Spaghetti tradutor Turco
1,605 parallel translation
Connie Francis is spaghetti Bolognese with a crusty bread and a nice Chianti.
Connie Francis, spaghetti bolognaise gevrek ekmek ve güzel bir Chianti kırmızı şarapla gider.
Tonight, though, I'm gonna go Italian with a little baked ziti and a big plate of spaghetti marijuana.
Ama bu akşam İtalyan mutfağına girişip marihuanalı spagetti yapacağım.
Can't I just have some Spaghetti-O's?
Biraz makarna alabilir miyim?
It's Spaghetti al Bongole with tomato sauce.
Domates soslu "Spaghetti al Bongole"
Your spaghetti could have used another 20 minutes.
Spagettinin yirmi dakika daha zamanı varmış bence. Diri olsun demiştin.
You know, you want my spaghetti with nice Czechoslovakian sauce, that's my specialty.
- Çekoslovak soslu spagetti benim spesiyalitemdir. - O başka bir şey.
The traveler gets crushed into spaghetti.
Yolcu parçalanıp spagettiye dönüşür.
I don't wanna be a spaghetti, I don't wanna be spaghetti.
Spagetti olmak istemiyorum. Spagetti olmak istemiyorum.
No, you won't be a spaghetti.
Spagetti olmayacaksın.
I don't wanna be a spaghetti.
Spagetti olmak istemiyorum.
I'm not a spaghetti!
Spagetti değilim.
The spaghetti pooch smooch.
Ağzınıza layık Spagetti.
- I don't care about anybody's looks... but I can't recall ever going for anyone... who reminds me of a box of spilled spaghetti.
- Kimsenin tipi umurumda değil ama bir paket dökülmüş spagettiye benzeyen birinden hoşlandığımı hiç hatırlamıyorum.
The Lady and the Tramp eat spaghetti and meatballs.
Bayan ve serseri sıpagetti ve köfte yerler.
There's an accident working at the spaghetti junction. at 630, but it still will make a very slow go...
630'da bağlantı noktasında bir kaza meydana gelmiş, ama yavaş da olsa trafik akıyor...
- Spaghetti sauce.
- Makarna sosu.
We also have that style with spaghetti straps.
Ayrıca böyle makarna askılı kıyafetlerimiz de var
But what about the soggy spaghetti?
Peki ya kıvamlı spagetti?
Excuse me, ma'am, is that spaghetti?
Afedersiniz, bayan, bu spaghetti mi?
Of course it is.
Tabiki spaghetti.
I'm the world famous spaghetti-wrestling she-Elvis.
Ben dünyaca ünlü spaghetti güreşçisi kadın Elvisim.
- Spaghetti.
- Spaghetti.
I got spaghetti in my ass.
Kıçıma spaghetti girdi.
- She's also a spaghetti wrestler.
- Ayrıca o spaghetti güreşçisi.
Your sister with those spaghetti dishes.
Ablan ve o spagetti yemekleri.
"He's very happy when we have alphabet spaghetti for lunch, but then, so am I."
Öğle yemeğinde alfabe makarnası yediğimizde çok mutlu oluyor. O zaman ben de mutlu oluyorum.
"Although he'll probably spell it out in spaghetti first."
Ama büyük ihtimalle bunu önce makarnalarla yazar.
She wanted me to eat dinner, spaghetti and I wanted to go out before it got dark. It was getting dark- -
O yemek yememi istiyordu, makarna ben hava kararmadan çıkmak istiyordum.
- She hit me with a plate of spaghetti.
- Bana makarna tabağıyla vurdu.
Spaghetti with garlic bread.
Sarımsaklı ekmekle spagetti.
I'm thinking I might make some of my famous spaghetti.
Meşhur spagettilerimden birini yapacağım.
I want to make some spaghetti.
Sadece spagetti yapmak istiyorum.
Spaghetti?
Spagetti?
I had spaghetti at my father's.
Babamda spagetti yedim.
- Eat that goddamn spaghetti.
- Lanet makarnanı ye.
Cutlets, pasta with pesto, spaghetti Bottarga style fruit pies of all kinds.
Pirzola, pesto soslu makarna, spagetti bottarga .. her tür meyveli turta.
Can I have pork chops and spaghetti?
Domuz pirzolası ve spagetti yiyebilir miyim?
This is great spaghetti, Tina.
Bu spagetti harika olmuş Tina.
you mean, like you get a free spaghetti and meatballs if you bring another cheap gomer douche-bag in here?
Yani, buraya beleşçi bir dürzüyü daha getirirsen bedava spagetti veya köfte alırsın gibi mi?
You're welcome for spaghetti.
Spagettiye buyur.
freeze-dried spaghetti?
- Böcek ilacı, radyo.
Let's see what else they have to eat out there, okay? The freeze-dried spaghetti's not going to do it for me.
Tamam, bakalım dışarıda yiyecek ne var.
I didn't mean to bring the spaghetti. Come on.
Kurutulmuş spagetti bana uymaz.
I got mealworm spaghetti, stinkbug paté, that's nice... cricket croquettes, braised and brochette...
Larvalı spagetti ve kanatlı böcek böreği aldım, çok hoş... çekirke köftesi, şişe geçirilip ateşte pişirilmiş...
The spaghetti mealworm's the best.
En iyisi larvalı spagetti.
I just ate spaghetti baby!
Ben de spagetti yemiştim!
- Spaghetti, nothing fancy.
Öyle abartılı bişey değil.
Oh, wait. That's because I put my spaghetti pot on it.
Bekle, üzerine spagetti tabağını koyduğum içinmiş.
He had hot dogs and spaghetti in his hair.
Saçında sosis ve spagetti vardı.
Why would he have hot dogs and spaghetti in his hair?
- Saçında niçin sosis ve spagetti olsun ki?
It's a congealed, disgusting spaghetti.
Şarap hakkında bunca şeyi nereden öğrendin?