Scrape tradutor Turco
1,010 parallel translation
He cannot, like Hitler, scrape from their conscience the knowledge right is right and wrong is wrong.
Hitler gibi, neyin doğru, neyin yanlış olduğu bilgisini... vicdanlarından kazıyıp atamıyor.
A little scrape.
Küçük bir sıyrık.
I think we can do with all the understanding we can scrape together in these touchy times.
Bu hassas zamanlarda birbirimize karşı anlayışlı olabiliriz sanırım.
Scrape him out of a gutter and pump some kind of self-respect into him... and back he falls, back in every time.
Onu bir lağım çukurundan kazıyarak temizlesen ve içine biraz özgüven aşılasan da o, her defasında yine o çukura düşer.
I hoped you'd scrape up enough dough to get yourself out of this.
Bundan kurtulmak için kenara para attığını düşünüyordum.
It's nothing, just a scrape.
Önemli bir şey değil, sadece sıyrık.
That's all he could scrape up with the banks closed.
Bankalar kapalı olunca ancak bu kadarını toplayabilmiş.
Sometimes you skid, sometimes you go into a spin and smash into a tree and bash your fenders and scrape those fine ideals you brought from home.
Kimi zaman yoldan çıkarsın, eksen etrafında dönersin ve bir ağaca toslarsın çamurluklarını ezer, memleketten getirdiğin o güzel idealleri kazır atarsın.
There isn't enough paint in Germany for that but let me scrape together something in his defence.
Almanya'da buna yetecek miktarda boya yoktur ama izin ver, savunmasındaki bir şeyi birlikte kazıyıp çıkaralım.
Scrape, keys, center bits, darkies. Nothing forgotten.
Bütün malzemeler tamam mı?
The inhabitants scrape a frugal living from the sea, the sand and the low lying hills of coarse grass and peat bog.
Ada sakinleri deniz ürünleri, iri taneli bitkiler ve bataklık kömürüyle sade bir hayat sürerler.
That colt was buckjumping and pitching and tried to scrape me off against the fence, but I stayed with him.
Tay hoplayıp zıplayarak Beni üstünden atmaya çalıştı ama ben tutunmayı başardım.
All I could scrape together tonight was $ 120.
Bu gece için tüm toparlayabildiğim 120 dolar.
It took all the money I could scrape up. I won't do it.
Tüm paramı aldınız, hayatta inmem!
- That was a narrow scrape.
- Kıl payıyla yakaladınız.
That scrape he got into a long time ago, he's more than made up for it.
Uzun zaman önce yaptığı o hatayı telafi etmek için çok çabaladı.
Don't bother to scrape your shoes.
Ayakkabılarınızı temizlemeye zahmet etmeyin.
It won't scrape no more. Oh, no.
Artık sürtünmez.
You better see if you can scrape up some wood.
Haydi gidip yakacak birşeyler topla.
There was a boatman to put the boats in the water in the spring and scrape their bottoms in the winter.
Baharda kayıkları suya indirmek..... ve altlarını temizlemek için bir kayıkçı vardı.
Look out - you'll scrape your face off.
Dikkat et, yüzünü cırmalamasın.
I realize in war time they have to scrape the bottom of the barrel but where'd they ever scrape you up?
Savaş zamanında ellerindekiyle... yetindiklerini görüyorum?
He's what they scrape off the bottom of the barrel - an Injun-lovin'murderer.
Onlar varilin altından bir yerli aşığınının - katilini kazımış olur.
Now if you can scrape together a few sous... we can meet tomorrow morning at the Cafe Marais and talk things over.
İkimize yer ayırtabilecek paran varsa yarın sabah Marais Kafe'de buluşup her şeyi konuşuruz.
Took us days to scrape him off the sides of the tent.
Onu tentenin üzerinden çıkarmak günlerimizi aldı.
If that happens, we need the 5th, 50th, and any others we can scrape up... -... to stop Jerry's run to the north.
