Skip it tradutor Turco
751 parallel translation
- Oh, skip it.
- Ah, geç bunları.
Skip it, kid, skip it.
Kaytarma evlat, kaytarma.
Maybe we'd better skip it.
Belki de hiç anlatmasam iyi olur.
Let's skip it.
Bunu geçelim.
- Skip it.
- Bu kadar yeter.
Well, do you think you could skip it today if I made it worth your while?
Eğer emeğinin karşılığını verirsem, bugünlük işi asabilir misin?
- Skip it.
- Atlayacağız.
Skip it?
Atlayacak mıyız?
Skip it.
- Devam et.
Skip it, Kansas.
- Boş ver Kansas.
- Skip it, will you?
- Boş ver, tamam mı?
- No, I won't skip it.
- Hayır, boş vermeyeceğim.
Skip it.
Boşver.
Skip it.
Boş ver.
No. - That's a long story. - Skip it.
- Uzun hikaye.
- Oh, skip it.
Kendine bir içki al!
We'll skip it.
Bunu geçelim.
- That's okay. Skip it.
- Önemli değil, aldırma.
Skip it.
Boş verin.
Let's skip it, huh?
Unutalım gitsin, ha?
We can skip it tonight, boys.
Bu gece otopsi işini atlayabiliriz, çocuklar.
- Skip it.
Geçelim bunu.
- You said "No, he won't skip it for the party."
- Ne? "Hayır, parti için buna boş vermeyecek" dedin.
Skip it.
Boş ver onu.
- Then don't let's skip it.
- O halde bunu da atlamadan geçmeyelim.
- We'd just as soon skip it.
- Önemli değil.
You were preoccupied, so after a couple of tries, I decided to skip it.
Çok meşlguldün, o yüzden birkaç denemeden sonra söylemeyi erteledim.
Skip it, Bruno.
Yeter artık, Bruno.
Oh, skip it, Miriam.
Yeter artık, Miriam.
I said we'll skip it for tonight!
Bu gecelik boş ver dedim!
Anyhow I guess you know without our saying. Let's skip it.
Unut gitsin.
- Skip it.
- Unut gitsin.
If you see Lola... - Skip it.
Lola'yı görürsen... Neyse boş ver.
I think I'd better skip it today, huh?
Beni unutsan galiba daha iyi olacak?
I wonder if some evening you'd mind... Skip it. I don't give private auditions.
- Acaba bir akşam beraber...
The news is all bad, so we'll skip it.
Hepsi kötü, o yüzden geçeceğim.
Well, let's just skip it.
Peki, bunu geçelim.
- Skip it.
- Bunu boşver.
I'll skip it.
Ben gelmeyeyim.
Skip it.
Önemli değil.
Tell it in your own way, don't skip anything, and don't be afraid.
Kendi kelimelerinle hiçbir şeyi atlamadan anlat. Ve korkma.
- But I'd just as soon skip it.
- Ama hemen sonra vazgeçtim.
You can skip the rest of it.
Geri kalanını söylemene gerek yok.
- Skip it.
- Unut, gitsin.
She just asked that you skip the whole thing for the party, not bring it up. And I said...
Sadece parti için bunu boş vermeni, bu konuyu hiç açmamanı istedi.
- Skip it.
- Boşver.
When I read about it in the papers, I had to see ya, Skip.
Gazeteleri okuduğumda seni görmeliydim Skip.
Skip told me to bring it right to you.
Skip size getirmemi söyledi.
Do you know what was on that film when Skip lifted it from your purse?
Skip çantanızdan aldığında, filmde ne olduğunu biliyor muydunuz?
That's the way Skip wanted it.
Skip benden bunu istedi.
Look. Get rid of it, Skip.
Dinle, kurtul ondan Skip.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72