Seany tradutor Turco
40 parallel translation
- I'm asking, Seany.
- Seany, sana soruyorum kanka.
Seany?
Seany?
( Jewish accent ) Seany, are you there?
Seany, sen misin?
Seany, honey, I wanted to tell you something.
Seany, tatlım, sana bir şey söylemek istiyorum.
Seany... I got something for ya.
Seany sana bir şey vereceğim.
That's little Seanie.
- O Seany
But Uncle Seany's here and I'm gonna teach you...
Ama Sean Amca sana her şeyi öğretecek- -
The last place, Seany, the last place she was at.
Kızın olduğu son yerde.
Okay, sort away, Seany-Sean-Sean!
Çöz o zaman, Seany-Sean-Sean!
- It's a long season, Seany.
- Sezon daha uzun, Seany.
4 thousand pounds, Seany!
4 bin pound, Seany!
Seany!
Seany!
Seany, Sean, Sean, what you doing here?
Seanie. Sean, Sean... Ne yapıyorsun?
- Oh, you are such a dick, terrence! - Seany! - You're such a dick!
Kadından kadına koştuğumu, hatunları sağlı sollu becerdiğimi söylerdim.
I need to talk to you about something, Seany.
Seninle bir şey konuşmam gerekiyor, Seany.
Seany, you wanna join us now?
Seanie, eğleniyor musun?
All right. Seany. Come on, buddy.
Seany, kalk hadi.
- Seany never did a thing with Morning.
- Seanie ile Morning arasında bir şey olmadı.
Little family reunion, Seany?
Küçük aile toplantısı, Seany.
Time to find out if blood's thicker than money, Seany.
Kardeşinin paradan daha önemli olup olmadığını anlama zamanı, Seany.
You've done the right thing, Seany.
Doğru şeyi yaptın, Seany.
You too, Seany...
Sen de, Seany...
Seany-boy.
Sean, evladım.
Seany boy, are you in there?
Sean evladım, orada mısın?
Seany boy, are you in there?
Seany orada mısın?
Seany-boy, are you in there?
Sean orada mısın?
Well, Sean-y and I met at university.
Seany ve ben üniversitede tanıştık.
Ah, it's just that I remember when Sean-y and I were coming up with it.
Az önce Seany ve benim yan yana olduğumuz zamanı hatırladım.
Listen, I don't know if anybody told you, but I'm back in business, and I even got your boy Seany helping me out with things on his end.
Dinleyin, size biri söyledimi bilmiyorum ama, işlere geri döndüm, ve hatta senin oğlun Seany'de var. kendine düşen işi yaparak bana yardımcı oluyor.
Talk to him, Seany.
Seany ile konuştum.
He nearly killed that guy, Seany.
O neredeyse adamı öldürüyordu, Seany.
Seany, glad you could make it.
Seany, gelebildiğine sevindim.
This guy... Seany, so, uh, what's the word on the game?
Seany, oyunumuzda ne var?
Seany, Seany, Seany.
Seany, Seany, Seany.
What the hell? What does it matter, Seany?
Ne fark eder ki, Seany?
I know you, Seany boy.
- Seni tanıyorum, Sean evlat.
- Seany.
- Hey. - Seany.
I got some news. - You're gettin'remarried?
Seany, zavallı bebeğim.
I-I'm gonna need to get this surgery done, ok, and the doctors think that they can stop the cancer from spreading if they cut out my kidney. Oh, seany, my poor baby.
Aynı yöne mi gidiyoruz güzelim?
- Seany, was it you?
- Seany, sen mi aldın?