So i'm just tradutor Turco
16,925 parallel translation
But then, I'm good to go, like now, and I'm just cooking with gas, so anything you need.
Ama sonrasında, hazır olduğumda yani şimdiki gibi, verimli bir şekilde çalışıyorum. O yüzden neye ihtiyacınız olursa söyleyebilirsiniz.
So I just checked her in.
Az önce kaydını yaptırdım.
- I just have to get my stuff so I can go over to Kevin's.
- Kevin'a gitmek için eşyalarımı alacaktım.
Oh, it looks like you're expecting company, so I'll just...
Birini bekliyorsun sanırım, ben yavaştan...
I guess I just keep running away from Zoey because... she seems so real.
Sanırım Zoey'den hep kaçma sebebim onun gerçek olmasıydı.
I'm just... I'm so mixed up and confused right now.
Ama şu an aklım çok karışık.
So I'm just feeling really positive,
Oldukça olumlu hissediyorum.
Oh, well, I forgot them, and they didn't have any at the concession stand, so I just took these.
Unuttum ve açık büfede yoktu ben de bunları aldım.
I'm his criminal attorney, but just... just so you know, this doesn't have to change anything that happened between us.
Ben onun ceza avukatıyım ama şunu bil ki bu, aramızda olan hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Shoot, you know what? I just realized I got my old man's truck, so I gotta get it back before it gets too late.
Bizim pederin kamyonetini almıştım, çok geç olmadan geri götüreyim.
Yeah, it's just, I didn't hear the alarm, so...
Alarmı duymamışım o yüzden...
- Hi. I was just close by so I just came over.
Yakınlardaydım, geleyim dedim.
- I don't know. I'm - and I have to start studying for the bar, so I'm just
Bir de baro sınavına çalışmaya başlamam gerek.
- Yeah, so I'm just gonna wait.
- Evet o yüzden bekleyeceğim.
And so I showed up here one night and she was sitting in that stool, again, with my best friend kissing her, and I just shot them both dead.
Bir gece buraya geldim ve gene o taburede oturuyordu. En yakın arkadaşım onu öpüyordu. İkisini de vurdum öldürdüm.
We are moving so fast, I just want to go over a few calculations before we start.
Çok hızlı gidiyoruz, başlamadan önce birkaç hesaplamaya daha bakmalıyım.
They didn't even offer us coffee so I had to stand in this giant line just to get my latte.
Bize kahve bile teklif etmediler bu koca sırada elimde lattem ile dikilmek zorundayım.
So, he's looking for investors, and I just thought maybe if you knew someone interested in that kind of thing?
Yatırım yapacak birini arıyor ben de düşündüm ki belki sen ilgilenecek birilerini tanıyorsundur.
I was the first one that came up and you don't really give a shit so you just swiped and now you just want to go pound it out and get back to your video games.
Uygulamada ilk ben çıktım, aslında hiç sikinde değil. Profilimi beğendin ve direkt mala vurup video oyunlarına dönmek istedin.
So it's morning and Glen's got the kids out on the lake and I'm all alone and I'm sunbathing out on the lawn, which feels stupid, but I just wanted to feel the sun on my body
O sabah Glen çocukları göle götürdü. Bir başımayım ve bahçede güneşleniyorum. Düşününce saçma geliyor, ama güneşi vücudumda hissetmek istedim.
- I- - I was breathing so hard, I thought I was gonna have an orgasm just laying there.
Öyle hızlı nefes alıyordum ki orada sadece uzanarak orgazm olacağımı sandım.
Just the other night, I- - I cried so hard till morning, and, um, I thought- -
Geçen gece, sabaha kadar öyle ağladım ki. Ve kendimi kapana kısılmış hissettim.
We look at so much malware every day that we can just look at the code and straightaway we can say, okay, there's something bad going on here, and I need to investigate that.
Hergün birçok zararlı yazılımı inceler ve koduna bakınca... "Tamam bu kötü ve araştırmalıyız" deriz.
I'm so sorry, I just...
Özür dilerim, ben...
Hey, listen, you guys have a full house here, so I'm just gonna take off.
Burası epey kalabalık, ben kaçayım en iyisi.
I'm just wondering what it feels like to be so connected to someone that you couldn't live without'em.
Birine, onsuz yaşayamayacak kadar bağlanmak nasıl bir his merak ettim.
I'm just so scared.
O kadar korkuyorum ki.
I'm just here, so...
Ben de buradayım, yani...
So I think she just wanted bucking up.
O yüzden biraz neşelenmek istedi sanırım.
I'm waiting for him to finally apologize and admit that he was wrong so we can just fall back into each other's arms and go back to making other people feel bad about not being as in love as we are.
Özür dileyip hatalı olduğunu itiraf etmesini ve yeniden kol kola girip başkalarını bizim.. ... kadar aşık olamadıkları için üzmek istiyorum.
So, um, Riles, any chance you're dating Ross just because I told you that Danny's dating Elena Rios?
Peki Riles, acaba diyorum Ross'la Danny, Elena Rios'la çıkıyor dediğim için çıkıyor olma ihtimâlin var mı?
