Sighted tradutor Turco
650 parallel translation
Fleets from the Chinese Federation have been sighted gathering around the East China Sea.
Çin Federasyonu Donanması'nın, Doğu Çin Denizi'nde toplandığı tespit edildi.
No ships sighted in withdrawal airspace.
Mavi'den iz yok. Havasahasında gözlenen bir uçan nesne de yok.
You may be near-sighted, but you can't be deaf-and-dumb as well.
Miyop olabilirsiniz ama, herhalde sağır da değilsinizdir.
Have we sighted the island?
Ada mı göründü?
Land sighted, Port Royal!
Kara göründü, Port Royal!
I have sighted Port Royal!
Port Royal'i gördüm!
He sailed yesterday, sir, when your ship was sighted.
Dün geminizi görünce denize açıldı, efendim.
I must have mistaken him. I'm very short-sighted.
- Gözlerim çok miyoptur.
Now the glare must be visible even to the short-sighted leaders of your bewildered government.
Şaşkın hükümetlerinizin miyop liderlerinin bile görebileceği kadar yükseklere.
Our convoys to Russia will be sighted from the air.
Rusya'ya giden konvoylarımız havadan tespit edilecektir.
Señor, my medium is far sighted things that are too close sometimes are out of focus
Beyefendi, medyumum geleceği görebilir çok yakında olacak şeyleri ya da bulanık şeyleri.
No mast, sail gone, and, Mon Commandant, on my word of honor, all this happened three weeks before you sighted us.
Yelkensiz, direksiz. Mon commandant, şerefim üstüne yemin ederim ki bütün bu olanlar siz bizi görmeden üç hafta önce oldu.
Our carrier task force has been sighted by enemy surface vessels.
Uçak gemisi ve filomuz düşman gemileri tarafından görüldü.
There goes a Jap just three minutes after we sighted her.
Şu batan Japon gemisini 3 dakika önce gördük.
Sure. The best part of it is, he's so near-sighted, he can't recognize us.
İşin en iyi yanı, yakını görüyor ama ne olduğunu anlamıyor.
Lookout station reports Natividad sighted, sir.
gözcü olasılıkla Natividadın geldiğini söylüyor, efendim.
They've just sighted our squadron. Good for Leighton!
filomuzu gördüler leigton için iyi bir durum!
Two months after she set sail, she was sighted by fishermen off Tripoli.
Yelken açtıktan iki hafta sonra... Trabluslu bir balıkçı tarafından görüldü.
Then Miss Prism is a short-sighted old lady.
O zaman Bayan Prism gözleri bozuk yaşlı bir kadın.
The whole troop was sighted for that action, sir.
Bütün birlik o harekâta hedeflenmişti efendim.
So let high-sighted tyranny range on till each man drop by lottery.
Başı göklerde zorbalık alsın yürüsün her birimizin ölüm sırası gelene kadar.
A large enough berg could have moved down there, almost where the Baltic sighted it.
Yeterince geniş bir buzdağı, hemen hemen Baltık Gemisi'nin onu gördüğü yere sürüklenmiş olabilir.
We've sighted the plane, sir.
Uçağı gördük, efendim.
CIC to Flag Bridge. 210 has sighted helicopter approaching.
Merkezden köprüye. 210, yaklaşan helikopter gördü.
At 16 : 30 hours, Godzilla was sighted north of Kasonzaki, moving in a northeast direction.
Godzilla Saat 16 : 30'da Kasonzaki'nin kuzeyinden kuzey doğuya doğru ilerlerken görüldü.
Last night we sighted some Viking ships off this coast.
- Dün gece bu sahil civarında bir kaç savaş gemisi görülmüş.
I'm the near-sighted, you can't hide a thing from me type of aunt.
Ben miyopum, benim tipte bir haladan bir şey gizleyemezsiniz.
On December 25, an airplane was sighted off the coast of Barcelona.
Aralık ayının 25'inde, Barselona sahilleri civarında bir uçak gözlendi.
The object was first sighted at about 9 : 15 this evening.
Obje, ilk kez bu sabah 9 : 15 civarında görüldü.
A strange ship was sighted running out of the storm.
Firtinadan kaçan yabanci bir gemi görüldü.
Musashi's boat is sighted!
Musashi'nin botu göründü!
On this day we sighted a small herd.
O gün, küçük bir sürü gördük.
" a short-sighted policy...
" bazılarına göre de...
I look like a near-sighted hearth rug.
Miyop bir şömine kilimi gibi görünüyorum.
Maybe she was far-sighted!
Belki uzağı gören biridir!
Keep that line slack! If we'd been steaming a few knots slower... or if we'd sighted that berg a few seconds earlier... we might not even have struck.
Keşke birkaç mil daha yavaş gitseydik ya da keşke o aysbergi birkaç saniye daha önce fark etseydik... belki ona hiç çarpmazdık bile.
Consul, enemy sighted.
Konsül, düşman göründü.
Sighted tanker, sank truck.
Petrol tankeri gördük, bir kamyon batırdık.
You figure they drew off when they sighted the station?
İstasyonu görünce geri mi çekildiler dersin? Öyle görünüyor.
- Highness, the enemy has been sighted.
- Majesteleri, düşman göründü.
And all but the very near-sighted can see our show, without crossing the picket line.
Miyopluk derecesi fazla olanlar dışında herkes gösterimizi izleyebilir. Bunun için grev sözcülerinin oluşturdukları hattı da geçmeleri gerekmez.
The short-sighted one might hear the screams and wreck everything.
Zor duyuyor ama çığlıkları duyabilir.
The enemy ships were sighted coming out of the Baltic obviously heading out to sea, obviously not in the service of the king.
Düşman gemileri Baltık Denizi çıkışında görüldüler ve... açıkça çıkış yönünde ilerlemeye devam ediyorlar ve... kralın hizmetinde olmadıkları kesin.
"Sighted two enemy ships off Kristiansand at 0335 sailing due west, Cruiser Prinz Eugen and..."
"033'5"'te Kristiansand'da batı yönünde ilerleyen iki... gemi görüldü. Kruvazör "Prinz Eugen" ve... "
Those two German ships were sighted off southern Norway at 0335.
Şu iki Alman gemisi... Norveç'in güneyinde 033'5 "'te görülmüşler.
Make to admiralty. " Bismarck and cruiser sighted.
"Bismarck" ve kruvazör görüldü.
Bismarck has been sighted in Denmark Strait.
"Bismarck" Danimarka Boğazında görüldü.
" Have sighted Hood and Prince of Wales bearing southeast.
" "Hood" ve "Prince of Wales" güneydoğu yönünde yol alıyorlar.
They've sighted Bismarck, sir.
"Bismarck"'ı tespit etmişler efendim.
Look at me. I hope that you are short-sighted.
Buyurun bakın eğer miyop değilseniz, buradayım.
They've sighted us.
Bizi gördüler.