Soy sauce tradutor Turco
288 parallel translation
Put the soy sauce in yet?
Soya sosunu ekledin mi?
- Drown trouble in soy sauce.
- Dertlerini soya sosuyla boğ. - Ne?
Soy sauce.
Soya sosu.
- Soy sauce?
- Soya sosu mu?
Soy sauce!
Soya sosu!
She's coloured my Paris gown with soy sauce.
Paris'den aldığım elbiseme soya sosu sürdü.
It's oil. Oil disguised as soy sauce. This must be another attempt by the Awa Domain.
Bu soya sosuna bulanmış yağ bu da bunun Awa Klanı'nın işi olduğu anlamına geliyor!
I'll bring the soy sauce.
Soya sosunu da getireyim.
These cases are filled with oil disguised as soy sauce.
Bu fıçılara soya sosu yerine yağ doldurulmuş.
Go buy some soy sauce.
Biraz soya sosu al.
They'd be nice with soy sauce and horseradish.
Evet. Soya sosu ve karaturp yakışırdı yanına.
It is pickled in soy sauce and vinegar. This one is, as you can see, eyeballs. The eyeballs are placed on a chicory, and dressed with blood sauce.
Soya sosu ve sirke ile salamura edilmiş.
They are the testicles. Bluntly put, it is a pussy. The testicles were boiled in soy sauce and the vagina has just a blood sauce.
Parmaklar ve göz küreleri karıştırılmış ve taze sebzelerle salata olarak servis edilmiş.
I plumb forgot the soy sauce.
Soya sosunu unuttum.
Shoot, what's a little soy sauce among friends?
Ateş edin, küçük bir soya sosunun arkadaşlar arasında ne önemi var?
all i have unpacked is soy sauce.
Herkes nefis soslu soya yaptığımı söyler.
Making sea salt. It's because all the salt and soy sauce is rationed.
Deniz tuzu yapıyorlar tuz ve soya sosu yapmak için.
What about the soy sauce?
Hani soya sosu?
Pat, get the soy sauce.
Pat, soya sosu getir.
I want soy sauce
Soya sosu istiyorum.
I'm sorry, Grandma, but... this pumpkin and kidney beans, and pumpkin and chicken... it's so boiled down with soy sauce that we can't even tell which piece is which.
Üzgünüm büyük anne ama... bu balkabağı, fasulye | balkabağı ve tavuk... soya sosuyla çokça haşlanmış | hangisinin ne olduğu ayırt bile edilmiyor.
- When you put soy sauce on it.
- Üzerinde soya sosu olduğunda seviyorum.
I don't like the soy sauce so much.
Ben soya sosunu pek sevmem.
You know, Lindo, all this needs is a little soy sauce.
Biliyor musun Lindo, ihtiyacı olan tek şey biraz soya sosu.
We had soy sauce.
Soya sosumuz vardı.
She even wanted me to bring home soy sauce!
ve o bana onun soya sosunu vermeye çalıştı.
You ate all the tarragon, and you drank all the soy sauce.
Tüm tarhun otunu yemiş, ve tüm soya sosunu içmişin.
... beef jerky, just marinate in a combination of soy sauce and brown sugar.
Kurutulmuş eti, soya sosu ve esmer şekerde marine edin.
- Is that soy sauce? - Yeah.
Şu soya sosu mudur?
- Soy sauce?
Soya sosu?
- Soy sauce.
- Soya sosu.
Do you want to eat this with soy sauce?
Soya sosuyla yemek ister misin?
SOY SAUCE.
Soya sosu.
SOY SAUCE!
Soya sosu!
On the bright side, now I have a chance to put the soy sauce packets into one larger bottle.
İşin güzel tarafı artık soya sosunu paketlerden şişeye geçirme şansım var.
Don't keep it to buy a bottle of soy sauce!
Onu soya sosu almak için saklama!
She comes to buy soy sauce all the time.
Hep soya sosu almaya gelir.
The one who used to buy my soy sauce.
Eskiden gelip benden soya sosu alan kızdan.
You can add some soy sauce if it's too bland.
Tadı iyi değilse biraz soya sosu ekleyebilirsin.
Slices of meat, accompanied by gourd and potato were dressed with soy sauce.
Dilim dilim et eşliğinde su kabağı ve patates soya sosuyla taçlandırılmıştı.
It's made out of soy sauce.
Soya sosundan yapılmış.
Ain't got no soy sauce up there, B.?
Sosun şimdi canı cehenneme.
No, they didn't put no fuckin soy sauce in the bag, man.
Lütfen. Sostan söz etmeyi bırak.
And no more soy sauce, nigga. - That's $ 5,000, man.
Sosumuz bile yok, nikker. sadece beş dolar.
Go buy some soy sauce for me please.
Gidip soya sosu alır mısın?
Go and get the soy sauce!
Git soya sosu al!
I used to love the noodles there they were just plain noodles with soy sauce,
Onların üstünde noodle yemeyi çok severdim. Noodle sade olurdu, sosuyla beraber.
I'm just a soy-sauce merchant.
Ben sadece soya sosu ticareti yapıyorum.
Then the soy-sauce merchant buys the land on the cheap.
O halde sende, soya sosu ticaretiyle ucuza arazi al.
As I said, they spilled soy sauce on me.
Dediğim gibi, garson soya sosunu... üstüme döktüğü için özür diledi ve...
Fuck the soy sauce, man!
Sosun canı cehenneme dostum!