So, if you just give me a chance, I promise I will move on and we could see where this goes?
Bana bir şans verirsen, söz veririm önüme bakacağım ve ilişkimizin durumunu görürüz.
I was just marveling at how you were able to sleep so soundly last night, given the incessant sex noise.
O katlanılmaz seks gürültüsüne rağmen dün akşam nasıl böyle mışıl mışıl uyudun hayretler içindeyim.
I just about pissed my pants, I was so scared.
Korkudan altıma dolduracaktım. Çok korkmuştum.
- So, I'm just gonna pull...
- En iyisi kenara çekip...
So I'm just asking for your patience while I figure this out, okay?
Bunu nasıl çözeceğime karar verene kadar sabırlı olmanızı istiyorum.
And so, what, I'm just supposed to choose?
Ne yani, seçmem mi gerekiyor?
Listen, fellas, I'm a writer, so trust me when I say if the villain surrenders, oh, it's just so unsatisfying!
Bakın, dostlar, ben bir yazarım yani inanın bana, eğer düşman teslim olursa hiç de tatmin edici olmaz.
Everyone here has been so very thoughtful and kind, uh, but I'm leaving, and so I will just go and prepare the necessary paperwork.
Buradaki herkes çok düşünceli ve kibardı ancak ayrılma zamanım geldi, o yüzden gidip gerekli evrakları hazırlayayım.
So scared. I... I had to tell him that it was just for the insurance.
Sigorta için yaptığımı söyledim.
You know, I-I used to want so much from them, just stuff I was never gonna get, and I just never realized it.
Onlardan çok şey isterdim. Hiç elde edemeyeceğim şeyleri ve hiç anlamazdım da alamayacağımı.
But as long as we can sit down and take each other by the hand and really just say, you know, "Honey, you know how much I love you and I value you," um, then everything that comes after that just goes so much more easily.
Oturup el ele tutuştuğumuz zaman gerçekten "Hayatım, seni ne kadar sevdiğimi ve sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun" deyince ondan sonra her şey birden çok daha kolay oldu.
Well, um... one day, Dody was at the hospital, just simple appendicitis, and so I left her some roses and a note for her, and in the note, I asked her to marry me.
Bir gün, Dody hastanedeydi basit bir apandist meselesiydi o yüzden ben de ona gül aldım ve bir not bıraktım ve notta benimle evlenir mi diye sordum.
Well, I-I'm... just so happens I'm gonna be in Topeka tomorrow.
Tesadüfe bak ki, ben de yarın Topeka'da olacağım.
So I've just... stopped.
O yüzden ben de bıraktım işte.
I have put up every imaginable barrier, but somehow... uh, all the defenses that I had so carefully constructed... they all just, uh... just collapsed.
Hayal edilebilecek her engeli koydum ama bir şekilde dikkatlice inşa ettiğim bütün savunma mekanizmalarımın hepsi çöktü işte.
Mm-hmm, well, I went to a meeting this afternoon, and no one has seen her in days, so I thought I would just, you know, drop by her house, see that she's all right.
Bu öğlen bir toplantıya gittim. Günlerdir kimse onu görmemiş. Ben de evine uğrayıp iyi mi diye bakayım dedim.
I just lay there, waiting for it to end, so I could... go about my night.
Ben sadece uzandım, bitmesini bekledim ki böylece geceme başlayabileyim diye.
I didn't even think I was gonna get up the nerve to ask her for help, but... just been so down in the dumps about it, our marriage.
Cesaretimi toplayıp ondan yardım isteyebileceğimi düşünmezdim ama ama evliliğimiz can sıkıcı olmaya başlamıştı.
Well, just so you know, Bill, I'm scared too.
Şunu bil ki, Bill, ben de korkuyorum.
So I just want to say I'm sorry.
O yüzden sadece özür dilemek istiyorum.
so i'm just gonna say it 18
so i'm just gonna 18
so i'm told 61
so i'm 150
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so i'm done 19
so i'm like 39
so i'm out 19
so i'm leaving 16
so i'm just gonna 18
so i'm told 61
so i'm 150
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so i'm done 19
so i'm like 39
so i'm out 19
so i'm leaving 16
so i'm not 21
so i'm gonna go 44
so i'm thinking 45
so i'm asking you 38
so i'm here 34
so i'm gonna 31
so i'm gonna ask you again 17
so i'm telling you 18
i'm just fucking with you 43
i'm just wondering 93
so i'm gonna go 44
so i'm thinking 45
so i'm asking you 38
so i'm here 34
so i'm gonna 31
so i'm gonna ask you again 17
so i'm telling you 18
i'm just fucking with you 43
i'm just wondering 93
i'm just saying 2329
i'm just kidding 550
i'm just getting started 85
i'm just asking 203
i'm just messing with you 85
i'm just 2693
i'm just fine 70
i'm just playing 44
i'm just curious 283
i'm just like you 57
i'm just kidding 550
i'm just getting started 85
i'm just asking 203
i'm just messing with you 85
i'm just 2693
i'm just fine 70
i'm just playing 44
i'm just curious 283
i'm just like you 57