Eğer bu olursa, Almanların kuzeye yayılmalarını durdurmak için... 5. 50. ve zorlukla topladığımız diğer tüm birliklere ihtiyacımız olacak.
I'm still deep in hock, but maybe I can scrape up 500.
Hâlâ borç içindeyim ama belki 500 çıkarabilirim.
They claw and scrape away at the rocks until they bleed.
Duvarları tırmalıyor. Derileri sürtünüyor. Kanasınlar diye.
What could someone steal from here? Scrape?
Birisi oradan ne çalabilir ki?
Any man starts a shooting scrape, I'll kill, unless he kills me first.
Biri bana silah çekip öldüremezse onu öldürürüm.
She can scrape hides and sew boots and do all the other things women can do.
Deri tabaklayıp bot dikebilir kadınların yapabildiği diğer işleri de yapar.
Actually, I barely scrape by.
Aslında, kıt kanaat geçiniyorum.
You eat tomatoes in bed once more, and you scrape the seeds off the sheets.
Bir daha yatakta domates yiyip de çekirdeklerini çarşaflara sıvama.
She'll scrape my hull!
Teknemi kazıyacak!
I don't have to bow and scrape for customers.
Bilirsin, müşteri çekmek için sağa sola selam dağıtmam.
And, if i don't do it by 2 : 00 a.m., you can take what's left of me and scrape it off that mirror with a spoon! I ain't got much time.
Eğer bunu saat 2'ye kadar yapamazsam benden geriye kalanları aynadan kaşıkla kazıyarak çıkarırsın!
Anyway, he says to me "jim, " i must scrape up a quarter of a million and you're the only one that can handle it for me. "
Neyse bana dedi ki, "Jim, bir yerden çeyrek milyon dolar kapmam gerekiyor ve bunu ancak sen ayarlayabilirsin bana."
And i am supposed to scrape it up for him.
Benim de bunu ayarlamam gerekiyormuş.
I mean, i am supposed to scrape it up as though it were some kind of residue that could be literally scooped up off a floor!
Benim de bunu ayarlamam gerekiyormuş. Sanki bir yerlere bırakmışlar da ben de onu oradan kapıverecekmişim gibi.
Francolicchio and I had to scrape together 2,000 lire.
Francolicchio ile beraber 2.000 Liret toplamaya çalışıyorduk.
Industry's opening up and if we can scrape together enough money with maybe your help, well, we can go.
Endüstri gelişiyor ve... yeterince para bulabilirsek... belki de sizin yardımınızla, gidebiliriz.
And he had a thigh wound... a big red scrape.
Ve bir yarası vardı... büyük kırmızı bir sıyrık.
Now, this blanket material, we scrape this down until it's really smooth, and then dye it with boot polish.
Bu battaniye kumaşını iyice pürüzsüz olana dek kazıyoruz ve ayakkabı boyasıyla boyuyoruz.
Make a fold here, scrape the cheek bone... and use this to build up the nose.
Burada bükülme olmuş, elmacık kemiğini kazıyıp burun oluşturmak için kullansanız.
That's why I took a job at the Belly Button, to scrape up enough money for a car.
İşte bu yüzden Belly Button'daki işi kabul ettim. Başka bir araba almak için para biriktireceğim.
Just a scrape.
Sadece bir sıyrık.
Don't scrape it off.
Sakın kazımayın.
This is all I was able to scrape together for this month's share.
Bu ayın payı olarak ancak bu kadarını denkleştirebildim.
I might be able to scrape it thin enough.
Yeteri miktarda inceltebilirim.
$ 20 to scrape studio floor, $ 23 to replace two broken windows.
Stüdyonun zeminini kazımak 20 $, iki kırık pencereyi değiştirmek 23 $.
I couldn't scrape three layers of your leavings out of that pan.
Tencerelerini temizleyemedim.