Stem tradutor Turco
1,231 parallel translation
But before a cell is designated as a toenail cell or a pancreas cell, it's what we call a stem cell, sort of like a blank cell.
Hücreler bir tırnak yada pankreas hücresi olmadan önce kök hücre durumundadır. Yani boş bir hücre gibi.
Then we injected her with some stem cells, and they became the missing part of the spine. My God.
Ve eksik bölge tekrar oluştu.
Nerve cells damaged by Parkinson's disease or heart tissue of cardiac patients might ultimately be replaced by tissue grown from stem cells.
Aman Tanrım. Parkinson hastalığı yada kalp hastalığı yüzünden sinir hücreleri zarar görmüş hastaların hücreleri, kök hücreden oluşan dokuyla değiştirilebilir.
So then, could stem cells be used on someone whose muscle tissue is wasting away?
Peki kök hücre, kas dokusu zedelenen birinde kullanılabilir mi?
In other words, if a little boy was dying from a muscular disease, the stem cells could become new muscle tissue.
Başka bir deyişle, kas rahatsızlığından ölen bir çocukta, kök hücre yeni kas dokusu oluşturur mu?
Well, so then, if the stem cells were placed next to a Shakey's Pizza, they would become another Shakey's Pizza, and you'd have your own Shakey's Pizza where you didn't have to charge yourself to eat.
Peki kök hücreyi Shakey Pizzasına yerleştirirsek, yeni bir Shakey pizzası oluşturur mu? Sonrada pizza yemek için bir daha para ödemezsin.
But, unfortunately, the government has banned stem cell research, and so we'll never know.
Ama ne yazık ki hükümet kök hücreyi yasakladı. Asla bilemeyeceğiz
Look, I realize that using the tissue from aborted fetuses for research is a touchy subject, but all I know is that, if there is a chance, a chance, that stem cell research could save my best friend's life, well...
Ceninden alınan dokunun araştırmada kullanılması hoş değil, ama... Tek bildiğim eğer bir şans varsa o da kök hücre.
And so, you see, now that the ban on stem cell research has been lifted, we can sell your fetus to companies like Alder Labs. I don't know.
Artık kök hücre araştırmaları yasallaştı, ceninleri Alder Laboratuvar'una satabilirsiniz.
But we will never forget that it was because of brave Kenny that stem cell research was allowed to continue.
Ama onu asla unutmayacağız, çünkü Kenny sayesinde kök hücre araştırmaları yasallaştı.
- Look! I put the stem cells from all the fetuses I had next to Shakey's, and they are replicating a new Shakey's! It worked!
Bak, ceninleri Shakey pizzacısının yanına koydum, yeni bir Shakey yapıyorlar!
This whole time, you were just using Kenny's illness to lift the ban on stem cell research so you could sell your stupid fetuses?
İşe yaradı. Bunca zamandır, yasağı kaldırıp aptal ceninlerini satmak için Kenny'nin hastalığını mı kullandın?
The main stem is fixed to the bottom 35 metres below by a small but immensely strong holdfast.
Ana yol kücük, ama güclü bir mengeneyle 35 metre asagidaki tabanda sabitlenmistir.
Mr. Arrow, I've checked this miserable ship... from stem to stern, and, as usual, it's... spot on.
Bay Arrow, bu berbat gemiyi baştan kıça kontrol ettim ve her zamanki gibi mükemmel durumda.
This isn't love, Esha. Mere letters don't stem love.
Birini sevebilmen için mektuplar yeterli olamaz, gerçek insan gibi olamaz.
Herniation of the brain stem due to intracerebral hemorrhage.
Beyin sapında iç kanamadan dolayı beyin fıtığı oluşmuş.
Given an increased consumer prejudice against chemical additives, how do we stem the tide, away from natural or organic based products and instill in the cheese buyer...
Tüketicinin kimyasal katkı maddelerine karşı artan önyargısı dikkate alındığında nasıl hem doğal ya da organik gıda maddesi üreticileriyle rekabet edip....
The brain stem is what regulates body functions like breathing, sleepiness, wakefulness, bowel movements.
O kısım otomatik işlevleri kontrol eder, Nefes almayı, uyumayı, uyanıklığı, bağırsak fonksiyonlarını.
Swelling of the main stem bronchi.
Bronş tüplerinde genişleme var.
Grape stem.
Üzüm sapı kaldı.
They specialized in cutting-edge gene-splicing techniques and stem-cell research.
Gen ekleme tekniği ve kök hücre araştırmaları uzmanı.
Gene-splicing and stem cells.
