Snaps tradutor Turco
705 parallel translation
I'm just taking a few snaps for Reg Foster's obituary.
Reg Foster'ın ölüm ilanı için sadece bir kaç çekim yapıyorum.
If the hoist driver gets it all wrong and he snaps the brakes on too suddenly...
Eğer vinç sisteminde bir sorun olursa ve frenlere aniden asılırsa...
The current gets her in deeper, and tried to pull her out, a shaft snaps in two... like a stick of macaroni.
Akıntı gemiyi daha derine çekerken çıkarmaya zorlayınca, şaft makarna çubuğu gibi ikiye ayrıldı.
Snaps for his pants Don't miss this chance
Pantolonlara çıtçıt Ancak elimde kıt
They're snaps of me taking jumps on his horse.
Resimlerde albayın atına biniyorum.
Now, if he snaps at our bait, that's where you come in.
Yemi yutarsa devreye sen girersin.
You mean runs around on all fours and bites and snaps and bays at the moon?
Etrafta koşuşturup, ısırır ve koparır ve ay altında ulur mu diyorsunuz?
And that pulls him up and snaps him out of it.
Ve bu işten sıyrılıp kurtulursa.
Ginger snaps?
Zencefil likörüyle mi?
If he snaps his fingers in Rome, all of Altovilla Marittima jumps.
Roma'da parmağını şıklattığı an, tüm Altovilla Marittima ayağa fırlar.
No one snaps at the king!
Kimse krala parmak şaklatamaz!
Then you see that great big old bullfrog in a crevice, and you float this along in front of him and that old tongue snaps out.
Sonra kocaman bir kurbağa gördüğünüzde, bunu önüne atıp... biraz suda yüzdürürseniz, kurbağa zokayı yutar.
See how he snaps at it?
Bak nasıl saldırıyor.
How long before your master snaps his finger and you run back to him, or her?
Ne zamandır efendin parmağını şıklatıyor ve sen ona geri koşuyorsun?
He just snaps his fingers and she comes running.
Parmağını şıklatmasıyla kızın ona koşması bir oluyor.
It snaps and it hurts.
Kolunu kırsan ne olur? Şişer ve acır.
One wrong move and she snaps like a promise.
Yanlış bir hareketinizde sabun köpüğü gibi dağılır.
I'm busy. They're printing some snaps for me upstairs.
Yukarıda fotoğrafları basıyorlar.
Snaps your neck like a dried-out twig.
Boynu taze bir dal gibi öyle kırar ki.
[SNAPS]
( SNOOPY PARMAK ŞIKLATIYOR )
- Holiday snaps?
- Tatil resmi mi?
I WOULD TAX HOLIDAY SNAPS.
Tatil fotoğraflarına vergi koyardım.
Mrs. Melville would have put that together like that. [Snaps Fingers]
Bayan Melville şıp diye onları bir araya getirirdi.
Okay. "Snaps" is the name of the game.
Tamam, "Snaps" oyunun adı.
The name of the game is "Snaps."
Oyunun adı "Snaps".
"Snaps" is the name of the game.
"Snaps" oyunun adı.
The name of the game is "Snaps."
Oyunun adı "Snaps"!
[Twig Snaps]
[Şaşkınlık]
[Twig Snaps]
[ ]
Before that rope snaps, it'll hit you like a bolt of lightning that what I've been telling you is the truth!
O ipte sallanmadan önce, sana söylediklerimin ne kadar doğru olduğu gerçeği yüzüne bir tokat gibi vuracak!
- Ball snaps back and there's a fumble...
- Top geri gitti ve elinden kaçırdı.
The first thing they eat is the heart. Consider which snaps courage and virtues of the victim.
İlk önce kalbini yerler çünkü bu şekilde kurbanlarının cesaret ve meziyetlerini aldıklarını düşünürler.
In the morning, I put away my books on the cultural shelf... close up my Kodachrome snaps of Mount Olympus... touch my reproduction statue of Dionysus for luck... and go off to the hospital to treat him for insanity.
Sabah olunca, ben kitaplarımı rafa diziyorum... Olimpos Dağı'nın fotoğrafına bakıyorum... şans getiren şarap Tanrısı heykelinin basit bir taklidine dokunuyorum... ve ardından hastaneye gidip o çocuğun deliliğini tedavi ediyorum.
Does everyone jump when he snaps his fingers?
Parmaklarını şıklattığında herkes ürker mi?
As these cups dry, they shrivel, pulling back the strip until the tension is too much, the strip snaps back and the spores are catapulted free.
Bu odacıklar kururken büzülür ve çıtayı geriye doğru çeker. Gerilme çok arttığında çıta kopar ve sporlar mancınıkla atılmış gibi olur.
It's amazing the way it just snaps back like that.
Böyle çekince esnemesi muhteşem. İnanılmaz.
Afterward we're havin'lemonade and cookies - ginger snaps.
Sendika toplantısı. - Limonata ve çöreğimiz de var.
Just wondered how the snaps turned out.
Sadece nasıl şip şap fotoğraf çekilceğini merak ediyorum.
Then suddenly he snaps you.
Sonra sana birden tokatı indirir.
Sort of... holiday snaps, eh?
- Tatil resimleri gibi.
Because right after that, you'll get into your... secret elevator over here, and the cable snaps.
Çünkü hemen sonra, buradaki gizli asansörüne bineceksin ve kablo kopacak.
Your dad snaps his fingers and you jump like a jack-in-the-box.
Baban parmaklarını şaklatıyor ve kutudan oyuncak gibi fırlıyorsun.
Congratulations on the African snaps.
Afrika dizin için seni tebrik ederim, gerçekten harikaydı.
These are my snaps of FLA.
Bunlar Florida resimlerim.
[Snaps Fingers] Earth to Angel.
Dünyadan Angel'a...
Drago snaps out a stiff jab.
Drago iyi bir yumruk indirdi.
I thought you'd like to see these snaps of my happy family.
Ailemin fotoğraflarının hoşunuza gideceğini düşündüm.
I am enclosing a few snaps.
Birkaç fotoğraf gönderiyorum.
[Snaps fingers] Hey.
[Çıt çıt parmaklar] Hey.
[Snaps]
[Çıt çıt]
[Wind whistling, snaps]
[Rüzgar uğultusu, çıt çıt]