Sone tradutor Turco
88 parallel translation
Oh, I could write a sonnet
Bir sone yazabilirim
A sonnet.
Bir sone.
It must end somewhere.
Bu bir yerde sone ermeli.
" of Julius II, a sonnet.
"II. Julius Papalığı Altındaki Roma'ya Dair Bir Sone"
I was attracted to her, made love to her... even wrote a sonnet to her.
Onu çekici bulmuş, onunla sevişmiştim. Hatta bir sone bile yazmıştım onun için. Kötü olmuştu ama.
And what do you figure the old man's layin down to number one sone right now?
Şu an büyük oğluna ne anlatıyordur sence?
Teruo Ishii, Chusei Sone Planning :
Senaryo : Teruo Ishii Chusei Sone
You will think that we ought to have been very happy and we were but we did not know how happy till the pretty life at Edgecombe Villa was over and done with and we had to live a very different life indeed.
Çok mutlu olmamız gerektiğini düşüneceksiniz. Mutluyduk. Ama ne kadar mutlu olduğumuzun Edgecombe Villası'ndaki tatlı hayatımız sone erene ve tamamen farklı bir hayata başlayana kadar farkında değildik.
At 4, everything will be over.
4 te de herşey sone ermiş olur.
I will write a sonnet for her.
Onun için bir sone yazacağım.
I will write 10,000 sonnets.
10.000 sone yazacağım.
Buy a sonnet, Captain!
Bir sone alın yüzbaşı!
Two sonnets for the price of one.
- Bir sone fiyatına iki tane.
- What is a sonnet?
- Sone nedir? Doğru.
Some have said it. For a little ode or sonnet, I pay... A tart?
Bir sone ya da küçük bir odeye bir tart ya da küçük bir kurabiye
I'll be sworn upon it he loves her, for here's a paper written in his hand... a halting sonnet of his own pure brain, fashioned to Beatrice.
Ben de Benedick'in Beatrice'i sevdiğine yemin edebilirim. Beatrice için yazılmış salt kendi beyninin ürünü bir sone. Bakın, onun eliyle yazılmış kağıt.
When will you write me a sonnet, Will?
Bana ne zaman bir sone yazacaksın, Will?
I have a sonnet to write.
Yazmam gereken bir sone var Sone?
Clint told us about how he learned to fly a plane, then he recited a sonnet.
Clint bize uçak kullanmayı nasıl öğrendiğini anlattı. Sonra bir sone okudu.
Today, all the pain, all the work... all the excitement is finally over.
Bugün onca acı, onca çalışma, onca heyecan nihayet sone erecek.
You're trying to trick me into ending my strike, and it's not gonna work.
Grevimi sone erdirmek için beni kandırmaya çalışıyorsunuz ama işe yaramayacak.
A ballad, a sonnet, a libretti.
Bir balad? Bir sone!
The sonnet begins with a valiant struggle with death calling on all the forces of intellect and drama to vanquish the enemy.
Sone, ölüme karşı gözü pek bir mücadeleyle başlıyor... düşmanı yenmek için aklın ve dramanın... gücünü kullanıyor.
But it is ultimately about overcoming the seemingly insuperable barriers separating life, death and eternal life.
Ama sone sonuçta yaşamı, ölümü ve sonsuz hayatı birbirinden ayıran... görünüşte aşılmaz engellerle baş etmek hakkında.
You are so young.
Daha sone ile...
I'll make sone coffee. That will teach you.
Kahve yapacağım biraz.
They have entered a phase where the cease-fire has been lifted and all the negotiations have been terminated.
Ateşkesin otadan kalktığı ve tüm müzakerelerin sone erdiği, bir aşamaya girdiler.
Do you know how many sonnets Shakespeare wrote?
Shakespeare kaç sone yazdı | biliyor musun?
Dryden's composed a sonnet.
Dryden bir sone yazdı.
I'll make sone coffee. That will teach you.
Biraz kahve yapacağım.
Shakespeare, sonnet 34.
Shakspeare, 138. sone.
But if it is only a vague inclination, one poor sonnet will kill it.
Ama sadece basit bir özentiyse, tek bir sone aşkı öldürebilir.
Now, we like to think we've evolved and advanced because we can build a computer, fly an airplane, travel underwater we can write a sonnet, paint a painting, compose an opera... But you know something?
Gelişip ve ilerlediğimizi düşünmeyi severiz....Çünkü bilgisayar yapabiliyor, uçakla uçuyor ve sualtında seyehat edebiliyoruz Sone yazabiliyor, resim yapabiliyor, opera yazabiliyoruz... ama bunu biliyor musunuz?
Melissa's a poetry major.
Çabuk, biri bana bir sone söylesin.
- Remember those wonderful snowplows... you were writing a sonnet to not five minutes ago?
- Neden? Hani beş dakika önce sone yazdığın kar küreyicileri var ya.
A man writes a sonnet... and it's good.
Bir adam bir sone yazar ve iyidir.
And it's over.
Ve sone erdi.
I once wrote a sonnet on the subject for an old flame.
Eski bir flörtüme bu konuda bir sone bile yazmıştım.
Yes, how did it go?
Nasıldı şu sone?
If someone finds out that you are playing this game... it will automatically end.
Eğer biri oyunu oynadığınızı farkederse oyun otomatikman sone erer.
To your right is the obstacle that may bring your game to an end.
Sağınızda oyununuzu sone erdirecek bir engel var.
Now, the story goes, "If you ever see her, make sure you never scream."
Hikâye de "Eğer onu görürsen, sakın bağırma." diye sone eriyor.
I mean, the connoisseur's life very definitely didn't stop, you see.
Şarap severlerin hayatı sone ermemişti, gördüğün gibi.
A sonnet
Bir sone...
They allowed us to experience our life's end, pushing us to the brink so that we could see the truth, and brought us back.
Hayatımızın sone erişini gösterdiler, bizi ölümün kıyısına getirerek, böylece gerçeği görebilecektik ve bizi geri getirdiler.
A sonnet for my dark lady.
Esmer Leydim için bir sone.
Mom, becky'sone.
Anne, Becky artık yok.
Just as long as it happens before our insurance runs out.
Sigortamız sone ermeden hallolsa iyi olur.
- What is a sonnet?
- Sone nedir?
Do you like cakes?
İşte size iki sone Mösyö Benserade'dan içinde de kestane şekeri. - Hasta olacak kadar.
I've never written a sonnet in my life!
- Ben hayatımda hiç sone yazmadım.