English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / She didn't mean it

She didn't mean it tradutor Turco

213 parallel translation
I didn't really mean it when I said it. But is she serious?
Gerçek olduğunu sanmış.
She didn't mean anything by it.
Hiçbir şey ima etmedi.
- She didn't mean it, kid.
- Öyle demek istemedi, evlat.
She didn't mean any wrong by it.
Bunda bir yanlışlık görmemişti.
I mean, why didn't she say right out to the Major, 'Will you please stop doing wh-whatever it is you are doing? '
Yani niçin Binbaşı'ya "Lütfen bu yaptığınız şeye son verin." dememiş.
I'm sure she didn't mean that the way it sounded.
Eminim ki bayan, arkadaşıyım derken gerçek manasında söylemedi.
She didn't mean anything bad by it.
Kötü niyetli olduğu anlamına gelmez.
- She didn't mean it that way.
- Öyle demek istemedi.
It was you who told me to forget about it. because she didn't mean one dried fig to you.
Peşine birini takmaya o kadının çalışmadığını, unutmam gerektiğini sen söyledin.
She didn't simply mean it was the end of a day.
Sadece günün sonu olduğunu söylemek istemedi.
She didn't mean it, Heather.
Ciddi değildi, Heather.
She didn't mean it, my prince.
Öyle demek istemedi, Prensim.
You mean she didn't do it?
Onun yapmadığını mı söylemek istiyorsunuz.
She didn't mean it.
Bunu demek istememişti.
God, she didn't mean it.
Tanrım, bunu istemedi.
She didn't mean anything by it.
Kötü bir niyeti yoktu.
She didn't really mean anything by it.
Söylediklerinin hiçbirini kastetmedi.
She didn't mean to do it but I think it still counts.
Tamam, bilerek yapmadı ama bence yine de sayılır.
Besides, she didn't mean it.
Ayrıca, kasten yapmamış.
She didn't mean it.
Anne, bunu kastetmek istemedi.
I mean, she didn't say anything about it.
Bu konu hakkında hiçbir şey söylemiyordu.
She didn't mean it.
Öyle demek istemedi. - Sakin ol.
She said... that it didn't mean anything.
Dedi ki... bu hiç bir şey ifade etmez.
- She didn't mean it literally.
- O bunu gerçek anlamında söylemedi... - Oh, öyle mi?
But she didn't mean it.
Aslında hayır demiyordu.
She didn't mean nothin by it, George.
Öyle söylemek istemedi George
Even if she didn't really mean it... It's nice to have someone waiting for you.
bunu gerçekten kastetmediyse bile seni bekleyen birinin olduğunu bilmek hoş bir şey
I didn't mean anything by it you tell me, what can she do?
Onla ilgili bir şey kastetmedim bana dedin, kız ne yapabilir?
- lt was an accident. She didn't mean it.
Buffy, kazaydı.İsteyerek davet etmedi.
- She didn't mean it.
Hayır, canavar değilsin.
She didn't... mean it.
Bunu yapmayı... istemedi.
She didn't mean to... stay out of it. You're my problem.
- Sensin.
she didn't want to pay for it, you mean.
Bunun için para ödemek istemedi yani.
How do I make them believe she didn't mean it? She ran over him without an "oops."
Adamın üzerinden geçerken aslında bunu yapmak istemediğine jüriyi nasıl ikna edeceğim?
I mean, I didn't want it, but she really wanted me to have it. And then, all of a sudden, I'm wearing it.
Aslında istememiştim ama bana vermeyi çok istedi ve şimdi, aniden giymeye başladım.
She didn't mean it.
Öyle demek istemedi.
HONEY, SHE DIDN'T MEAN ANYTHING BY IT.
Tatlım, kötü bir şey söylemek istemedi.
She didn't mean to do it.
İsteyerek yapmadı.
You know, maybe this is a shot in the dark, she didn't mean to send it at large.
Tahmin yürütmek istemiyorum ama, belki onu dedikoduculara yollamak istemedi.
No, she didn't. But she caught me saying it today, and... an icy wind through this room did blow. What do you mean she caught you?
Hayır, öyle söylemedi ama bugün beni öyle derken yakaladı ve bu odada buz gibi bir rüzgâr esti.
If it would mean so much to her, why didn't she invite us herself?
Öyleyse neden bizi kendisi davet etmedi?
Well, doesn't mean she didn't borrow it.
Evet ama bir yerden ödünç almış olabilir.
- You know she didn't mean it.
- İsteyerek yapmadı.
"l didn't mean that... no, not at all" All I want to ask is why she went to Sameer. That's it
öyle demek istemedim, hayır, hayır asla tek sormak istediğim, neden Priya Sameer'in yanına gitti, hepsi bu
16, 00 : 44 : 51 : 04, "She didn't give me any choice." I didn't mean it. "
Ona vurdum, başka bir niyetim yoktu. "
- It was an accident. She didn't mean it.
Buffy, kazaydı.İsteyerek davet etmedi.
I didn't mean it like that. She's just trying to return a couple of things of mine, that's all.
Öyle demek istememiştim, sadece bana ait birkaç şeyi geri getirmek için aramış.
Yeah, but you know Piper, she didn't mean anything by it.
Evet, ama Piper, o bir şey demek istemedim biliyorum.
She didn't mean it, I'm telling you.
Öyle demek istemedi, diyorum sana.
She didn't mean it.
Bunu demek istemedi.
She didn't mean it as a compliment.
İltifat olarak söylemedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]