Seal it tradutor Turco
924 parallel translation
Then the prevention is simple, seal it up.
Bunu önlemek çok basit. Odayı kapatın.
well, if 1 wasn't honest trying to seal it up, 1 wouldn't have got caught.
Eğer zarfları kapatmaya kalkmasaydım, enselenmezdim ama.
Doctor, I have seen her rise from her bed, throw her night-gown upon her, unlock her closet, take forth paper, fold it, write upon't, read it, afterwards seal it, and again return to bed ; yet all this while in a most fast sleep.
Doktor, yatağından kalktığını gördüm, hırkasını giydi, çekmecesini açtı, bir kağıt çıkarıp katladı, birşeyler yazdı üstüne, mühürledi ve yattı. Derin uykular içindeydi bütün bunları yaparken.
Seal it up for good.
Onu tıkayalım.
Now, if you'll wrap a piece of paper around it so that I can handle it... I'll take it out to your secretary and get her to seal it.
Şimdi üzerine kâğıt sarıp verirseniz, sekreterinize götürüp, mühürleteceğim.
My orders are to seal off this base, and I mean to seal it tight.
Üssü emredildiği üzere dışarıya kapatacağım, yani çok sıkı olacak.
Shall we seal it with a nip?
Bunu bir kadehle mühürleyelim mi?
Soon as the lab men get out of 634, seal it.
Delil toplama işi biter bitmez 634'ü kapatın.
- But seal it, Barney.
- Ama gerçekten kapatın Barney.
Then I'll seal it with the blood of my entrails.
Sonra kendi kanımla bunu mühürleyeceğim.
Seal it now.
Şimdi onayla.
I have to close this joint and seal it up.
Bu tekkeyi kapatmak ve mühürlemek zorundayım.
When I've finished, I'll seal it and bury it where no one will find it.
Bitirince, onu mühürleyip, kimsenin bulamayacağı bir yere gömeceğim.
We'll make a pact and seal it with our blood.
Bir anlaşma yapacağız ve kanımızla mühürleyeceğiz.
Here and now, sign your name on the oath and seal it with your blood.
Şimdi burada, andınıza adınızı yazın ve kanınızla mühürleyin.
We go back, seal it up, and come back tomorrow.
Geri dönüp duvarı kapayacağız, yarın tekrar geliriz.
Come on, let's seal it with a kiss!
Hadi, bunu bir öpücükle mühürleyelim.
If we take the cigarette and start to remove it... the quarter will seem to, um, seal itself up.
Sigarayı alıp çıkartmaya başlarsak bozukluk, tekrar kapanıverir.
It's a protective seal.
Tılsım üzerimde.
There's no seal on it.
Ben bir cüppe giyinmeliyim!
Official confirmation with the seal and signature of the prison director and everything that goes with it.
Cezaevi müdürünün mührünü ve imzasını taşıyan çok açık bir belge.
They dare not produce it because that document is a forgery to seal Dreyfus'fate and save the face of the general staff.
Belgeyi açıklamadılar çünkü o belge sahte. Dreyfus'un kaderini mühürlemek ve genelkurmaylığı suçsuz göstermek için burada bulunan bir istihbarat memuru tarafından yazıldı.
But anything my patients reveal to me is as sacred... as though it were given under the seal of the confessional, is that clear? All right.
Ve hastalarımın bana döktüğü her şey tövbekarın papaza itirafları gibi kutsal ve saklıdır, anlaşıldı mı?
He'd tell that to a trained seal if it paid off.
Eğer parası ödenmiş ise eğitimli bir fok olduğunu söyledi.
It had Dad's bankbook and seal inside, along with forms for expediting his retirement bonus.
İçinde babamın çek defter ve mührü vardı. Bir de emeklilik ikramiyesinin erken ödenmesi için dilekçe.
It's the royal seal of Ananka.
Bu Ananka'nın kraliyet mührü.
