She'll love it tradutor Turco
152 parallel translation
- Probably, but she'll love it.
- Muhtemelen, ama bundan hoşlanacak.
She'll love it. What do you think?
Buna bayılacaktır.
But if it's Jane, if... if she'll just understand... how much a little girl needs love and understanding... then I won't mind dying... you know, if she'll just take good care of her for me.
Bunu biliyorum. Ama eğer Jane... Jane, küçük kızımızın sevgiye ve ilgiye ne çok gereksinimi olduğunu anlarsa ölmek umurumda olmaz.
I CAN ARRANG E IT SO SHE'LL LOVE YOU. HOW?
Yanından ayrılmayacağını temin ederim.
I don't know how it happened, but she loves me in a way she'll never love any other man.
Bu nasıl oldu anlamadım ama daha önce kimseyi sevmediği kadar beni sevmiş.
- She'll love it.
- Seve seve taşıyacaktır.
As I look back on it now, our life together was like... one of those glamorous Hollywood movies all about love and what'll she wear next.
Geriye dönüp baktığımda onunla olan yaşamım bütün derdi aşk ve kıyafetler olan eski bir Hollywood filmi gibiydi.
She'll love it.
Buna bayılacak.
- She'll love it.
- Buna bayılacaktır.
She'll love it.
- Bayılacak.
Look, she'll love it, she's German.
Bak, bunu sevecek, kız Alman.
. - She'll love it.
- Pek tabii, hiç mesele değil.
Today it's true love... but in seven years she'll run off with another guy... or he'll have found a younger girl.
Kadın bugün aşkından yanıp tutuşuyor ama yedi sene içinde başka biriyle kaçacak. Ya da adam onu daha genç bir kız için terk edecek.
She says we'll just love it.
Burayı seveceğimizi söyledi.
Oh, John, she'll love it, it is beautiful.
Ah, John, bunu çok sevecek, bu çok güzel.
- She'll love you. I guarantee it.
Senden hoşlanacak. Garanti ediyorum.
Oh, Dad, that's great. She'll love it, you're the greatest.
Bence bu pislikleri avlayalım, ve üstlerinden arabalarımızla geçelim.
She'll love it, you're the greatest.
Çok sevinecektir, sen bir tanesin.
She'll love it.
Burayı sevecek.
If she should make tender of her love,'tis very possible he'll scorn it... for the man, as you know all, hath a contemptible spirit.
Eğer aşkını açığa vurursa, büyük bir olasılıkla Benedick onu küçümseyecektır, çünkü bildiğiniz gibi adam kendini beğenmişin teki.
- She'll love it.
- Bunu çok beğeenecek. - Evet.
If it only says "I love you" She won't want to reread it. She'll find it boring.
Sadece seni seviyorum yazarsan okuyacak bir şey olmaz çünkü sıkıcı bulacaktır.
- She'll love it.
- Bayılacaktır.
It doesn't matter really cos she said she'll always love him.
Aslında çok önemli değil, çünkü bana daima seveceğini söyledi.
I'm sure she'll love it.
Çok beğeneceğinden eminim.
She'll love it this time
Kız arkadaşınız bu sefer beğenecek.
But you love her. She'll break your heart, it's a fact.
Eğer onu seversen, sadece kalbini kıracaktır, bu bir gerçek.
I'll have to drive my wife by sometime... She'd... She'd love it.
Çok hoşuna giderdi.
- She'll love it!
Buna bayılacak.
She'll love it.
Çok beğenecek.
Dad, wh-when a sixteen year old tells her father that she's afraid of being alone, she's afraid that nobody will ever love her, she's, she's petrified that she'll fail - - it's, it's, it's probably a little endearing.
On altı yaşında bir kız, babasına yalnız kalmaktan korktuğunu söylerse, kimsenin onu sevmeyeceğinden korkuyordur.
Shut up, she'll love it.
Kapa çeneni. Sevecek. Bahçe kanepesi gibi.
I'm sure she'll love it.
Eminim, çok sever.
She'll - she'll love it! It's the real thing! I got it at Pottery Barn.
Bunu sevecek, Pottery Barn'dan aldım.
You're gonna love listening to this performer,... and even though she'll never believe it,...
Bu kişiyi dinlemek çok hoşunuza gidecek.
I'm sure she'll love it.
Seveceğinden eminim.
She'll just love it.
Buna bayılacak.
She'll love it.
Eminim ufak kızımız çok sevecek.
She'll love it.
Ufaklık beğenecek.
She'll love it.
Bayılacak.
- you'll see, she'll love it.
- Göreceksin, buna bayılacak.
- She'll love it.
- Buna bayılacak.
It's cruel she'll never know what life is really like, cruel she'll miss out on so much love and pain and beauty.
Asla yaşamın nasıl olduğunu bilemeyecek olması zalimce, çok fazla sevgi ve acı ve güzelliği kaçıracak olması zalimce.
By the time she says yes, she'll love him even more and then when I say I wanna go to the prom with him, it'll be like she picked him out herself.
Baloya onunla gideceğimi söyleyince, Dave'i kendisi seçmiş gibi olacak.
She'll love it.
Hediyene bayılacak.
But she'll love it.
Ama o kesin sevecektir.
She'll love it.
O seveceksiniz.
I'm sure that she'll love it.
Eminim sever.
She'll love it.
Ona bayılacak.
She'll love it.
Bunu sevecek.
Let's go show my mom. She'll love it.
Gidip anneme gösterelim.
love it 389
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's ok 4874
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's ok 4874
it's cold 680
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72