English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Spell it

Spell it tradutor Turco

1,765 parallel translation
B-e aggressive! Spell it!
Yürü!
- Well, do I have to spell it out for you?
- Açıkça söylemem mi gerekiyor?
Talk to each other, just spell it out, sort it out.
Birbirinize sorunu anlatın, konuşun ve her şeyi çözün.
spell it like this
Aslında şöyle gösteriliyor.
Whater! I can spell it!
Yazabilirim!
Can't you just tell me how to spell it?
Bana sadece nasıl hecelendiğini söyleyemez misin?
Always have to spell it out for you!
Daima hecelemek zorundamıyım!
Only they spell it with three "I's." It's a lot like tagging.
Yazılışı biraz farklı ama evet. Etiketlemek gibi bir şey.
You don't have to spell it, Herb.
Bunu söylemene gerek yok, Herb.
well, let me spell it out for you.
Heceleyim istersen.
Spell it out, Lew.
Tek tek söyle, Lew.
Must I spell it out?
Başka birini mi bulsam?
You're a smart kid, Davis. I don't have to spell it out for you, do I?
Zeki bir çocuksun, Davis, bunu sana daha fazla açıklamak zorunda değilim, değil mi?
– You want me to spell it out for you?
- Bunu benden mi duymak istiyorsun?
- Yeah, but maybe you spell it with an S.
Evet, ama S ile de hecenelebilir.
Spell it out for yourselves.
Hep beraber şunlara cevap verelim.
I don't know how to spell it.
Hatta nasıl hecelenir onu bile bilmiyorum.
What would you want to spell it for?
Hem niye yazmak istiyorsun ki?
Do I have to spell it out to you?
Yeni bir maceraya ihtiyacım yok.
That's how you spell it?
Harf dizilimi böyle mi?
You want me to spell it out for you?
Bunu senin için heceleyerek söylememi ister misin?
- Spell it.
- Kodlayın.
Look at it like this then, as soon as the spell is said, you'll be rid of it. And us. Forever.
Şöyle bak o zaman, büyü... söylenir söylenmez, ondan kurtulacaksın.
And without Rincewind's spell, there's nothing we can do about it.
Ve Rincewind'in büyüsü olmadan, bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
It's the spell, it's trying to take me over.
Şu büyü, bana hükmetmeye çalışıyor.
It was just a wee bit of a dizzy spell.
Sadece biraz başım döndü.
Did I put a spell on someone and it affects me now?
Ne yaptım? Birine beddua mı ettim?
- It's not my fault you can't spell.
- Yazamaman benim hatam değil.
You're gonna finish this damn book and write the damn report... ... you're gonna hand it in Monday, spell-checked... ... formatted and on freaking time.
Şu lanet kitabı bitirip lanet özetini çıkaracaksın, kontrol edeceksin ve pazartesi teslim edeceksin,
- I hate it when you spell.
- Böyle hecelemenden nefret ediyorum.
It's my own spell.
Kendi büyüm.
It wasn't a spell.
Büyü değildi.
I don't know if it's a spell or some enchantment, but whatever it is, When people look at me, they think I'm gryff.
Bu bir çeşit büyü müdür, sihir midir bilmiyorum fakat her neyse, insanlar bana baktıklarında, Gryff olduğumu sanıyorlar.
It appears the old woman's spell lasted just Just long enough to revert her vision of your death.
Yaşlı kadının büyüsü senin ölümünü engelleyecek kadar uzun sürdü.
But whoever it was used a spell so powerful
Kim yaptıysa çok güçlü bir büyü.
It's a spell
Bir büyü.
Now that was, of course, the point of the title of my book is there is this spell and we gotta break it. But if the charge of offensiveness in general is to be allowed in public discourse, then, without self-pity, I think we should say that we, too, can be offended and insulted.
Ama bu rencide edici olmak suçlaması herkese açık bir tartışmada kabul edilebiliyorsa o zaman biz de incindiğimizi ve aşağılandığımızı söyleyebiliriz.
It's, uh, its own character. ♪ I've got you in a spell, you're hypnotized ♪
Siz ikiniz ben gittikten sonra bir süre takıldınız mı?
Yup, all I need to do is cast a spell and it's done.
Evet, ben büyüyü yaptıktan sonra.
- What spell, damn it...
- Ne sihiri, ne kelimesi...
If you say it, you'll break the spell.
Bunu söylersen, büyüyü bozarsın.
Just a spell of bad luck, that's all it was.
Sadece kötü şans, hepsi bu.
- I knew it. You're the Cindy, the one who can change everything, or spell our inevitable doom.
Sen Cindy'sin, her şeyi değiştirecek olan kişi, ya da kaçınılmaz sonumuzu hazırlayacak.
It was supposed Protection Spell beings.
Senin koruma büyüsü olman gerekiyordu.
* maybe they had it made somehow * * living for there and then * * under a psychedelic spell * Thank you.
Teşekkür ederim.
It's all because of you but I'm under your spell anyway.
Başıma ne geldiyse senin yüzünden geldi ama ben yinede meftunum sana.
Close it, close it ( spell )
Kapan kapı kapan.
It explain how the girl you lost your virginity to happened to be suing your law firm, how her son happened to spell a message with his blocks?
Ama ilk kez beraber olduğun kızın avukatlık firmanı dava etmesini açıklamıyor. Oğlunun sana bir mesaj vermesini de.
The spell couldn't be controlled and it spread.
Büyüyü kontrol edemedim ve yayıldı.
There is a chance I can undo my father's spell but it's gonna take time.
Babamın büyüsünü bozabilirim, ama bu, biraz zaman alacak.
The spell... it's broken.
Büyü... bozuldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]