Sophia tradutor Turco
2,180 parallel translation
You're going to have to face up to what you're doing, Michael, to me and the billions of people Sophia will ask you to kill.
Şu yaptığın şeyle, beni ve Sophia'nın öldürmeni isteyeceği milyarlarca insanla yüzleşmek zorunda kalacaksın Michael.
Sophia must've used some kind of poison on Martinez.
Sophia, Martinez için bir çeşit zehir kullanmış olmalı.
I know you poisoned the President. I know you're working with Sophia.
Başkanı zehirlediğini ve Sophia ile çalıştığını biliyorum.
Sophia, I'm--I'm sorry.
Sophia, özür dilerim.
If we want to stop Sophia from getting her hands on this virus, then--then we're gonna need some help.
Sophia'nın virüsü ele geçirmesine engel olmak istiyorsak bize biraz yardım gerekecek.
We know from what happened on the plane that someone high up in the government is helping Sophia.
O uçaktaki olaylarda Sophia'ya yüksek kademeli bir hükümet görevlisinin yardım ettiğini biliyoruz.
If Sophia releases the virus, how bad could it be?
- Sophia virüsü yayarsa ne kadar kötü olur?
If Sophia released it, I don't know what would be left.
Sophia virüsü yayarsa geriye ne kalır bilemiyorum. - Hey.
I know Sophia used Jarvis to poison the President.
Sophia'nın Başkan'ı zehirlemek için Jarvis'i kullandığını biliyorum.
I do. I've split with Sophia for good.
Sophia'dan temelli ayrıldım.
Sophia did it to Martinez time and time again.
Sophia, Martinez'le çok defa oynadı.
Sophia's working with the Vice President.
Sophia, Başkan Yardımcısı'yla birlikte çalışıyor.
Sophia wants a record of this.
Sophia bunun bir kaydını istiyor.
Sophia, Dr. Lu needs you in the lab.
Sophia, Dr. Lu seni labaratuvara istiyor.
Sophia, she's bringing all of our people here.
Sophia tüm halkımızı buraya getiriyor.
Someone outside of our group might be able to stop Sophia.
Gurubumuz dışından biri Sophia'yı durdurabilir.
This is significant, which, chances are, it'll bring us back to Sophia.
Burası önemli ki bu bizi tekrardan Sophia'ya yönlendirme ihtimali var.
All right, let's check with the Russian intelligence service, see if we can get any cooperation finding out what might be of interest to Sophia in Northwestern Siberia.
Rus istihbarat teşkilatını bir yoklayalım Sophia'nın Sibirya'nın kuzeybatısında neyle uğraştığını öğrenmek için işbirliği yapıyorlar mı diye bakalım.
Sophia, once the weapon is in our hands, how are we gonna deliver it on the scale we need?
Sophia, silah elimize geçtiğinde ihtiyacımı olan ölçekte nasıl dağıtacağız?
I know what Sophia's trying to do!
- Sophia'nın ne yapmaya çalıştığını biliyorum!
I don't know what kind of damage you may have just caused, but if Sophia finds out, I won't be able to protect you.
Nasıl bir zarara sebep oldun bilmiyorum ama Sophia öğrenirse seni koruyamayabilirim.
- I told him everything... what you're looking for in Siberia, what Sophia is trying to do and take over...
- Her şeyi anlattım. Sibirya'da ne aradığınızı Sophia'nın yapmaya çalıştığı şeyi ve dünyayı ele geçirme planını.
We need to take her to Sophia now.
- Hemen onu Sophia'ya götürmeliyiz.
Sophia needs to know what happened.
Sophia neler olduğunu öğrenmeli.
If there's even a chance of us stopping Sophia and her people from getting this weapon...
Sophia ve halkının bu silahı almalarını engelleyebileceğimiz çok küçük bir şans bile varsa- -
It's Sophia.
Ben Sophia.
I... Sophia...
Sophia.
Sophia.
- Sophia.
From now on, you will pray every Friday with His Majesty at Hagia Sophia.
