English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Slim

Slim tradutor Turco

2,057 parallel translation
We have slim pickings, bro.
İnce yankesiciler var, dostum.
Yeah, real slim.
Evet, harbiden inceler.
Pretty slim, I'd say.
- Oldukça zayıf.
Obviously, not that slim.
Görünüşe göre pek de zayıf değilmiş.
Slim pickings.
Pek uyan yok.
I rate the chance of you walking, quite slim. But with physiotherapy, hopefully...
Yürüme şansın çok az ama fizik tedavi ile, umut ederiz ki...
Gerak's motion was resolved by a slim majority.
Gerak'ın önergesi az bir farkla kabul edildi.
Chances of me running into her in the girls'locker room and unleashing my own brand of justice? Slim.
Benim onun için kızların soyunma odasına gidip ve kendi adaletimi sağlama ihtimalim nedir?
Figured if I snuck in close to the end of the day, the chances of it getting even worse are slim.
Gün bitene kadar saklanırsam, günün gittikçe kötüleşmesi ihtimali azalır diye düşündüm.
Fifty laps down, and The King is still holding a slim lead.
50 tur tamamlandı. Kral hala az bir farkla birinci.
Otherwise, you might find yourself rotting away in some shithole postponing suicide for the slim chance that you might one day possibly see some glorious plague or pestilence bring horrible suffering to your hateful species.
Yoksa, kendini bir batakhanede çürür halde intiharını ertelerken buluverirsin, ki belki bir gün, şahane bir verem ya da salgın, senin nefret dolu türüne korkunç acılar getirir diye.
Let's get a closer look at these slim jims.
Gidip daha yakından bakalım.
Maybe you can but tout New York is dividing into the Slim or Pamela camps.
Belki yapabilirsin ama New York Slim ya da Pamela kamplarına bölünmüş durumda.
Slim.
Slim.
Slim sent a wonderful Burgundy.
Slim de harika bir Burgundy gönderdi.
Slim and I will show you how it's done, and then we hope you'll jump right in.
Slim ve ben size nasıl yapıldığını göstereceğiz, sonra sizden bekliyoruz.
No, you owe Slim Hopkins $ 96,000.
Hayır, senin Sıska Hopkins'e 96.000 dolar borcun var.
You owe Slim, Slim owes me.
Senin sıskaya, sıskanın da bana borcu var.
Well, in that case. Is Slim around?
Peki, Sıska buralarda mı acaba?
Hey, Slim.
Hey, Sıska.
Slim?
Sıska?
Ever since somebody shot him, old Slim went deaf.
Biri onu vurduğundan beri, yaşlı sıska sağır.
What happened to make Slim go deaf?
Sıskayı sağır yapan şey ne?
Slim could use the company.
Sıska, arkadaşını kullanabilirdi.
Bookmaker Slim Hopkins reported missing.
Bahisçi Sıska Hopkins'in kayıp olduğu bildirildi.
You said that Slim Hopkins worked for The Boss, right?
Sıska Hopkins'in patron için çalıştığını söylemiştin, değil mi?
Then Nick kills Slim Hopkins and Benny. The only guys who know what he looks like, and now you're left holding the bag!
Sonra da Sıska Hopkins ve Benny'yi öldürdü onun neye benzediğini bilen sadece onlardı.
Slim Hopkins, the man who ran my book, was hit yesterday.
Sıska Hopkins, işlerimi yürüten adam dün vuruldu.
I'll need to see Slim's books.
Sıskanın kitaplarına bakmam lazım.
Slim's books were taken when he was hit, but...
Sıskanın kitapları, vurulduğunda elinden alındı ama...
Team number three — Chris Fadey and Big John Slim.
Üç numaralı takım - Chris Fadey ve Büyük John Slim.
The chances are very slim..
Şimdiden söylemeliyim bu zayıf bir şans.
No, he was slim.
Hayır, o zayıftı.
All right, let's find somebody else who's slim and reminds you of him.
Tamam, zayıfsa, zayıf birini bulmamız gerek. O adamı düşündürmesi için.
I mean, the slim look works for some guys, but... you're definitely losing tone,
Zayıflık bazı erkeklere yakışır. Ama senin kasların azalıyor.
Mom didn't used to be so slim you know.
Annen eskiden bu kadar zayıf değildi.
I just saw a distinguished-looking woman leaving here, slim, pretty, an older woman.
Az önce seçkin bir hanımefendiyi buradan çıkarken gördüm, Zayıf, şirin, yaşlıca bir hanım.
Everyone, except you, has realized that Phonaxis has to slim down.
Senin dışında herkes Phonaxis`in zayıf düştüğünü anlıyor.
You're going independent, but chances of winning are very slim.
Bağımsız katılıyorsun ama şansın çok az.
I'm just sittin'here feelin'sorry for myself. Thought I had a date with Miss Slim Goody.
Kişisel sorunlarımı konuşmaya gelmedim ama sayın Bankacı 9 aydır sevişmiyorum.
Slim, man!
- Nedir? Zayıf, dostum!
Well, looks like slim pickings. It was a slow month for abductions.
Görünüşe göre bu ay adam kaçırma açısından pek kârlı geçmemiş.
Oh, the pickings are slim.
Fazla seçme şansı yok.
I know the pickings are slim, but we can't hold out much longer.
Seçme şansımızın pek fazla olmadığını biliyorum ama o kadar bekleyemeyiz.
- Ooh, he's slim.
- İnce yapılı.
Although pickings are pretty slim tonight.
Ancak, bu gece işler kesat.
- So slim!
- Oldukça incesin!
So I'm asking you to consider the slim possibility - before we turn our neighbors in to the police based on theories that are difficult, if not impossible to prove ; before we embarrass our daughter in front of her friends, before we label respected members of the community as future child murderers - that perhaps you've taken a dream you had about a case from a year ago and mixed it up with the anxiety you're having
Komşularımızı, ispatlaması zor teorilerle polise şikâyet etmeden, kızımızı arkadaşlarının önünde utandırmadan....... mahallemizin saygın sakinlerini geleceğin çocuk katilleri olarak damgalamadan önce bu küçük ihtimali bir düşün.
But I think the chances of it heading in the right direction and getting up the stairs and finding this particular room are pretty slim.
Ama sanırım doğru yönü ve tam olarak bu odayı bulma olasılığı baya düşük.
I like Slim Mints.
Ben izciliği çok severim.
Yeah, but you did have slim jims, a cheese grater and rubber bands to hold it all together.
Evet ama onun yerine ince kesilmiş pijama, peynir rendesi, ve hepsini birarada tutabilecek kauçuk bantınız vardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]