English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / She's not picking up

She's not picking up tradutor Turco

115 parallel translation
She's not picking up.
Cevap vermiyor.
- She's not picking up.
- Telefonu açmıyor.
She's not picking up the phone, and she won't come out of the room.
Telefonu açmıyor. Odasından çıkmıyormuş.
No wonder she's not picking up.
Hayır, neden açmadığını merak ediyorum.
She's not picking up.
Açmıyor.
When she's not cleaning the bathroom... or picking up out here or bringing us coffee.
Yani banyoyu temizlediği,.. ... veya bizi aldığı veya bize kahve getirdiği zamanlar hariç.
- She's not picking up her cell phone.
- Cep telefonunu açmıyor.
She's not picking up.
Evine de cebine de ulaşamıyoruz.
Is that why she's not picking up her phone while she's moving 3,000 miles away?
O yüzden mi 3 bin mil öteye taşınırken telefonunu açmıyor?
- She's not picking up
- Cevap vermiyor.
She's not picking up.
- Cevap vermiyor!
I keep tryin'her cell. She's not picking up.
Cep telefonunu sürekli arıyorum.
I've been calling. I've been calling and she- - She's not picking up.
Onu arıyorum ama telefonlarıma cevap vermiyor.
Maybe she's not picking up.
Aradım Tom.
She's not picking her phone up.
Telefonunu açmıyor.
I don't know why she's not picking up.
Neden bilmiyorum ama telefonunu açmıyor.
Yeah, she's not picking up the phone, so...
Telefona cevap vermiyor, yani...
I keep trying to reach her, but she's not picking up, at least not for me.
En azından ben arayınca.
What'd she have to say about it? She's not picking up her phones.
Telefonlara çıkmıyor.
If she's in the middle of an event, she's probably not picking up.
Eğer işi varsa, telefonu açmıyordur.
I just came from the hospital and jennifer, nora sutherland, whoever she is, didn't show up for her shift, her phone's not picking up, and she hasn't returned any of her pages.
Hastaneden geliyorum, Jennifer ya da Sutherland, artık her kimse nöbetine gelmemiş, telefonuna ulaşılmıyormuş ve çağrılarına cevap vermemiş.
No, she's not picking up her cell.
Hayır, cep telefonunu açmıyor.
I've been calling her on her cell. She's not picking up. No, no, no, they're not in there!
Cep telefonundan arıyorum, cevap vermiyor.
She still hasn't answered. She's not picking up.
Hala cevap vermedi, telefonu açmıyor...
She was gone when I woke up this morning, and she's not picking up her cell or at the store.
Bu sabah uyandığımda çoktan gitmişti,... ve ne cep telefonunu açıyor ne de mağaza telefonunu.
She's still not picking up.
- Telefonunu hala açmıyor.
She's not picking up.
Telefonu açmıyor.
She's not picking up.
Gelmiyor mu?
She's still not picking up. She going to be able to pull it off?
İşi kıvırabilecek mi?
She's not picking up, Sam.
Telefonu açmıyor, Sam.
I can't believe she's not picking up.
Açmadığına inanamıyorum.
Because she's not picking up her phone nor is she answering the door.
Çünkü ne telefonlara cevap veriyor ne de kapıyı açıyor.
All right, she's not picking up.
Açmıyor.
- She's not even picking up.
Açmadı bile.
We can't locate Donna Gallagher, and she's not picking up her cell.
Selam. Donna Gallagher'ın yerini belirleyemiyoruz.
- She's not picking up.
- Cevap vermiyor.
It's ringing, but she's not picking up.
Çalıyor, ama açmıyor.
She's not picking up.
Telefonunu açmıyor.
She's not picking up her phone.
Telefonunu açmıyor.
She's not picking up my calls.
Telefonlarımı açmadı!
But she's not picking up her phone.
Ama telefonunu açmıyor.
- She's not picking up.
Açmıyor.
She did not go to work today, and she's not picking up her phone.
Bugün işe gitmemiş. Cep telefonunu da almamış.
And we went to the house to notify her of his death, but she didn't answer the door, and she's not picking up her phone.
Telefona da bakmıyor. - Gerçekten mi? Bu da onu resmen zanlı yapar bence.
She's not picking up her cell.
Telefonuna cevap vermiyor.
She's not picking up the land-line either.
Ev telefonunu da açmıyor.
I said a bunch of things I didn't mean, and now she's not picking up her cell.
Söylemek istemediğim sözler sarf ettim. Şimdi de telefonunu açmıyor.
No. She's not picking up.
Açmıyor.
She's not picking up again.
Yine açmıyor telefonu.
- She's not picking up again. In any case, you're out.
Ne kadar sağlıklı olduğunu hayranların görsün isteriz.
She's not picking up her phone.
Telefona bakmıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]