Spaniard tradutor Turco
331 parallel translation
A Spaniard imprisoned by the Turks.
Türkler tarafından esir alınan bir İspanyol yazmış.
The Spaniard's arrival cannot disturb the natural harmony... between Sweden and France.
İspanyol'un gelişi, İsveç ile Fransa arasındaki doğal uyumu bozamaz.
Therefore, with this Spaniard, you must be polite but reserved.
Dolayısıyla, İspanyol'a karşı nazik fakat tedbirli olmalısınız.
The Spaniard is here with a proposal from Philip of Spain.
İspanya Kralı'nın evlilik teklifi için İspanyol Elçi geldi.
You're the only one who can demand of the Queen to send the Spaniard home.
Kraliçe'yi İspanyol'u evine göndermeye ikna edebilecek tek kişi sizsiniz.
Her Majesty drives abroad with the Spaniard.
Majesteleri İspanyol ile fink atıyor.
Send that Spaniard back home!
İspanyol'u ülkesine yolla!
Down with the Spaniard!
Kahrolsun İspanyol!
The Queen disports herself with a Spaniard!
Kraliçe İspanyol ile gönül eğlendiriyor!
Then why doesn't she send the Spaniard home?
Öyleyse neden İspanyol'u ülkesine göndermiyor?
Send the Spaniard home!
İspanyol'u ülkesine yolla!
Here comes that Spaniard all alone!
İspanyol geliyor, tek başına.
Kill the Spaniard!
İspanyol'a ölüm.
Boy, did we show that big Spaniard!
Beyler koca İspanyol'u görmeliydiniz!
As I suspected, our man had been involved in petty crime in the past, a Spaniard named Mendosa.
Tıpkı şüphelendiğim gibi, adamımız geçmişte bir çok suça karışan, Mendosa adlı bir İspanyoldu.
They call me the Spaniard because I worked in Spain for a long time.
Bana İspanyol derler, uzun süre İspanya'da çalıştığım için.
Tavolato Giuseppe, known as the Spaniard?
Tavolato Giuseppe, İspanyol olarak bilinen?
You fought off the Spaniards for over 300 years...
Spaniard mücadelesinin üzerinden 300 yıl geçtikten...
What would've happened if we hadn't fought the Spaniard... if my grandfather hadn't called out the Katipunan?
Spaniard'da mücadele etmeseydik ne olurdu... Eğer dedem Katipunan'ı kapı dışarı etmeseydi?
There's always a Spaniard on a big black horse riding past that magnolia.
Orada daima kocaman siyah atının üzerinde bir ispanyol vardır Manolyaların arasında at sürer.
An old Spaniard riding along.
Yaşlı bir İspanyol atlı yanı başımızda at sürüyor.
What Spaniard?
İspanyol nedir?
And when every Spaniard was finally killed... he ordered his warriors to close the mine.
Ve nihayet bütün İspanyollar öldürüldüğünde... savaşçılarına madeni kapatmaları emrini vermiş.
Yes, a Spaniard.
Evet, bir İspanyol.
Who are these men who are so fond of death, one Spaniard cried.
"Kimdir kendilerini böyle feda edenler" diye bağırdı İspanyol'un biri.
Keep an eye on her, Mr. Crystal. She's a Spaniard.
gözüm tutmadı, bay Crystal o ispanyol gemisine benziyor.
No, this one goes to the Spaniard.
Hayır, Bu İspanyol'a gidiyor.
By that Spaniard...
Söyleyen İspanyol...
Your client, your Spaniard :
Senin şu İspanyol müşterin :
You muddle up my Spaniard, and your low-life lush...
- İspanyol harman olmuş demek ve zavallı yaşamı buna bağlı...
The Spaniard drinks to forget...
İspanyol unutmak için içmiş...
- Your Spaniard is at the crossroads!
- Senin İspanyol kavşakta duruyor!
Winning as the Spaniard has always won, with a sword in his hand, heroism in the heart and a prayer on his lips. "
"Kazanacağız, çünkü İspanyollar hep kazanır. " Yeter ki, elimizde kılıç, kalbimizde cesaret ve dudaklarımızda dua olsun. "
A passionate Spaniard, you know?
Ateşli bir İspanyol'du, biliyor musunuz?
Testimony of Georges Duval, gardener. Referring to Ostos, you described him, and I quote, as "that crazy Spaniard who raped me in my father's field".
Bahçıvan Georges Duval'in ifadesi Ostoss'a istinaden, siz tanımlarken not almıştım :..
- Well, he was a Spaniard.
- Hayır, İspanyol'du.
Well, this Spaniard, um, Mingwell, he was furious with Maria Gambrelli.
Evet, bu İspanyol... şey... Manguel Maria Gambrelli'ye ateş püskürüyordu.
He was hiding in the closet when she came into the room with the Spaniard.
O, İspanyol'la odaya girdiğinde, dolapta saklanıyordu.
He opened the door, shot the Spaniard, and put the gun in Maria's hand.
Kapağı açtı, İspanyol'u vurdu ve silahı Maria'nın eline tutuşturdu.
I, a true Spaniard, have to fulfill my duties.
Ben, gerçek bir İspanyol olarak görevlerimi yerine getirmeliyim.
An answer worthy of a Spaniard!
Bir İspanyol'a yakışır bir cevap!
No one hearing you talk would take you for a Spaniard.
Konuşmanı duyan kimse İspanyol olduğundan şüphe etmez.
The waiter's a Spaniard, so ask him in Spanish for a Coca-Cola.
Garson İspanyol, ondan İspanyolca Coca-Cola iste.
His mum's English, his dad's a Spaniard.
Annesi İngiliz, babası İspanyol.
- The Spaniard?
- Latin herif mi?
Some say he's a Moor, others believe he's a Spaniard.
- Bazıları onun bir Moor olduğunu sanır, bazılarıysa Spaniard olduğuna inanır.
- How's the average Spaniard doing?
- Ortalama bir İspanyol ne durumda?
Ask a Spaniard what he thinks of Franco, he'll say : "He's okay."
Franco'yu, İspanyol birisine sorarsanız size "Fena değil" diyecektir.
Fernandi is a fiery young man. A Spaniard.
- Fernando ateşli genç bir İspanyol
My blade is a match for any Spaniard knife.
- Kılıcımla karşılaşır, sıradan bir İspanyol o
- A Spaniard.
- Bir İspanyol.