Slam dunk tradutor Turco
319 parallel translation
Slam dunk.
Olur mu?
You know, you've just got to try that slam dunk breakfast at Kippy's.
Biliyor musunuz, Kippys'deki kahvaltı sofrasını kesinlikle denemelisiniz.
Hey, I know it's not a slam dunk, Nick.
Bunun kolay bir iş olmadığını biliyorum, Nick.
Can Michael Jordan slam dunk?
Michael Jordan sert mi atar?
And stay tuned for The All White Guys Slam Dunk Contest.
Beyaz adam smaç yarışmasını izlemek için bizden ayrılmayın.
- Slam dunk.
- Çak moruk.
Well, it's a slam dunk.
Heyecan verici bir smaç.
I never made a slam dunk before.
Daha önce topu hiç gömmemiştim.
- It's a slam dunk, Janet.
- Çok kolay olacak, Janet.
IT'S BEAUTIFUL, JUST LIKE I TOLD YOU. HUH? IF I HAD A DOLLAR FOR EVERY TIME I HEARD A JOB WAS A SLAM DUNK- -
Her duyduğum işte kenara bir dolar koysam şimdiye turnayı gözünden vurmuştum.
It's a slam dunk, no-brainer.
Bu çok basit, bariz bir şey.
Pass to Jordan, here he comes. Slam dunk.
... bauns pas Jordan'a, sıçrıyor, smaç!
And here's Jordan downcourt to Stacey King. Slam dunk.
Ve işte Jordan'dan Stacey King'e pota altına pas.
It's a delicate business. Rarely do I hear the kind of slam dunk where Dr. So-and-So made sexual advances.
Herhangi bir doktorun cinsel birliktelik için birini zorladığını nadiren duyuyorum.
I'd say that this one was a slam dunk.
Bunun tam bir smaç olduğunu söyleyebilirim.
We got a slam dunk on a three-time rapist and he's just going to walk?
Üç kere tecavüz etmiş birini içeri tıkacaktık ama şimdi beraat edecek.
And fingerprints on a door handle isn't exactly a slam dunk - evidence-wise.
Bir kapı kolundaki kirli parmak izleri kesin kanıt değildir.
That plus saliva, we take one swab of your client's mouth, one DNA test, that's your slam dunk.
Müvekkilinin ağzından örnek aldığımız anda DNA testi kanıtımız olur.
It's the Southeast regional high school slam dunk contest.
Bugün güneydoğu bölgesi liseler arası smaç yarışması var.
It's a slam dunk.
Anlamak çok kolay.
Let's. I don't think a forged signature is a slam dunk for murder.
İmzanın taklit edilmesi cinayetten hüküm giydirmez.
- Slam dunk.
- Smaç yapmak.
It's an A + Slam dunk
10 numara bir smaç gibidir...
Slam dunk over David Robinson!
David Robinson üzerinden smaç!
ANNOUNCER : Welcome to the NBA Slam Dunk competition.
NBA Smaç yarışmasına hoş geldiniz.
Slam dunk by Vince Carter.
Vince Carter'dan bir smaç.
There goes the slam dunk.
Bir sonuca varamadık.
Slam dunk on Mathers.
- Mathers olayında golü attık.
The fact is, you had a slam dunk with Sam Cavanaugh, and you blew it.
İşin aslı, Sam Cavanaugh'da bir şansın vardı ama berbat ettin.
Pretty much a slam dunk.
Oldukça güzel açıklıyor.
slam dunk.
Smaç!
I'm gonna slam-dunk that sucker.
O budalayı serseme çevireceğim.
I like smoking a Monte Cristo number two... after winning a slam-dunk case.
- Neyi? Çok zorlu bir davayı kazandıktan sonra Monte Cristo Number Two purosu içmeyi. Büyükannen beni güzel bir purodan mahrum etmeye çalışmıyor değil mi?
It's kind of a tradition. Every Valentine's Day, I climb those stairs, you know, walk the last mile, and, uh... slam-dunk her one.
Her Sevgililer Günü şu merdivenleri tırmanıp son metreleri yürüyüp bir seferde potaya smacı basıyorum.
He's going to slam-dunk me a quick one.
Bana hızlı bir smaç basacak.
Jump a little higher, Spud Webb. - Oh, slam dunk!
Spud Webb'ten yükseğe atlama!
- Slam-dunk.
- Smaç geliyor!
I want to slam-dunk this guy.
Bu adama dersini vermek istiyorum.
Thank you. This should be a slam-dunk multi-million-dollar discrimination lawsuit.
Bu sonucu kesin, milyonlarca Dolar'lık bir ayrımcılık davası olacak.
Watch me slam-dunk!
Smacımı izle!
Remember when you were a kid, I used to put you on my shoulders and you'd slam-dunk.
Çocukken seni omuzlarıma çıkarırdım ve smaç atardın?
The academic part would be a slam-dunk for you, Joey.
Genel kültür bölümü de... senin için çocuk oyuncağı.
Aside from the fact that he's the prime suspect in three other murders, that no less than five people saw him leave the rave just before the attacks, and that everything, other than the missing weapon, makes this, in any other courtroom, a slam-dunk?
Bunun dışında diğer üç cinayetinde baş şüphelisi en az beş kişi onun saldırıdan hemen önce Rave'i terk ettiğini görmüş ve kayıp silah dışındaki her şey onu şüpheli yapıyor ve diğer duruşmalarda kesin sonuç olur?
Ramsay's our only slam-dunk.
Elimizde bir tek Ramsay var.
I think this one's a slam-dunk.
Bence her şey cuk oturacak.
Slam-dunk.
Smaç
Wanna see my Kobe Bryant slam-dunk?
Kobe Bryant maçımı görmek ister misin?
I know, I thought it was a slam-dunk.
Biliyorum, kolay olaCağını sanmıştım.
Slam dunk!
Smaç!
Everybody liked Mathers for the Kent and Reese cases, but the DA wouldn't file because he already had a slam dunk with Charlene Roth.
Savcılık o davaları açmadı çünkü Charlene Roth davasında kanıtlarınla onu mahkûm ettirmiştin.
Lots of guys get off on slam-dunk cases.
Pek çok insan bu tür cinayetlerde zevk alır.