Squeals tradutor Turco
220 parallel translation
If anybody turns yellow and squeals my gun's gonna speak its piece.
Korkup ihanet eden olursa silahım konuşacaktır.
( Squeals ) Ollie, come and get...
Ollie, Gel şunu al...
Wrap up your squeals for today and get out of here.
Bugünkü işlerini hallet ve buradan git.
He squeals like a goat.
Keçi gibi cıyaklıyor.
Only if someone squeals.
Ancak birinin ötmesi durumunda!
[Pig Squeals]
[Domuz ciglik atar]
[Mephisto Squeals]
[Mephisto ciglik atar]
What if he squeals on me
Ya beni ele verirse.
Just until the citizen Pigonou squeals.
Yurttaş Pigonou ötünceye kadar.
And let out shrtill squeals of regret when my name is missing from some gazette?
Bir beceriksize yetenekli mi demeliyim? Ödüm mü kopmalı gazetelerden ya da sayıklamam mı lazım "adım görünsün yeter ki" diye şu meşhur Mercure François gazetesinde.
Make it vibrate till the fiber of life squeals!
Yaşam telin cıyaklayıncaya dek sesini titret.
Where I come from, nobody squeals.
Benim geldiğim yerde kimse ötmez.
- [Squeals]
- [Haykırma]
These marine biologists showed how they communicate with the squeaks and the squeals.
Deniz biyologları birbirleriyle nasıl konuştuklarını gösterdi.
- [Squeals ] - [ Clears Throat] Chief. I'll make sure Toad doesn't forget about motorcars.
Şef, Kurbağa'ya arabaları unutturmayacağız.
- The squeals of her in the water.
Suya girince çığIık atardı.
- [Dharma Squeals] - In a caring firont ofimyparents'house?
- Ebeveynlerimin evinin önündeki bir arabada mı?
When your chakras are messed up, your chi just goes - [Squeals]
Çakran karıştığıda " cii'n tükenir.
- What if he squeals on me?
Ya beni ele verirse?
- Never fear, my sweet flower. - [Squeals]
Korkma çiçeğim.
- [Squeals] - What are we gonna do now?
Şimdi ne yapacağız?
Little Percy calls his aunt and squeals like a schoolroom sissy.
Teyzesi ona Küçük Percy diyor ve onu şımartıyor.
I'm Will's last boyfriend. ( squeals )
Ben Will'in son sevgilisiyim.
- I can wait. - [Squeals]
- Bekleyebilirim.
# I've had # - # The halftime of my life # - [Squeals]
Hayatımın devre arasını geçirdim.
She squeals, she makes me squeal.
Ciyaklıyor. Beni ciyaklatıyor.
This woman was fired because she squeals and twitches.
Bu kadın bağırıp, zıpladığı için işten atıldı.
Boring! [FEEDBACK SQUEALS]
O film çok sıkıcıdır.
[SQUEALS] I WOULD NEVER DO THAT!
Bunu asla yapmam!
- Slut. ( MICROPHONE SQUEALS ]
Neden soruyorsun?
- What if she squeals?
- Ya çığlık atarsa?
- ( squeals )
Al bakalım.
( Squeals ) Michael and I are getting married!
Michael ve ben evleniyoruz!
I already did. - ( Squeals )
Ben çoktan söyledim.
- ( squeals ) ) - Oh,
Oh,
( squeals ) )
- Evet.
* you can pull and pinch him till he cries and squeals * * you can twist his body till it faces backwards *
* Onu çekiştirip ağlayana ve bağırana kadar cimcikleyebilirsin * * Onu içi dışına çıkana kadar kıvırıp bükebilirsin *
( SQUEALS ) No!
- Hayır! Hayır!
[Mags squeals] It's you!
Sensin!
Boring, my ass! [Squeals]
Kıçım, sıkılsın!
[Squeals] Or not :
Ya da getirmem.
( squeals excitedly )
Bekle, bekle, bekle, dur, dur.
Got to go... SHE SQUEALS
Gitmem gerek.
Okay, I'm grabbing it back if she squeals.
Tamam. Eğer öterse, elinden alırım.
And there's this little pig monster that squeals and shakes all the time.
Ve küçük bir canavar domuz var. Sürekli bağırıp titriyor.
Apart from for five minutes, and I'll say this, before Mason squeals on me if she hasn't already.
- Sadece beş dakika için ayrıldım. Mason şimdiye dek söylemediyse ben söyleyeyim.
[laughing ] [ squeals] i'm so glad you're ok.
İyi olduğuna çok sevindim.
- [Squeals ] - [ Grunts]
roketleri hazırla, işte roketler geldi.
[Slapping, squeals]
Kapa çeneni.
( Sean coughs and squeals ) I don't want you to be stressed out, honey.
Seni üzmek istemem, Annie.
SHE SQUEALS Stop it!
Kes şunu!