She's not feeling well tradutor Turco
113 parallel translation
- Sorry, but she's not feeling very well
- Üzgünüm, kendini pek iyi hissetmiyor.
She's not feeling very well...
Çok iyi hissetmiyor...
She's not feeling well.
Kendisini iyi hissetmiyor.
She's not feeling well.
Appleby'i yalmz blraktlm Pekiyidefifl.
She's not feeling very well. Car sickness. I'II take her up by the veranda.
Dünyayla yüzleşeceğim maskeyi.
No, she's not feeling well.
Evet, kendini pek iyi hissetmiyor.
She's not feeling too well.
Kendini iyi hissetmiyor.
She's not feeling well.
Kendini iyi hissetmiyor.
Understand she's not feeling very well.
Eşim kendini pek iyi hissetmiyor da.
- She's not feeling well.
- Pek iyi hissetmiyor.
She's not feeling too well.
Kendini çok iyi hissetmiyor.
- She's not feeling well, so she told me to pick you up.
- Kendini iyi hissetmiyor o yüzden seni benim almamı istedi.
She's not feeling well.
İyi değil.
Says she's not feeling well.
Kendisini iyi hissetmediğini söylüyor.
- She's not feeling well.
İyi hissetmiyor muymuş.
- She's not feeling well.
- İyi değil.
And... my mom's not really feeling well and she could probably use my help.
Annem kendini iyi hissetmiyor ve yardımıma ihtiyaç duyabilir.
- Uh, uh... she's not feeling well... again.
- Kendini iyi hissetmiyor. Yine.
She's upstairs in her room, she's not feeling well.
Üst katta, kendini iyi hissetmiyor.
I'm sorry she's not feeling well enough to receive you today.
Üzgünüm, bugün sizi kabul edecek kadar iyi hissetmiyor.
She's not feeling well. I took her up here.
Kendini iyi hissetmediği için yukarı çıkardım.
She's not feeling well.
Pek iyi hissetmiyor da.
Linda told me she's not feeling very well.
Linda bana kendini pek iyi hissetmediğini söyledi.
But if she's really not feeling well like you said, we should go home.
Ama dediğin gibi kendini iyi hissetmiyorsa, biz de eve gitmeliyiz.
SHE'S NOT FEELING WELL.
Kendini pek iyi hissetmiyor.
Karen's not feeling well today, so she went home.
Karen bugün biraz hasta. Eve gitti.
She can't tell what a strain she is on the rest of us when she's not feeling well.
Kendini iyi hissetmediğinde neler çektiğini bize anlatabileceğini sanmıyorum.
She's not feeling well?
İyi hissetmiyor mu?
SALLY JUST CALLED. SHE'S NOT FEELING WELL.
Kendini iyi hissetmiyormuş.
Bebe's not feeling well, and she can't come out today. Go on.
Bebe kendini iyi hissetmiyor ve bugün dışarı çıkamayacak.
She's not feeling very well today.
Ama bugün kendini iyi hissetmiyor.
- She's not feeling well.
- Kendini iyi hissetmiyor.
I'm sorry she's not feeling well enough to entertain you today.
Kusura bakmayın bugün kendini pek iyi hissetmiyor.
- She says she's not feeling well.
Dan, Laura için doğru kişi.
- She's not feeling well.
- Bu akşam biraz rahatsız hissediyor.
She's not feeling well.
Pek iyi hissetmiyor.
She's not feeling well. Really?
Odasında, kendini pek iyi hissetmiyor.
She's not feeling well.
İyi hissetmiyor.
She... she said she's not feeling well...
O... Kendini iyi hissetmediğini söyledi.
She's not feeling well.
- Kendini pek iyi hissetmiyormuş.
She's not feeling well, sir.
Kendini iyi hissetmiyor, efendim.
She's not feeling well. She's lying down.
Kendini iyi hissetmiyor, uzandı biraz.
Granny here... she... she said she's not feeling well.
Büyük annem... O kendini iyi hissetmiyor.
Well, Grandma's not feeling well, but I know that she's gonna be very, very happy to see you guys.
Büyükannen pek iyi hissetmiyor kendini ama sizi gördüğü için çok ama çok sevineceğinden eminim. Tamam mı?
No, she's... Maggie's elderly and she's not feeling well and I couldn't get her to come here.
Hayır, o- - Maggie çok yaşlı ve kendini pek iyi hissetmiyor bu yüzden onu buraya getiremedim.
She's not feeling that well : So she's lying down in my room.
Kendini iyi hissetmiyor, o yüzden yatağımda uzanıyor.
She's not feeling very well.
İyi hissetmiyor.
Oh, she's not feeling well.
- Kendini iyi hissetmiyor.
Hey, she's not feeling well!
Kendini iyi hissetmiyor.
I think she's not feeling very well.
Kendini iyi hissetmiyor gibi.
No, she's not, she's just not feeling very well.
Hayır değil. Sadece kendini pek iyi hissetmiyor.
she's not here 659
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not my wife 34
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not my girlfriend 129
she's not picking up 30
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not my wife 34
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not my girlfriend 129
she's not picking up 30