Bundan sonra her cuma, Hünkârımızla, Ayasofya'da secdeye eğileceksin, dua edeceksin.
Hagia Sophia... and that he is the caliph of Allah on Earth that he will own every land from where the sun rises to where it sets.
[Sümbül ] ve Allah'ın yeryüzündeki halifesi olduğunu [ Sümbül] güneşin doğduğu yerden, battığı yere kadar toprakların sahibi olacağını,
Sophia.
Sophia.
Sophia... I know you have mixed feelings about what we're doing to the native population.
Sophia, yerel nüfusa yapmak üzere olduğumuz şeyle ilgili karışık duyguların var.
We've determined Sophia's releasing the virus at a food processing plant outside of Richmond, the Bureau of Engraving, and the Dulles Airport International Terminal.
Sophia'nın virüsü yaymak istediği yerleri belirledik Richmond dışındaki bir gıda üretim tesisi, Devlet Baskı Tesisi ve Dulles Havaalanı dış hatlar terminali.
If Sophia succeeds in infecting passengers and they travel to other countries, there will be no way to stop the spread of this virus.
Sophia yolcuları hastalandırmayı başarır onlar da diğer ülkelere giderse virüsün yayılmasını engellemek imkansız olur.
President Martinez and Peel are doing everything they can, but it looks like it may be up to us to stop Sophia's operation at the airport.
Başkan Martinez ve Peel ellerinden geleni yapıyorlar ama Sophia'nın havaalanındaki operasyonunu durdurmak bize kalmış gibi görünüyor.
Even if it worked, as soon as we actually started to shut the place down Sophia could still release the virus and infect everyone in the terminal.
İşe yarasa bile, biz mekanı kapattırmaya başladığımız gibi Sophia yine de virüsü yayıp terminaldeki yolculara bulaştırabilir.
Our only option is to get there, stay under the radar, and try to locate Sophia ourselves.
Tek şansımız oraya gitmek kendimizi belli etmemek ve kendi başımıza Sophia'nın yerini belirlemek.
Sophia doesn't need to be stopped.
- Sophia'nın durdurulmasına gerek yok.
Like I'm not in control of the situation with Sophia so the Cabinet will look past your medical problems and reinstate you.
Sanki Sophia meselesini idare edemiyormuşum gibi. Böylece Kabine sağlık sorunlarına bakmayıp görevini iade edecek.
Do you really think the Cabinet would believe that I poisoned you to make a deal with Sophia?
Sence gerçekten Kabine Sophia ile anlaşmak için seni zehirlediğime inanır mı?
You have no proof of what I did to you or the arrangements I made with Sophia or you would have used it.
Sana yaptıklarıma veya Sophia ile anlaşma yaptığıma dair hiçbir kanıtın yok olsaydı kullanırdın.
- Sophia.
- Sophia.
But the airport is still the most lethal part of Sophia's plan.
Ama yine de Sophia'nın planındaki en ölümcül parça, havaalanı.
From what I saw on their laptop, an inside man is supposed to get the canisters past security for Sophia through an off-limits area near baggage claim three.
Laptoplarından gördüğüm şey, içeriden bir adam tüpleri alacak üçüncü bagaj teslimdeki yasak bölgeye Sophia'yı sokmak için güvenliği geçirtecekti.
Sophia's supposed to meet them in the international terminal, so we'll look for her there.
Sophia onlarla dış hatlar terminalinde buluşacaktı, biz de oraya bakalım.
I'm sorry, Sophia.
Üzgünüm Sophia.
It's up to you now, Sophia.
Artık her şey sana bağlı Sophia.
We had a visual on Sophia's man, but we lost him- - 5'9 ", dark hair, tsa uniform.
Sophia'nın adamını gördük ama kaybettik 175 cm boylarında, siyah saçlı üzerinde Taşıma Güvenliği İdaresi üniforması var.
Sophia.
Gidelim. Sophia.
Where's Sophia?
Sophia nerede?
All I care about is saving this country and stopping Sophia from doing something- -
Tek umursadığım şey, ülkemizi kurtarmak ve Sophia'yı durdurmak- -