See what i can find out tradutor Turco
267 parallel translation
In the meantime, I'll see what I can find out.
Bu arada, ben de neler öğrenebileceğime bir bakarım.
I'll see what I can find out about the body.
Bakayım, cesetle ilgili neler öğrenebileceğim.
I'll see what I can find out when I get to Limbasi.
Lubumbashi'de daha fazlasını öğrenirim.
I'll hop out with Ridley, grab a couple of pictures, and see what I can find out.
Ridley ile çabucak gidip, bir kaç resim çekip ve ne bulacağıma bakacağım.
How terrible. I'll see what I can find out.
Korkunç, ben de araştırma yaparım.
You want me to re-establish contact, accept his offer and see what I can find out?
Aracıyla yeniden iletişim kurup teklifini kabul edip, bilgi almamı mı istiyorsunuz?
I'll see what I can find out.
Neler bulabileceğime bir bakacağım.
In the morning I'll go into town to see what I can find out.
Sabah kasabaya gidip bir şeyler öğrenmeye çalışırım.
I'll talk to Lando and see what I can find out.
Lando'yla konuşup ne olduğunu anlamaya çalışırım.
I'm going to see what I can find out there, okay?
Gidip bakayım, orada ne bulabileceğim, tamam mı?
I'll see what I can find out about her, okay?
Hakkında ne bulabileceğime bir bakayım tamam mı?
I'll see what I can find out.
Nerede bulabilirim bakacağım.
I'm going to go to the lab and see what I can find out from Bates, okay?
Ben de laboratuvara döneyim, Bates'den neler öğrenebileceğim bakalım. Tamam mı?
Let me see what I can find out.
İzin ver ne öğrenebilirim bir bakayım.
Why don't I talk to her and see what I can find out?
Niçin onunla ben konuşmuyorum? Bakalım ne çıkacak.
- Yeah. - I'll see what I can find out.
- Bir şeyler öğrenmeye çalışırım.
I'm gonna go down to the office and see what I can find out.
Aşağıdaki ofise inip neler öğrenebileceğime bakacağım.
I'll see what I can find out.
Bir seyler bulmaya calisirim.
I'll see what I can find out on the street, ya know?
Neler öğrenebileceğime bir bakarım, tamam mı?
I'm gonna see what I can find out.
Gidip neler öğrenebileceğime bir bakayım.
I'm going to head back into town... and see what I can find out.
Ben kasabaya dönüp... neler olduğuna bir bakayım.
Look, I'll ring around and I'll see what I can find out.
Etrafa bir sorup bir şeyler öğrenmeye çalışayım.
I'll see what I can find out.
Birşeyler bulmaya çalışacağım.
I'll check Neelix's personal data base- - see what I can find out about the ceremony.
Neelix'in kişisel kayıtlarını inceleyeceğim - tören hakkında ne bulabileceğimi bir görelim..
Let me see what I can find out.
Ne bulabileceğime bir bakayım.
I'll see what I can find out.
Sen ona git. Bilgi topla.
If you wait here, I'll go check and see what I can find out.
Gidip durumunu öğrenmeye çalışayım.
I'll call Harvey Tomes tomorrow in the psych department... ... and I'll see what I can find out about him.
Psikoloji bölümünden Harvey Toones'u ararım ve adam hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışırım, tamam mı?
Yeah. I'm gonna check around, see what I can find out.
Bir bakayım, belki bu konuda bir şeyler öğrenirim.
I'm going to the crime scene to see what I can find out.
Ama cinayet mahalline gidip bakacağım.
Well, I'll go see what I can find out about Belthazor.
Peki, Belthazor hakkında neler bulabileceğime bakacağım.
I'll go see what I can find out.
Gidip neler öğrenebileceğime bakacağım.
I'll see what I can find out.
Bakalım ne öğreneceğim.
I'll see what I can find out.
Ne bulabileceğime bir bakayım.
I'll go see what I can find out.
Ne bulabilirim, bakmaya gideceğim.
- Let me go see what I can find out.
- Gidip ne bulabileceğime bakayım.
I want to see if I can find out what happened to the body.
Cesede ne olduğunu öğrenebilmek için anlamak istiyorum.
I'll see what else I can find out from Mr. Mudd. Let's go.
Ben de Bay Mudd'dan başka ne bilgi alabiliyorum, bakacağım.
I know it was D'Amato's field, but see what you can find out.
D'Amato'nun sahası olduğunu biliyorum ama ne bulabilirsiniz bir bakın.
I wanna look around, sit in on a game or two, see if I can find out what's behind this place.
Ben, etrafa bir göz atıp, bir veya iki oyun izlemek istiyorum. Bakalım bu yerin arkasında neler olduğunu bulabilecek miyim.
I wanna look around, sit in on a game or two, see if I can find out what's behind this place.
Etrafa bakmak, bir ya da iki oyuna oturup bu yerin arkasında ne olduğunu anlamak istiyorum.
I'm here to see if I can help find out what happened to your dad.
Babanızın ölme sebebinin ortaya çıkarılmasına yardım edebilmek için buradayım.
I'm gonna go see what else I can find out about Krueger.
Başka neler olduğunu bulmaya çalışacağım. Krueger hakkında bir şeyler öğrenebilirim..
Yeah, I gotta go. See what you can find out, and spare...
Beni dinle.Gitmem lazım.Evet, gitmem lazım.
I'll see what else I can find out about Dr. Terrence Allen Berube.
Dr. Terrence Allen Berube ile ilgili biraz araştırma yapacağım.
I want the two of you to analyze the alien generator, then see what you can find out about this SOS call.
İkinizin bu yabancı jeneratörü [br ] inceleyip sonra da bu SOS çağrısı hakkında ne öğrenebileceğinize [ br] bakmanızı istiyorum.
I sent Tuvok to investigate the other compounds and see what he can find out.
Bir şeyler bulabilir diye Tuvok'u diğer alanlara gönderdim.
I want to see if maybe we can find somebody down there who can figure out what's wrong with you.
Belki aşağıda sana ne olduğunu anlayacak birini bulabiliriz.
I'll swab your gums, see if we can find out what made you pass out.
Diş etlerinizi çubukla sileyim. Bakalım sizi neyin bayılttığını bulabilecek miyiz.
See if they can find out what this green substance is on these nylons I found in Mr. Anderson's closet.
Bir de Bay Anderson'ın dolabında bulduğum bu naylon çoraptaki yeşil maddeyi araştırsınlar.
I'm gonna see what else I can find out.
Bir şeyler bulmaya gidiyorum.