Seras tradutor Turco
102 parallel translation
That window, it's like a cucumber frame.
Şu pencere tıpkı bir salatalık serası gibi.
Arnesen Nursery.
Arnesen Serası vardır orada.
The roses came from the SS greenhouse
Güller SS serasından gelmiş.
And I went by moonlight to Daddy's greenhouse to pick them for her.
Martha için bunları toplamaya babanın serasına gittim ayışığında.
Don't worry, Count, now that young Bezukhov is here, we can get everything from his hothouses.
Merak etmeyin Kont, genç Bezukhov burada olduktan sonra, serasından istediğimiz her şeyi alabiliriz.
There's stuff in it called tannis root from her greenhouse.
İçinde serasında yetişen tannis kökü falan varmış.
Must have been a gardenia plantation or a flower plantation at one time.
Bir zamanlar bitki serası çiçekçilik serası falan olmalı.
-.. garden with a greenhouse.
-.... serası olan yeşil bir bahçe.
That bastard Wong Chun is growing opium in his cell.
Bülent'in serası değil mi lan bu?
The opium stock...
Haşhaş serası...
It's a two-bedroom cottage with two bedrooms, two living rooms and a conservatory.
- Hayır. İki yatak odası olan harika bir ev iki tane oturma odası ve bir de serası var.
BREAKING GLASS 'First, we made him smash a few windows in Mrs Trace's greenhouse.'
Önce gidip Bayan Trace'in serasında birkaç cam kırdık.
She lost all that weight by drinking juice from vegetables grown in her greenhouse.
Serasında yetişen sebzelerin suyunu içerek o kadar zayıfladı.
Seras... Jack, please don't try to talk!
Seras... konuşarak kendini yorma!
And senior officer, Seras Victoria, took out target B.
Ve kıdemli memur, Seras Victoria da, hedef B'yi temizledi.
Seras Victoria.
Seras Victoria.
What are you going to do Seras Victoria?
Ne yapmayı planlıyorsun Seras Victoria?
I came here to see you, Seras Victoria.
Seninle görüşmek isteyen biri, Celes Victoria.
She, Seras Victoria, belongs to the Hellsing organization.
Bu Celes Victoria, kendisi Hellsing Şovalyeleri ile beraber çalışıyor.
You are fortunate, Seras Victoria.
Sen kutsanmışsın, Celes Victoria.
Good night, Seras Victoria... Mr. Anders.
İyi geceler Celes Victoria, Bay Anders.
They key opened the door to the school glasshouse.
Anahtar, okulun serasının kapısını açıyordu.
Seras... please don't try to talk!
Seras Jack, konuşarak kendini yorma!
Her greenhouse is full of it.
Serası onlarla doluydu.
She lets me use her greenhouse.
Serasını kullanmama izin verdi.
- Seras Victoria...
- Seras Victoria...
Seras, we also redesigned your weapon.
Seras, sizin de silahınızı elden geçirdik.
In Miss Seras'room downstairs.
Aşağıda Bayan Seras'ın odasındayım.
Since I have Alucard and Miss Seras here...
Alucard ve Bayan Seras burada yanımda olduğuna göre...
Are you alright, Miss Seras?
İyi misiniz, Bayan Seras?
Seras!
Seras!
Miss Seras...
Bayan Seras...
You failed to include Seras and Alucard in those numbers.
Seras ve Alucard'ı saymayı unuttun.
But round the end of the cucumber frame, whom should he meet, but Mr McGregor!
Salatalık serasının bitiminde dolaşırken Bay McGregor ile, karşılaşmış!
Seras?
Seras?
Seras.
Seras.
Pour le reste de ma vie, tu seras une révélation.
Hayatımın geri kalanının kurtarıcısı olacaksın.
Before you ask, it was taken on his allotment, and, yes, he did win first prize.
Sen sormadan söyleyeyim. Resim serasında çekilmiş. Ve evet, birincilik ödülü kazandı.
Now I work at my uncle's botanica.
Artık amcamın serasında çalışıyorum.
And what did elaine get for it? Her daughter's greenhouse.
Kızının serasını!
This is our planet's hothouse. The jungle.
Bu, gezegenimizin serası.
It is the largest greenhouse on Earth.
Burası Dünya'nın en büyük serasıdır.
The pig in charge can take you to the Royal Greenhouse.
Görevli domuz sizi Kraliyet serasına götürebilir.
Hey Seras, wake up girl.
Hey Seras, uyan kızım.
Seras...
Seras...
Wait Seras!
Bekle, Seras!
Seras, we're leaving.
{ \ cH4411FF } Seras, savaşmaya hazır ol.
Master... Let's go Seras! In spite of your fear...
Efendim... { \ cH4411FF } Gidelim, Seras!
It reminds me of that afternoon we spent on Seras Dia.
Bana Seras Dia'da geçirdiğimiz öğleden sonrasını hatırlattı.
Seras Victoria!
Seras Victoria!
Tu seras infeliz para el resto de tu vida. - Did she just say I'm gonna be unhappy?
- Az önce mutsuz olacağımı mı söyledi?