Soraya tradutor Turco
45 parallel translation
Then we'll go to Soraya's.
Sonra da Soraya'ya gideriz.
Soraya!
Soraya!
Soraya, don't be such a baby.
Soraya, çocuklaşma.
Soraya, go to your moth er.
Süreyya, annenin yanına git.
Soraya, you've no idea what these cons are like.
Soraya, bu üçkağıtçıların nasıl şeyler olduklarına dair fikrin yok.
Thaddeus, you get Soraya and Gabrielle into the hold.
Thadeus, sen Soraya'yı ve Gabrielle'i aşağıya ambara götür.
Soraya, are you hurt?
- Soraya, yaralı mısın?
Soraya, we'll need some splints.
Soraya... tahta parçalarına ihtiyacımız olacak.
Soraya, you got that sail thread?
- Soraya, şu yelken ipliğini buldun mu?
Don't waste your breath, Soraya.
- Nefesini boşa harcama, Soraya.
Gabrielle and Soraya? You see to Thaddeus and the captain.
Gabrielle ve Soraya... siz Thadeus'a ve kaptana bakın.
Gabrielle, you and Soraya start blowing up wineskins
Gabrielle, sen ve Soraya şarap kılıflarını üflemeye başlayın.
Whatever happens I want you to make sure that Soraya gets through this, all right?
Her ne olursa olsun... senin Soraya'nın bunun üstesinden geldiğine emin olmanı istiyorum, tamam mı?
She's on a roll.
Soraya şanslı.
- But Soraya, you...
- Ama, Soraya, sen...
To our Soraya. May she be a happy wife as she is a bride.
Dileyelim ki, mutlu gelin olduğu kadar mutlu bir eş de olsun.
For four years, we have lived a life which we could not afford... and spent almost everything to marry Soraya with a good family.
4 yıldır gücümüzün çok üstünde bir hayat sürdürdük ve Süreyya'yı iyi bir aileye verebilmek için neredeyse her şeyimizi tükettik.
It is an investment property, Soraya.
Yatırım olsun diye aldık, Süreyya.
This is Soraya. She works with me.
bu Soraya. benimle birlikte çalışıyor.
- Where's lria, Soraya?
- Iria'yı gördün mü, Soraya?
My daughter, Soraya jan.
Bu kızım, Soraya can.
But Soraya jan wants to talk to you first.
Ama önce Soraya seninle konuşmak istiyor.
Soraya.
Süreyya.
Soraya?
Soraya.
Hi, Soraya.
Merhaba Soraya.
I'm Soraya.
Ben Soraya.
Soraya does not know Ramallah.
Soraya, Ramallah'ı pek bilmiyor.
we do as Soraya decides.
Soraya'nın kararlaştırdığı gibi yapacağız.
They watch Shabnum Soraya on cable TV they watch Maniya, they watch Shakira... Jennifer Lopez their dancing, their strange clothes.
Onlar Shabnum Soraya'yi izliyor kablolu Tv'de Maniya'yi, Shakira'yi Jennifer Lopez'i izliyorlar onlarin dansini, onlarin kiyafetlerini.
HENRY : Singing Soraya.
Soraya'yı söylüyorlar.
Soraya and I have four sons.
Soraya ve benim dört oğlumuz var.
She is a Palestinian but she grew up in Brazil.
Soraya'ya bakıyorum, kendisi Filistinli fakat Brezilya'da büyümüş.
Missing José Avilez and Soraya Rodríguez.
José Avilez ve Soraya Rodriguez kayıp.
I just didn't count on Soya fighting me, causing me to lose control of the ship.
Sadece Soraya'nın benimle dövüşüp, geminin kontrolünü kaybettireceğini hesaplamamıştım.
I'll go to the Hwatab tomorrow and tell them Saroya's story.
Yarın Hwatab'a gidip, Soraya'nın hikayesini anlatacağım.
- Soraya is so...
- Soraya ise...
I was eleven years old when I decided to marry Soraya.
Soraya'yla evlenmeye karar verdiğimde 11 yaşındaydım.
Soraya's husband was the teacher at School... and he died in the wave along with my brother Tigo and the rest of the class.
Soraya'nın kocası bir öğretmendi ve o dalgada kardeşim Tigo ve sınıfın geri kalanıyla birlikte öldü.
I can talk to Soraya about your mother.
Annen için Soraya'yla konuşabilirim.
Doña Soraya.
Soraya Hanım.
Soraya?
Soraya?
Has Soraya been sleeping here?
Soraya burada mı uyuyordu?
- Soraya and I are leaving town. - When?
- Soraya'yla kasabadan ayrılıyoruz.
Soraya,
Soraya,