scientists argue about this but we probably co-existed with the Neanderthals in Europe for between 5,000 and 10,000 years, and during that time the Neanderthals went into rapid decline.
Bilim insanları, bizim neandertallerle...