So it's not tradutor Turco
9,526 parallel translation
It's not so bad, sweetie.
- O kadar da kötü değil, tatlım.
It's not my fault I'm so shitty at it, is it?
Bu kadar çok sevmem benim suçum değil, değil mi?
Also, there's no sign of anything missing, so it's clearly not a robbery.
Ayrıca kayıp bir şey de göze çarpmıyor, yani soygun olmadığı aşikar.
- I don't know, but I'm pretty certain it's not so they can all form a boy band.
- Bilmiyorum ama müzik grubu kurmak için olmadığına eminim.
That would mean, okay, that your decisions, like giving me a power of attorney... if you were incompetent at the time, so that it's not good.
Bu da senin bana bir temsilci gücü vermek gibi kararının aklının başında olmadığı anlamına gelecekti Hem dur bitireyim.
All right, moody, so if it's not that, what is it?
Peki o zaman asık surat, olta değilse, neden böylesin?
It's not found in the city, so it didn't happen here.
Şehirde bulunmaz o yüzden buradan bulaşmamış.
Hey. So, it looks like Hammer's not our killer.
Görünüşe göre Çekiç katil değil.
It gets mailed to a police department, so that somebody would come and find her body so it's not sitting there, decomposing, rotting away.
Birisi gelip onun cesedini bulsun, orada çürüyüp kokuşmasın... diye postayla polis merkezine gönderilmişti bu mektup.
It seems a rather magnificent stag Did not check the royal calendar, So our king and his hunting companions have been met
Harika bir geyik kralımız ve yanındakilerin avlanırken birden karşısına çıktı ve ormana doğru bir takip başladı.
Yeah, we should've come, really, but, you know, it's just not seemed right, really, without Rob, so...
Evet, gelmemiz gerekirdi ama işte pek doğru gözükmedi yani Rob olmadan, bu yüzden...
Do you know... It's manipulative behaviour, pulling on my heartstrings and it's not fucking fair so just let me do it.
Çıkarcı davranış bu işte, içimi parçalamak ve bana izin vermemek hiç adil değil.
Couldn't help but listen, and it's not every day that one hears something so rare as the cure for vampirism.
... dinlememe engel olamadım. Vampirliğin tedavisi gibi nadir bir şeyi her gün duymuyorsun.
So when we ask you if there's anything you need to tell us, it's not up to you to decide what is and isn't fucking important.
Bize söylemeniz gereken bir şey var mı diye sorduğumuzda neyin önemli, neyin önemsiz olduğuna karar vermek size düşmez.
- It's not so big yet.
- Pek bir şey yok gerçi.
So it's not an option.
O yüzden böyle bir seçeneğimiz yok.
and all I have left to learn is the cadenza movement, so it's... Well, at least it's not the sarabande. Oh!
- En azından Sarabande değil.
~ So it's not a knife?
- Öyleyse bıçak değil mi?
I mean, I'm sure it's not as flashy as what Anderson offered you, but we're starting from scratch, so...
Yani, eminim Anderson'ın sana sundukları kadar değildir ama büyümek için tırnaklarla kazımak gerek.
Well,'cause the show is set there, so it's, it's actually good, but I'm not gonna be reachable for a few weeks, like, at all.
Çünkü dizi orada geçiyor, yani iyi olacak ama birkaç hafta bana ulaşmak hiç mümkün olmayacak.
So, it's still not yet time for the melodramatic emotional lines, huh?
Yani... Henüz aşırı duygusal sahnelerin zamanı değil mi?
You're the first person I've seen that wrote this game on a notebook, and it's also my first time seeing someone who plays so badly like this.
Oyun oynamak için not alan birini hiç görmedim. Ayrıca bu oyunda bu kadar kötü birini de hiç görmedim.
Excuse me... If it's not rude of me to do so, may I say one thing as Cha Do Hyun's former physician?
Affedersiniz, kusuruma bakmazsanız Cha Do Hyun'un doktoru olarak bir şey daha söyleyebilir miyim?
- Harvey, I don't know what's going on between you and Donna, but I do know you chose not to let me in on it, so I'm gonna let you in on this.
Donna'yla aranda ne oluyor bilmiyorum ama bana belli etmemeyi tercih ettiğini biliyorum.
So, I'm not from around here, and it's highly unlikely I will have come alone.
Anlayacağın, buralı değilim ben. Yalnız gelmemiş olmam da yüksek bir ihtimal.
So it's about price, it's not about joe.
- Öyleyse derdiniz fiyat, Joe değil.
- I'm fine. Look, it's not so bad. Not so bad.
- Kötü görünmüyor, hem de hiç.
That's why it's not so bad.
Bu yüzden kötü görünmüyor.
Look, it's not going to happen, so stop going on about it, OK?