That seal that died at the zoo? It was full ofstones
Hayvanat bahçesinde geçen gün ölen fok var ya... içi taş doluydu.
It is only a baby seal.
Bu sadece bir yavru fok.
It's just a formality, but please put your seal on this receipt.
Sadece formalite, şu senedi imzala, lütfen.
And if it did, we could write out papers telling our side of the story, seal them in bottles and send them floating on the sea.
Fark da etse, kağıtlara hikayenin bizim gözümüzden olan halini yazıp boş şişelere koyup denize bırakabilirdik.
Yes, it is classical seal for exorcism.
Evet, klasik şeytani mühür.
I have decided to revive the office of Chancellor of England, keeper of the Lion's Seal, and entrust it to our loyal servant
Aslan Mührü'nün koruyucusu olan, İngiltere kabinesinin yönetimini yeniden diriltmeye karar verdim. Ve bu görevi de sadık hizmetkarıma havale ediyorum.
There, that's the Great Seal of England, don't lose it, without the seal, there's no more England and we'll all have to pack up and go back to Normandy.
İşte, İngiltere'nin büyük mührü, kaybetme, bu mühür olmaksızın İngiltere ülkesi olmaz. Ve bizler de pılımızı pırtımızı toplayıp
You gave me your seal, and while I wear it my duty is to my, king.
Bana mührünü verdin. Ve onu taktığım sürece, görevim kralıma hizmet etmektir.
Seal it off.
Emniyete alın.
Set your seal to it and I'II deal with the girl Set your seal to it and I'II deal with the girl
Sen mührü bas ben de kızla ilgileneyim.
I'll attempt to seal it off.
- Buradan çıkın!
It's been given the Good Housekeeping Seal of Approval.
En Bakımlı Ev ödülünü aldı.
I exposed it to the cultures before the seal broke.
Kurallar kırılmadan önce onu salmıştım.
It's locked, you see. Jesus, you have all the killer instinct... of a 20-year old seal'yham. Well, smash it open!
Tanrım, öldürme içgüdülerin ancak 20 yaşındaki bir teriyer gibi.
It gives a four-sided seal and runs 72 packs a minute.
Dakikada 72 adet dört taraftan yapıştırılmış paket çıkarıyor.
It is a measurement box with the seal of authority.
Bu resmi mühürlü bir ölçüm kutusudur.
Let's seal this bond tighter than it's ever been before.
Bu birlikteliği daha da kuvvetlendirelim, hiç olmadığı kadar.
But it has his seal on.
Ama üzerinde mührü vardır.
I have the use of his seal. We had it for years.
Onun mührünü kullanıyorum, yıllarca kullandım.
It's in her name and his, but it bears no seal
Yazdığı mektubu hatırlayacaktır.
Before he died, he took from his finger this ring... his own seal. and placed it on my finger.
Ölmeden önce, kendi parmağından şu yüzüğü bizzat kendi mührünü çıkardı ve parmağıma taktı.
Well, it is true I got an old silver spoon at home and a graven seal, but I never paid them much heed.
Evde eski bir gümüş kaşığım ve oyma bir mühürüm olduğu doğru ama onlara pek önem vermemiştim.
But a placental mammal, like this seal, has a much longer development, and it deals with the problem by producing, from within the placenta, a substance which actually suspends the mother's egg production.
Ama bu fok gibi plasentalı bir memelinin gelişim dönemi çok daha uzundur ve bu sorunla plasentanın içinden bir madde üreterek baş eder. Bu madde annenin yumurta üretimini durdurur.
The body of a mammal, whether it's our own or a seal's, is extremely complex and takes a very long time to fully develop.
Gerek bizimkisi, gerekse de fokunki olsun, bir memelinin vücudu olağanüstü derecede karmaşıktır ve gelişmesi çok uzun zaman alır.
It's better than the Good Housekeeping Seal of Approval.
Bu tasdikli ev idaresi belgesinden iyidir.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72