Screeching tradutor Turco
523 parallel translation
- [Brakes Screeching] - Whoa!
[Brakes Screeching] Hooo!
For heaven's sake, stop that screeching.
Tanrı aşkına kesin şu zırıltıyı.
- [Tires Screeching] - Look out!
Önüne bak.
In the moonlight, with the wind screeching outside... and the window slamming and opening.
Ayışığında dışarıda ince bir ses çıkartarak rüzgar eserken ve pencere açılıp kapanırken.
Stop your screeching.
Cırlamayı bırak.
I can't bear this frightful screeching.
Bu korkunç gıcırtılar canıma yetti.
Outside, the gulls were screeching.
Dışarıda martılar ciyaklardı.
Movie shot, grabbed it while you were screeching.
Film sahnesi, bağrışırken hemen çekiverdim.
- The horrible screeching?
- Korkunç çığlığı mı?
( BIRD SCREECHING )
...
( ANIMALS SCREECHING )
...
- ( Tyres screeching )... where we are! - Even worse, they know exactly...
- Daha kötüsü.
Anyway it suddenly started screeching I thought...
Birden çığlık atmaya başladı. Ben sandım ki...
Does it look like Lindsay Tate loves me, screeching my name all over town?
Adımı her yerde haykıran Lindsay Tate beni seviyor gibi mi sence?
[TIRES SCREECHING] Trans World Airlines announces the departure of Flight 83 from New York City to Kansas City.
Transworld Havayollarına ait 83 numaralı uçuş New York'tan kalkan Kansas uçuşu için hazır.
[Brakes Screeching]
[Fren sesleri]
Now all the machines have begun to function all tortures at once, with terrifyingly loud screeching
Şimdi tüm makineler işlemeye başlamıştır tüm işkenceler bir seferde, son derece korkunç çığlıklar çıkarttırarak.
( SCREECHING ) ( STAMMERING ) The tire had blown out.
Şey lastik patlamıştı.
( Crashing, tires screeching ) Woman :
Ulusal yardım kuruluşunun hazırladığı programı izlediniz.
We are going right down there and bring this thing to a screeching halt... right now.
Tam peşlerinden gidiyor ve bu şeyi cırlak şekilde durduruyoruz.
I got quite crazy, as a matter of fact. One of these people mentioned a certain man whom I don't like very much... and I started screeching about how he had just been found in the Bronx River... and his penis had dropped off from gonorrhea, and all kinds of insane things.
Oradakilerden birisi pek de hoşlanmadığım birisinden bahsetti ve ben de nasıl daha yakınlarda Bronx Nehri'nden bulunduğu belsoğukluğu yüzünden penisinin düştüğü gibi delice şeyler söyledim.
I'm talking about tens of millions- - fifty hundred million dollars in loses every time this city has to grind to a screeching halt.
Onlarca insan hakkında konuşuyorum. Kaybedilen milyon dolarlar. Bu şehiri durma noktasına getiren eziyet.
- [Rosie Gasps ] - [ Screeching Quacks]
- [Rosie nefes nefese ] - [ yükselen vaklamalar]
[Screeching Quack]
[Tiz vaklama]
[Screeching Quacks]
[Tiz vaklama]
[High-pitched Electrical Screeching]
[tiz motor sesi]
[Screeching Quacks]
[Vaklama sesi]
( train screeching to stop )
( trenin dururkenki sesi )
[Tyres Screeching] We got ourselves a challenger, name of Baracus.
Baracus adında bir meydan okuyucumuz var.
[Tyres screeching] Anybody we know, Thermy?
Bunları tanıyor muyuz Thermy?
- [Tires Screeching ] - [ Michael] Move!
Çekilin!
- [Brakes Screeching]
Ben Kaplan Terri.
- [Tires Screeching] - Look out!
Dikkat et!
- ( screeching ) - What was that?
O neydi?
[tires screeching] lf those bank robbers think you can id'em, you need a lot more help than you think.
Eğer o bankayı soyguncuları onları ele vereceğini düşünüyorlarsa düşündüğünden çok daha fazla yardıma ihtiyacın var demektir.
At least it's not a root canal. [Tires Screeching]
En azından kanal tedavisi değil.
The van is delivering here now. [Screeching]
Minibüs şimdi buraya dağıtım yapacak.
Watching Italian opera, all those male sopranos screeching stupid, fat couples rolling their eyes about.
İtalyan operasında bağırmaktan gözleri fal taşına dönmüş sopranolardan geçilmiyor. Aşk bu değil!
( SCREECHING ) ALICE : Oh!
Özür dilerim!
That screeching little witch!
Bet sesli cadı.
- Hello, kermie. [Brakes screeching] I've finished my shopping.
Alışverişi bitirdim.
( tires screeching ) MAN 2 : Who goes there?
Kim var orada?
( Tyres screeching )
ALARM
( Tyres Screeching ) ( Knocking ) - Open up.
Açın!
( TYRES SCREECHING ) Calvin!
Calvin!
Miss Lina Przybilla, unkempt, but delightful, greeted him, screeching, "I gave it to him, Franz!"
Tiz sesiyle : "Dergileri verdim Franz!" der.
[Tyres Screeching, Engine Racing] - What's goin'on, Hannibal?
Neler oluyor Hannibal?
[Car tyres screeching] Ciao.
Güle güle.
[tires screeching] Seem to be a lot of Callans in town.
Görünüşe göre bu kasabada çok fazla Callan soyadı var.
[tires screeching] I'd hate to see her behind the wheel of a car.
Onu araba kullarken görmeyi hayal edemiyorum bile.
[tires screeching] I'm glad I got here in time, Katherine.
Zamanında gelebildiğime sevindim, Katherine.