Gen ekleme ve kök hücre.
I should have told him about the threats. We're trying to create stem cells.
Ona tehditlerden söz etmeliydim Kök hücre yaratmaya çalışıyoruz.
- Are you in the main stem?
- Nefes borusunun ortasında mısın?
Stem cell research is a reality.
Kök hücre çalışmaları bir gerçek.
- Stem cells?
- Kök hücre mi?
Embryonic stem cells can be used to grow any tissue in the body.
Embriyonik kök hücreler herhangi bir dokuyu geliştirmek için kullanılabilecek.
Stem cells can fix the defect at the genetic level.
Kök hücreler genetik düzeydeki hataları da düzeltebilir.
- It's in the right stem. - Must've put the balloon past the cords.
Kateteri ses tellerinin ilerisine yerleştirmiş olmalıyım.
It's times like this I wish they'd used me for stem-cell research.
Böyle zamanlarda keşke beni kök hücre araştırmalarında kullansalardı, diyorum.
Tommy's manslaughter convictions stem from a bar fight.
Tommy'nin kasıtsız adam öldürme cezası, barda çıkan kavga sonucunda oldu.
His sex charges stem from playing grab-ass with some stripper down in the Bowery.
Seks Suçlarına göre, Bowery'de bir striptizciye sarkıntılık etmiş.
But the stem's still on the apple.
Ama sap hâlâ elmanın üstünde.
We've gotta put an electrode there to ground the brain stem.
Beyin sapına topraklama yapmak için çenene iletken takacağım.
I would've said anything to get your stem cells.
Kök hücrelerini almak için her şeyi yapardım.
Flemming and Stofer ordered all the latest material on stem - cell research.
Flemming ve Stofer kök hücre araştırmasındaki son teknoloji ürünlerin hepsini sipariş etmiş.
Stem cells can be used to create skin grafts or organs, but, theoretically, they can also be used to create human clones.
Kök hücreler doku ya da organ yapmak için kullanılabilirler, ama, teorik olarak, insan klonlamak için de kullanılabilirler. ( ÇN : Bu bilgi birkaç sezon sonra lazım olacak )
There was evidence they were reading up on stem cells.
Kök hücreleri incelediklerine dair kanıt var.
From the topi's battle to breed to the great migrations of the world, the underground mines of Mount Elgon and the shape and size of the creatures that made them - all these stem from the apparently simple act of eating leaves.
Sonra dişi baya yakınımızdan hızla geçti sonra hepsi üzerime doğru gelmeye başladı bu trafiğin ortasında kalmak gibi bir şey. Biri sağından, biri solundan geçiyor. 40-45 saniye sonra biraz nefessiz kalmıştım ve yukarı bakınca hemen üzerimde bir tanesinin durduğunu gördüm.
What West used to do is he would say that he could slice a man from stem to sternum, the stem being your dick, okay?
West'in yapmaya alışık olduğu, bir kişiyi sapından kıçına doğrayabileceğini söylemesiydi sap da senin aletin oluyor tamam mı?
Anybody with a brain stem can tell that drawer is being fed through the wall from the other side.
Biraz aklı olan, çekmecenin yan duvardan itildiğini anlar.
Blood money paid to stem the slaughter he wreaked upon them with his armies. Blood money paid to stem the slaughter he wreaked upon them with his armies.
Ordularıyla yol açtığı katliamı durdurması için verilen kan parası.
Stem to stern!
Baştan sona kadar!
The allegations stem from an incident last Thursday in which a woman claims she was held down as he and two others allegedly sodomised her.
Her şey geçen perşembe bir kadının, Shakur ve iki arkadaşının, kendisine zorla anal seks yaptığını iddia etmesiyle başladı.
He was ordered to attend anger-management classes... to stem his rage.
Öfkesini kontrol etmek için, öfke yönetimi sınıflarına... katılma emri aldı.
Seems like it penetrated all the way to the brain stem, and there's some bruising around the mouth.
Beyin sapına kadar ilerlemiş görünüyor ve ağzının etrafında da ezikler var.
The basilar is the chief blood supplier to the brain stem.
Ana damar, beyin sapına kan gönderen baş damardır.
O2's adjacent to the brain stem.
C - 2 omuru, beyin sapına bitişiktir.
They're not going to run out of stem-bolts anytime soon.
Gövde cıvataları tükenecek gibi görünmüyor.
The stem cells from your fetus could help save his life.
Cenindeki kök hücre onu kurtarabilir.
But her brain stem is intact.
Ama beyin soğan iliği hasarsız.