Bak, böyle bir şey olmayacak, o yüzden konuyu kapa, tamam mı?
And my mom's coming down, so it better not be lame.
Annem de gelecek yani kötü olmasa iyi olur.
So if there's a deal goin'down, you better not forget to mention it.
Yani eğer bir iş yapılacaksa Söylemeyi unutmazsan iyi olur.
It's not exactly how I wanted things to go down, but I can't change it now, so can we just drop it?
İşlerin oraya gelmesini ben de istememiştim ama artık olan oldu. Konuyu değiştirebilir miyiz?
so when I look at you, it's--it's not that I don't love you.
Sana baktığımda hissettiğim seni sevmediğim değil.
It's not so easy for everyone.
Herkes için bu kadar kolay değildir.
So when I showed you that picture, you lied, because you thought that was the best way to protect him, but it's not.
Sana resmi gösterdiğimde yalan söyledin, çünkü oğlunu korumanın en iyi yolu bu gibi geldi, ama değil.
But there's not so much as a T-shirt with a team logo on it.
Ama etrafta üzerinde logo olan bir T-shirt yok.
So you're holding a bag of vomit which may or may not be Keith Dennison's, which may or may not be Keith Dennison's, and it might not matter if it is and it might not matter if it is
Yani elinde bir paket dolusu kusmuk tutuyorsun Keith Dennison'a ait olup olmadığı belli değil. Ki artık bunun bir önemi bile olmayabilir...
'Cause some parts of it might not be so good.
Çünkü bazı kısımları iyi olmayabilir.
I mean... look at this place- - we can't compete. It's not so great.
Yani, şuraya baksana, bizimkiyle alakası yok.
- So it's not unusual?
- Sık görülen bir şey mi?
I need to go across the street to get some of my things, but if it's okay, I'd like to come back and sleep here for the next few nights so you're not alone.
Sigara almak için sokağın karşısına geçeceğim, ama mahsuru olmazsa buraya gelip birkaç gece uyumak isterim. yani yalnız değilsin.
Oh, very kind, I'm sure. - It's not her decision she regrets so much as his decision. But it's not that.
O konuda çok naziksiniz fakat mesele o değil.
You took your first pill at 9 : 30 last Sunday, so technically, it's 13 days from now, not 14.
İlk hapını geçen Pazar günü saat 9 : 30'da aldın yani teknik olarak bugünden itibaren 13 gün var, 14 değil.
So it's not gonna get in the way of us working together?
Yani bu beraber çalışmamıza engel olmaz değil mi?
I'm guessing it's not because you believe me about Elena, so why are you here?
Sanıyorum ki Elena konusunda bana inanmıyorsunuz. Öyleyse niye buradasınız?
Yes, it is her name, so I think it's official, and that's not what it is, I don't think so anyway.
Mesele bu değil. Bence yani. Ayrıca bu sabah ona yalan söyledim.
Oh, no, it's not a two-person shooter, it's a two-perspective shooter, so it's...
Hayır, iki kişilik nişancı oyunu değil... İkinci şahıs nişancılık oyunu, yani...
I've been trying so hard to be a good mom. And it's just not enough.
İyi bir anne olmak için çok çabalıyorum ama yeterli olmuyor.
- It's not that so much.
- Yok o kadar değil.
It's an Armenian cross and you're not Armenian, so...
Ermeni haçı, sen de Ermeni değilsin.
Well, A's not gonna show up to Ali's house with all those cops out front, so it's probably gonna be so place outside of Rosewood.
A o kadar polis varken Ali'nin evine gitmeyeceğine göre Rosewood dışında bir yerde.
so it's done 19
so it's a win 16
so it's over 58
so it's up to you 22
so it's 240
so it's fine 24
so it's like 40
so it's okay 41
so it's your fault 19
so it's you 54
so it's a win 16
so it's over 58
so it's up to you 22
so it's 240
so it's fine 24
so it's like 40
so it's okay 41
so it's your fault 19
so it's you 54
so it's true 182
so it's official 29
so it's settled 30
so it's my fault 51
so it's possible 18
it's not fair 795
it's not 5855
it's not that difficult 19
it's not bad 367
it's not your fault 1412
so it's official 29
so it's settled 30
so it's my fault 51
so it's possible 18
it's not fair 795
it's not 5855
it's not that difficult 19
it's not bad 367
it's not your fault 1412
it's not that good 18
it's not funny 753
it's nothing 2788
it's not mine 359
it's nothing new 26
it's not a big deal 561
it's nothing fancy 21
it's nothing i can't handle 24
it's not like that 768
it's not that bad 484
it's not funny 753
it's nothing 2788
it's not mine 359
it's nothing new 26
it's not a big deal 561
it's nothing fancy 21
it's nothing i can't handle 24
it's not like that 768
it's not that bad 484