Sheet tradutor Turco
3,226 parallel translation
A thinner ice shelf can't hold the ice sheet back as well. So, once the ice shelf thins, that glacier accelerates.
Yani buzla inceldikçe arkasındaki buzul da hızlanır.
She was just swinging on the end of a sheet.
[Sümbül] Öyle sallanıyordu, çarşafın ucunda.
Here's the CD and the sheet music.
Cd ve notalar burada.
One sheet.
Tek sayfa.
- I got your whole sheet. Yeah. - Mom.
Bütün listeni aldım.
Musicians of today are now satisfied with four notes they can sell on the song sheet on the street corner.
Bugünün müzisyenleri, 4 notayla, şarkı kağıdıyla sokak köşesinde satış yapınca mutlu oluyorlar.
All right. All right. I'm going to drop the sheet in 3, 2, 1!
Tamam, örtüyü indiriyorum, üç, iki, bir.
The situation looked dire, but I knew that Timothy Cavendish's capital in this town could not be defined by an accountant's balance sheet!
Durum kötü görünse de Timothy Cavendish'in sermayesinin, bir muhasebecinin çıkardığı bilançoyla sınırlı olmayacağını biliyordum.
Tell them to take that sheet off, I want to see him!
Onlara şu örtüyü kaldırmalarını söylesene. Onu görmek istiyorum!
A box of this kind was stolen in December near your house and so was its instruction sheet, which we find in a drawer at your place.
Buna benzer bir kutu Aralık ayında sizin evinizin yakınlarından çalınmış. Ve tabi ki içindeki talimatname belgesi de. Bu belge de sizin yerinizde bulduğumuz kağıt oluyor.
But what we're seeing now is the Greenland ice sheet thinning out and dumping out ever more ice and water into the ocean.
Şu an görmekte olduğumuz şey ise, Grönland buz tabakasının incelmesi okyanusa hiç olmadığı kadar buz ve su dökmesidir.
Greenland Ice Sheet
Grönland Buz Katmanı
Up and down the edges of the ice sheet, there's this zone called the melt zone.
Buz katmanının alt ve üst sınırlarında erime bölgesi denilen bir bölge var.
This is where the sheet is melting and that stored water from the ice sheet is running out to sea.
Bu bölge buzun eriyip, biriken buzul sularının denize sızdığı bölgedir.
And all over the surface of the ice sheet, there's literally billions of these little cryoconite holes melting away and fill up with water
Buz katmanının tüm yüzeyinde içi eriyen ve suyla dolan bu kriyokonitlerden abartısız milyarlarca var.
And when you look down at those holes, you can actually see is these little bubbles of ancient air being released as the ice sheet melts.
Bu deliklere eğilip baktığınızda buz katmanlarının erimesiyle salınan eski çağdan kalma hava baloncuklarını görebilirsiniz.
The part of Greenland that's melting, is out on the edges of the ice sheet.
Grönland'ın eriyen kısmı buz katmanının sınırlarının da ötesinde.
And that area is growing, and it's moving higher up onto the ice sheet. As the climate changes in that part of the world.
Dünya'nın bu bölgesindeki iklim değiştikçe eriyen bölge buz katmanının üst kısımlarına doğru büyümeye devam ediyor.
And eventually, everything drops vertically, down through these big Moulin caverns. Goes down to the bottom of the ice sheet and out into the ocean.
En sonunda her şey düşey şekilde büyük buzul kazanının içine doğru akıp, buz katmanının dibine doğru sızıyor ve ne varsa okyanusa döküyor.
This moulin is one of thousands of moulins all over the melt zone in Greenland and everyday, the ice is cooking down, and water is pouring into the ice sheet.
Bu buzul kazanı, Grönland erime bölgesindeki binlercesinden sadece biri. Buz her gün sıcaktan eriyor buz katmanlarının içine dökülüyor.
He won't even make the balance sheet.
Varlığı hesaba bile katılmaz.
Could you grab the sheet down there?
Çarşafa tutunabilir misiniz?
I'll wash the sheet.
Çamaşır yıkacağım.
Yeah, he does have a few assaults on his rap sheet... but he seems to prefer beating up waiters and call girls.
Evet, sabıka kaydında birkaç tane darp suçu var. Fakat tercihini garsonları ve eskortları dövmekten yana kullanıyor.
I brought you a cheat sheet so you can get all the details just right.
Sana bir dosya getirdim, tüm gerekenleri yazabilirsin.
Hey, I could make you a sheet fort like when we were kids?
Baksana, sana çocukluğumuzdaki gibi çarşaftan kale yapabilirim ne dersin?
Well, this is your basic sheet fort model.
Bu senin basit çarşaf kale modelin.
Oh, my sheet door?
Çarşaf kapımı mı?
Long rap sheet.
Sabıkası oldukça kabarık.
- Ed Mackie has a sheet.
- Ed Mackie'nin sabıkası var.
Do they go up in one sheet or in separate panels?
- Hayır, hayır. - Gençlik bunu öyle görebilir. - Bunu duymalıyız.
There isn't a single sheet of paper left.
Yazacak başka kâğıt kalmadı.
They don't get audited here on the same balance sheet.
Bunlar bilançoyla birlikte denetlenmiyorlar.
Wait, but look at the sheet. There's a $ 400 million hole here.
Ama 1 saniye, bilançoya bakarsan eğer, 400 milyon dolarlık bir açık görünüyor.
I really have no idea what's going on, but the way that this sheet reads... Brooke : - half of the fund's assets are missing.
Ne olup bittiğine dair hiçbir fikrim yok ama bilançoya bakacak olursak fon varlıklarının yarısı kayıp.
You've got one minute to give me something. J otherwise the deal's off and you're down that corridor looking at a charge sheet.
Bana mantıklı bir açıklama yapmak için bir dakikan var yoksa şu koridorda hakkındaki suçlamaların yazdığı kağıdı okuyor olursun.
So, if you want to class that as supportive, go ahead and write that down on your little sheet of paper.
Yani, beni destek grubuna yazdırmak istiyorsan durma, devam et ve o küçük kağıdına adımı yaz.
Bull sheet.
Palavra.
I.D. thief is bound to have a rap sheet...
Kimlik hırsızının illa ki başka vukuatları da olmuştur.
Like ghosts under a sheet
# Sahte hayaletler gibi
Here's our program sheet.
Buyrun, program broşürleri.
My Excel sheet says you didn't.
- Excel tablolarım ödemediğini söylüyor.
Yeah, and neither does a half a dozen or so crimes on Hagan's rap sheet.
Evet, Hagan'ın sabıka kaydındaki yarım düzine suç için de öyle.
I read your rap sheet... all the things you've done, all the people you've done them to.
Sabıka kaydını okudum - yapmış olduğun her şey, o şeyleri yaptığın tüm o insanlar.
Add grand theft auto to the rap sheet!
Sabıkasına araba hırsızlığını da yazın.
Was one of you walking around all wrapped up in a sheet or not, damn it?
İkinizden birisi çarşafa bürünmüş şekilde etrafta dolaşmıyor muydu?
Van Der Woodsen white as a sheet.
Dr. Van Der Woodsen aynı beyaz bir kâğıt gibiydi.
Get off my sheet!
- Çarşafımı bırak!
When he did, he was white as a sheet.
Ortaya çıktığında kâğıt gibi bembeyazdı.
It didn't mean anything to any of us until we found the spec sheet for it... 50 boxes later.
Hiç birimize bir şey ifade etmemişti, ta ki bu belgeyi bulana kadar. - Son 50 kutu.
Spec sheet?
- Belge mi?