See what i can do tradutor Turco
2,429 parallel translation
I'll see what I can do.
Bakalım ne yapabileceğim.
I'll see what I can do.
Ne yapabilirim bir bakayım.
I'll see what I can do.
Ne yapabilirim bakacağım.
I'll see what I can do with the animals.
Hayvanları ne yapabilirim bir bakayım ben.
But I'll see what I can do.
Ama bir şeyler ayarlarım.
I'll see what I can do.
- Ne yapabilirim bir bakarım.
I'll see what I can do about the internship
Stajın için ne yapabilirim bakarım.
I'll see what I can do, okay?
Ne yapabilirim bir bakayım.
I'll see what I can do. Very well.
- Ne yapabileceğime bakayım.
I'll go back to the D.A., see what I can do.
Bölge savcısıyla konuşur, elimden geleni yapmaya çalışırım.
You know what? Let me see what I can do.
Ne yapabilirim bir bakayım.
I'm on the student council, so I'll see what I can do about getting the heat turned on.
Ben öğrenci konseyindeyim ve klimaların çok açılması... konusunda ne yapabilirim bakacağım.
I'll call my supervisor and see what I can do.
Şefimle bir görüşüp neler yapabileceğime bir bakayım.
I'll see what I can do, but I won't promise you anything, Osmar.
Osmar.. Ben, ona sorarım, Ama söz veremem.
I'll see what I can do.
Vermeye çalışırım.
leave it with me, then I'll see what I can do.
Sonra ne yapabileceğime bakayım.
- OK. Well, I'll see what I can do.
- Peki, gelmeye çalışırım.
- OK, I'll see what I can do.
- Elimden geleni yapacağım.
But I'll see what I can do.
- Ama elimden bir şey gelir mi bakayım bir.
Then, come back with your clippings and I'll see what I can do, okay?
Kesip bana getir. Daha sonra ne yapabileceğime bakarım.
I'll see what I can do.
Tamam, bakarız.
I'll see what I can do.
Bir şeyler ayarlarım.
I'll see what I can do.
Bakarız.
I'll see what I can do.
Ne yapabileceğimize bir bakayım.
And I'll see what I can do about your parents'ugly divorce, Caren.
Annenle babanın nahoş boşanmasıyla ilgili ne yapabilirim bir bakacağım.
Yeah, just I'll see what I can do.
Ne yapabilecegime bakalim.
I'll talk to them and see what I can do.
Bakalım elimden ne geliyor.
To see what I can do for their daddy.
Babaları için bir şeyler yapmaya.
I will see what I can do for you. Doctor.
Sizin için ne yapabilirim, Doktor?
Give me some time, I'll see what I can do.
Bana biraz zaman ver, ne yapabileceğime bakayım.
Let me see what I can do.
Ne yapabileceğime bir bakayım.
If you're better by September, I'll see what I can do.
Eğer Eylül'e kadar iyi olursan o zaman ne yapabileceğime bakarım.
Alright, let me see what I can do.
Tamam, bakalım neler yapabiliriz.
I'll see what I can do.
Elimden geleni yapacağım.
I'll see what I can do.
- Elimden geleni yaparım.
Let me see what I can do about getting you back here.
Unut bunu. Seni geri getirmeye çalışayım.
I'll see what I can do.
Ne yapabilirim, göreceğiz.
I will see what I can do.
Ne yapabileceğime bir bakarım.
I will see what I can do.
Bakalım ne yapabileceğim.
I'll see what I can do.
Bakalım ne yapabilirim.
I'll see what we can do.
ne yapabiliriz, bakacağım.
She doesn't want to know what I'm capable of, she only wants to see what I can't do.
Yapabileceklerimi görmek istemiyor. Sadece yapamayacaklarımı görmek istiyor.
Ok, what can I do... I can see what you go through all the time because of this trouble maker.
Tamam. Başka çaremiz yok. Her gün Bayan Baş belası'yla uğraşmak zor olmalı.
Now, Elmer came to me with his trouble, and I came to you, and you asked me to see what I could do about gettin'this done quietly, and I've done all that I can think to do,
Elmer, bana sorununu çözmem için geldi, ve ben de sana geldim. Sen de bana bunu sessizce halledebilmek için ne yapılabileceğini sordun, ve ben de sana ne yapılabileceğini söyledim.
But I can't see myself or anyone telling a woman what she should do with her body.
Fakat ne benim, ne de bir başkasının, hele de bir hükümetin bir kadına ne yapması gerektiğini dikta ettirmesini düşünemiyorum.
What do you see that I can't?
Benim göremediğim neyi görüyorsun?
What can I do for you, big man? Our boy, Harold called from the pens, said you're stalling his case'til you see some more'green'.
Bizim Harold aradı ve biraz daha yeşillik getirene kadar davasını ertelediğini söyledi.
I'll see what we can do to compensate you.
Telâfi etmek için sana neler yapabileceğimize bir bakalım.
Please, carry on. I can't wait to see what you're going to do next, doctor.
Bak hele, şimdi neler yapacağınızı görmek için sabırsızlanıyorum, Doktor.
With the new people can I have my own room? We'll see what we can do.
Bu yeni insanlarla birlikte, yeni bir odam olacak mı?
Would it? I can see how there might be some truth in that, but in this particular case I got to say I didn't know what sort of person I was supposed to be on the lookout for or what I was supposed to do when I found them.
Bunda doğruluk payı olduğunu görebiliyorum ama bu durumda söylemem lazım nasıl birini aramam gerektiğini ya da bulduğumda ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.