Shampoo tradutor Turco
1,153 parallel translation
Just a quick shampoo.
Sadece hızlı bir şampuanlama.
We shan't use the anti-dandruff shampoo.
Kepeğe karşı olan şampuanları kullanmamalıyız.
I don't need a shampoo
Şampuana ihtiyacım yok
- You can shampoo again.
- Yine şampuanla yıkayabilirsin.
You want a buckshot shampoo, chubby?
Kıçını saçmayla doldurmamı ister misin ayı yavrusu?
I didn't wanna send you away but I couldn't shampoo your hair the way you like it.
Seni göndermek istemedim ama saçını istediğin gibi şampuanlayamıyordum.
Daddy, Bleen is not a shampoo.
Baba, o şampuan değildi.
Maybe I should tell him about that shampoo of his.
Belki de, şampuanla ilgili olduğunu söylemeliyim.
Do you need a shampoo for chemically treated hair?
Boyalı saçlar için kullanılan şampuana ihtiyacın var mı?
You want me to shampoo my hair?
Saçımı mı yıkamamı istiyorsun?
Come on, shampoo!
Hadi şampuan!
Would you throw me the body shampoo?
Vücut şampuanını atar mısın?
Sorry. I thought I saw a bug. They have shampoo for that, you know.
- Afedersin, böcek gördüm sandım.
Use this shampoo.
Şampuanı dene.
- Tell me, Dick, what kind of shampoo do you use?
- Ne tür şampuan kullandığını söyler misin? - Bilmiyorum.
Okay, we're gonna shampoo your hair and make it look all beautiful.
Pekala, şimdi senin saçını şampuanlayıp güzelleştireceğiz.
We've got a 3-year-old who drank shampoo.
3 yaşındaki bir çocuk bir şişe şampuan içmiş.
- Lf you use more shampoo.
- Eğer daha çok şampuan kullanırsan.
You know that shampoo that says "No more tears"?
"Göz yaşartmaz" diyor ya hani şampuan?
- I can't get the shampoo out.
- Şampuanlanamıyorum.
Oh, my shampoo.
Oh, şampuanımı diyorsun.
Maybe it's just shampoo. That washes right out.
Belki de sadece şampuandır yıkanınca çıkabilecek.
- Shampoo, I think.
- Şampuan aldım.
Sounds like baby shampoo.
Bebek şampuanı markası gibi.
My mom gives me cherry shampoo.
Annem bana kiraz şampuanı veriyor.
Hand me the shampoo.
Şampuanı ver bana.
People that talk in metaphors ought to shampoo my crotch.
Bence mecazî konuşan insanlar kasıklarımı şampuanla yıkamalı.
Please, I'll give you a shampoo.
Lütfen, sana bir şampuan vereceğim.
Smells like Hee-jin's shampoo
Saçın Hee-jin'in şampuanı gibi kokuyor.
Just a shampoo?
- O kadar mı sadece?
Mark, you ran out of shampoo.
Mark, şampuanın bitmiş.
I'm just gonna throw it out. It's probably just shampoo and... Something wrong?
Muhtemelen şampuan.... birşey mi var?
And we can put this shampoo ad over here.
Ve bu şampuan reklamını da şuraya koyarız.
I mean, for the rest of the night, you, my friend, are the shampoo boy at Supercuts.
Çünkü sen tüm gece boyunca Supercuts'da çalışan şampuancı çocuksun.
"Shampoo boys do it once, then repeat."
"Şampuancı çocuklar bir kez yapar ve tekrar eder."
I'm the shampoo boy at Supercuts.
Ben Supercuts'da şampuancılık yapıyorum.
I hope they still make that shampoo I like.
Umarım, hâlâ o sevdiğim şampuandan üretiyorlardır.
- and there's no shampoo...
- Ve şampuan olmasaydı...
Or a shampoo. Just a really great shampoo.
- Şampuanlanmayı da tercih ederim.
I needed shampoo.
Şampuan almaya gitmiştim.
Never spent this much on shampoo before in my life.
Asla şampuana bu kadar ödemedim hayatım boyunca.
And soaps and hand lotions and shampoo.
Sabunlar, el kremi ve şampuan.
And shampoo commercials that say women can look like Claudia Schiffer after one cycle of rinse and repeat.
Kadınların bir şampuanla Claudia Schiffer gibi görüneceklerini... söyleyen reklamlardan da bıktım.
It's a shampoo commercial.
Bir şampuan reklamı.
I need shampoo.
Şampuana ihtiyacım var.
Oh, shampoo.
Ah, şampuan.
Shampoo, rinse and a woman on the rag.
Şampuan, hafif bir saç boyası ve paçavralar içinde bir kadın.
- Cream, shampoo, medicine.
- Ha! Krem, mrem, şampuan, ilaç milaç.
Okay, so it's time to shower, shampoo and go kick some Hecate butt.
Tamam, demek ki duş zamanı ve gidip biraz Hecate kafası ezmenin.
Thanks for the shampoo.
Şampuan için teşekkürler.
I'd like to have a shampoo.
- Şampuanlayalım yeter.