Shaft tradutor Turco
1,663 parallel translation
It's a mine shaft.
Bu bir maden kuyusu.
Through the vents, rappel down the elevator shaft and then bungee-jump down to the dance floor.
Havalandırma borusundan, asansör boşluğundan aşağıya dans pistine banji jampingle ineceğiz.
It doesn't make any sense, because the first thing the builders would have done after getting down here was cut a secondary shaft back out for air...
Artık bir anlamı yok. Çünkü buraya inen adamların ilk yaptığı şey çökme durumuna karşı hava girmesi için ikinci bir tüneldi.
- lt's a shaft to another level.
- Bu ; başka bir bölüme açılan bir geçit.
Those Parliament bastards are trying to shaft me again wih the new bill to exclude my successors
Meclisteki piçler benim varislerimi dışlayarak bana yine adilik yapmaya kalkıştılar.
A dumbwaiter shaft?
Bu çıkış mı?
And the prints are only at the end of the shaft.
Ve, sadece parmak izleri shaft ın sonuna gider.
- Close the shaft, Dean. - Why?
- Şaftı kapat, Dean.
If he doesn't secure the shaft, the explosion will release into the atmosphere, taking all of us with it!
- Neden? Patlama atmosfere yayılacak ve bizi de beraberinde götürecek.
Damn it, Dean, close down the shaft!
Şaftı kapat dedim!
Close the fucking shaft, Dean!
Kapat şu lanet şaftı, Dean!
I guess he closed the shaft. Yeah.
- Sanırım şaftı kapattı.
Bravo Team found a hole at the bottom of the shaft
B takımı asansörde büyük bir delik keşfetti.
- Elevator shaft?
- Asansör boşluğu?
Found this in the elevator shaft.
Şunu asansör boşluğunda buldum.
You got back on the elevator, and dropped this down the shaft.
Asansöre binip şunu boşluğa atmışsın.
I did not push Patrick Wakefield down that elevator shaft.
Patrick Wakefield'ı asansör boşluğuna ben itmedim.
- Eric... The fibers from the elevator shaft.
Eric, asansör boşluğunda bulduğumuz kumaş parçaları.
Which means we can place you in the elevator shaft with Patrick Wakefield.
Yani asansör boşluğuna düşen Wakefield'ın yanındaymışsın.
I'll cut a section of mid-shaft femur, send it to DNA.
Kalça kemiğinin ortasından bir parça kesip DNA'ya göndereceğim.
Drive Shaft!
Driveshaft. Yüzük.
Never heard of Drive Shaft?
Driveshaft'ı hiç duymadın mı?
- You were in Drive Shaft?
- Sen Driveshaft'ta mıydın?
- I am in Drive Shaft.
- Evet. Bas çalıyorum.
- You ever heard of Drive Shaft?
- Driveshaft'tan şunu duydun mu hiç?
Drive Shaft.
Drive Shaft.
You are bloody Drive Shaft.
Drive Shaft sen demek.
I play bass in Drive Shaft.
Drive Shaft'ta bas çalıyordum.
Drive Shaft!
Drive Shaft!
You're destroying Drive Shaft.
Drive Shaft'ı yok ediyorsun.
I am Drive Shaft!
Ben Drive Shaft'ım!
They won't book Drive Shaft without you.
Drive Shaft'ı sensiz kabul etmiyorlar.
Crack house on an air shaft.
Hava borusu üstünde bir mezbele.
Shane, when you want your buddy to release gently squeeze the shaft at the base applying tongue to the glans and frenulum.
Shane, adamın boşalmasını istediğinde penisini yavaşça sık ve dilini ucunda ve etrafında gezdir.
He can belch the theme from Shaft.
"Shaft" ın müziğini geğirebiliyor.
The ERT dug underneath the elevator shaft and found human remains.
Acil Durum Müdahale Ekibi, asansör boşluğunun alt kısmını kazdı ve insan kalıntıları buldu.
A shaft of light illuminates a wild animal.
Bir ışık kuyusu yırtıcı bir hayvanı aydınlatıyor
"Thought I'd just drop in." "Hey, doll, thanks for giving me the shaft."
Sonra dosdoğru söyle dedim kendime. Bebeğim, beni havalarda uçurduğun için sağol.
- I came up the air shaft.
Tabii ki havalandırmadan.
The shaft's not bent, as far as we can tell. But she struck hard against the rock!
Görebildiğimiz kadarı ile millerde bir yamulma yok ama kayaya fena çarptık!
Drive shaft.
Araba oku.
You know, with all this rain we're having, you can't stop some of it coming down that elevator shaft.
Bilirsin, buraya çok yağmur yağıyor ve bunun asansör boşluğuna akmasını engelleyemiyorsun.
- It's dead animals in the shaft. - What animals?
- Bir leş kokusu var.
He hanged himself in an elevator shaft.
Kendini bir asansör gövdesinde astı
He was found hanged in the elevator shaft of the building where he had his offices.
Kendi ofisinin bulunduğu binanın asansör boşluğunda asılı şekilde bulundu
I think it came in the ventilation shaft.
Havalandırma bacasından girmiş olmalı.
That lower down the shaft.
Aşağıdan tutacaksın.
but Turks call him "The Shaft."
Türklerse "Demir" der.
It's from the Shaft.
Demir getirdi, deyin.
You're not the Shaft now.
Artık "Demir" değilsin.
Shaft 7.
Bölge.