English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Sing it

Sing it tradutor Turco

2,502 parallel translation
I sing it for queen and country.
Onu kraliçem ve ülkem için söylerim.
We'll sing it one more time Maybe you will catch the gist
... bir kez daha söylüyoruz belki de özünü yakalarsınız...
I already told the instructor you guys can sing it.
Öğretmene sizin yapacağınızı söyledim bile.
Mothers would sing it to their kids when their fathers went to war.
Anneler çocuklarına, babaları savaşa giderken bu ninniyi söylerlerdi.
- Yeah, sing it, sister!
Tabii, sarki söyle, ablasi!
Yeah, if you ignore those chords, then just sing it over, the same sort of phrasing over the next bit, we can change the chord.
Böyle bir şey. Tamam. Akorlar sorun değilse tekrar söyleyebilirsin!
Come on, now, sing it with me, now.
Haydi, şimdi, eşlik edin...
Come on, sing it now.
Haydi, söylesene.
Oh, come on, sing it with me now.
Ah, haydi, eşlik edin bana.
Come on, Es, sing it with me.
Haydi Es, eşlik et bana.
- Sing it now with me.
- Haydi eşlik edin bana.
Sing it out
Şarkı söyle
Why don't we sing it for Dou?
Neden Dou için çalmıyoruz ki?
Let's sing it for the girls, so they remember us at our best!
Kızlar için söyleyelim de bizi en iyi şekilde hatırlasınlar!
It's a true story, something that I really felt and I still feel every time I sing it.
Bu gerçek bir hikaye, o zamanlar gerçekten bir şeyler hissetmiştim, ve aynı duyguları her söylediğimde tekrardan yaşıyorum.
He said there was one and one day he would sing it.
Bir tane olduğunu ve bir gün o şarkıyı söyleyeceğini söyledi.
- Yeah, sing it, girl.
- Yeah, sing it, girl.
Yeah, sing it, Lionel.
Söyle be Lionel!
Come on, baby, sing it!
Hadi hayatım, sen de söyle.
- Sing it.
- Söyle.
Sing it, Testagross.
Söyle, Testagross.
Can you sing it?
Söyleyebilir misin?
I mean, but if you sing it, I can catch a vibe and I can have a dope mix tape with some old-school jams on there.
Söylersen duyguyu yakalayıp eski tarz ile birlikte karışık kayıt yapabilirim.
Hum it, hum it, until you can sing it at the top of your voice.
O melodiyi ezbere söyleyebileceğin ana dek mırıldan. Tüm esnekliğini kullan Anna.
Your mother used to sing it to you when you were a baby.
Bebekken annen sana söylerdi
It wouldn't have cost you anything to sing vince a lullaby.
Vince'e Lullaby'ı söylemen, sana bir şey kaybettirmez.
While you figure it out at home, how about we sing you a song about our beavers?
Siz bu soruyu evlerinizde çözmeye çalışırken sizlere kunduzlarımız hakkında bir şarkı söylememize ne dersiniz?
♪ Goin'out tonight... ♪ Come on, sing it.
Haydi, söyle.
Well... why don't you sing me a song about it?
Bana da şarkı söyle o zaman!
She could sing just like Marlene Dietrich, though she wouldn't do it often.
Marlene Dietrich gibi şarkı söylerdi. Ama çok fazla söylemezdi.
We sing that in English, but it don't sound so nice.
Bunu ingilizce söylüyoruz, ama kulağa bu kadar hoş gelmiyor.
Is it that hard to sing a song for me and my parents?
Ben ve ailem için şarkı söylemen o kadar zor mu?
Is it the one your grandmother used to sing?
Büyükannen şarkı söylermiydi?
Sing some more of it, dude.
Biraz daha söyle dostum!
It's been since the time when you couldn't sing as well as now.
O zamanlar bu kadar iyi söyleyemiyordunuz.
I really liked it! Sing again, please!
Lütfen bir kez daha!
- And you sing to it.
- Sonra da ona şarkı söyletiyorsun.
LANDS have made it. Genki dase yo hora genki genki wo Cheer up, see, spirit courage Omae no koe de utaidase Sing out with your own voice LANDS have made it.
LANDS turnayı gözünden vurdu!
Shrek, it's a sing-along.
Hadi Şrek, sen de söyle.
- That's it! Sing!
- İşte böyle!
No, of course. but what you don't realize here, Ma, is that it takes a man with huge testicles to sing a power ballad, and that is what we've got here.
Hayır, tabiki. Max, farkında olmadığın şey, böyle güçlü bir şarkıyı söyleyebilecek... sağlam bir adamın burada olduğu.
* * Sing low, sing high, isn't it grand, beating the band?
* * Düşük ve yüksek sesle şarkı söyle, Avazın çıktığı kadar, harika değil mi? * * * * Kim ölmek ister?
And seeing John and George and Paul sing together, when they were doing harmonies and things, and Paul playing, I mean, it was fantastic.
George, bu şarkıda... gördüğüm kadarıyla... kendini bulmaya başlamıştı. Mistisizmle ilgilenmesinin semerelerini topluyordu.
And the sun was shining and it was a beautiful morning and he started to sing.
Bana ise parçanın bestelenme aşamasını görmek kalmıştı.
Or the other thing would be, you know, if we back it up now, don't play you that and you sing the second off the lyrics of the same chords and we'll copy it and put in, all right?
Veya... diğeri de olabilir. Şimdi geri vokal yaparsak... aynı akorların sözlerini ikinci defa söylemiş olursun.
It's time for our song, and if we don't raise the money tonight, it might be the last time we sing together.
Sıra bizim şarkımızda. Ve bu gece o parayı toplayamazsak bu birlikte son şarkımız olabilir.
It's fun to sing with your song, but I don't want people to listen to me.
Senin sarkini soylemek cok eglenceli ama insanlarin beni dinlemesini istemiyorum.
You think you can sing the way you do and get away with it, huh?
Sen ve senin gibiler bizi böyle azdırdıktan sonra bize bir şey vermeden gideceğinizi mi sanıyorsunuz?
I mean, it's about high-schoolers who sing and dance and blog.
Şarkı söyleyip dans eden liseliler ve günlükleri işte.
Sing it!
Söyle hadi!
Dolly said it's your daughter's wedding. You should sing a song.
Dolly kızının evlendiğini söyledi, senin de şarkı söylemen gerekiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]