English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Stole it

Stole it tradutor Turco

3,685 parallel translation
He stole it?
- Çaldı?
We stole it.
- Çaldık.
But now the cops took it. They stole it from me.
Ama polisler aldı, benden çaldılar.
Oh, yeah, I never left town, because I didn't have any money to leave town with, because you fucking stole it!
Gerçekten mi? Şehri terketmedim. Terkedecek param da kalmadı çünkü sen hepsini çaldın!
Somebody stole it.
Birisi çalmış.
You stole it?
Onu çaldın mı?
- You stole it.
- Çaldın.
Mom stole it.
Annem çaldı.
My one piece of privacy, and you stole it so you that could build ten stone mugs which no-one can even lift, let alone drink tea out of!
Tek mahremiyet yerimdi ve sen onu kimsenin kullanamayacağı 10 tane taştan bardak yapabilesin ve yalnız başına çay içebilesin diye benden çaldın.
Whenever you stole it.
- Sen çaldığın zaman.
Chris stole it from the money place.
- Chris para kasasından çaldı onu. - Ne?
The FBI said today that the man whose job it was to protect the money stole it :
FBI bugün görevi parayı korumak olan kişinin onu çaldığını bildirdi :
I stole it off Lucky.
Lucky'den çaldım.
- Well, I stole it.
- Çaldım ama.
I stole it.
Çaldım.
Ah. Well, then, who stole it from you?
Peki senden kim çaldı?
Do not worry, I stole it.
Korkma, çalan benim.
When we stopped at Chook-A-Chook for a feed, some prick stole it from my car.
Chook-A-Chook'ta yemek yemek için durduğumuzda puştun biri arabamdan çalmış.
He stole it!
Çalmış.
He stole it from me.
Onu benden çalmıştı.
I discovered that he stole it on October 15th.
Onu 15 Ekim'de çaldığını fark ettim.
You stole it off me.
Onu benden çaldın.
And the men who stole it from us, the men who still have it, they murdered Hank and Steve and put them in that hole.
Ve bizden parayı çalan ve hala para elinde olan adamlar. Hank'i ve Steve'i öldürüp bu çukura gömdüler.
Maybe somebody stole it.
Belki biri çalmıştır.
But he stole it, and now people are dead.
Ama o çaldı, sonucunda da ölenler oldu.
Oh, we stole it.
Çaldık.
- You stole it?
- You stole it?
I stole it.
Şiiri çaldım.
What am I gonna tell him? I stole a painting and now I've lost it?
Çaldığım tabloyu nereye sakladığımı hatırlayamıyorum mu diyeceğim?
Someone stole the Time Button, and they're pressing it every ten seconds!
Birileri Zaman Düğmesi'ni çaldı ve on saniyede bir düğmeye basıyor!
If I had to guess, it's the woman that stole your identity, obviously taking advantage of the fact that you have a female name.
- Sanırım kimliğini çalan bir kadın. Görünen o ki, bir kadın ismine sahip olmanın avantajını kullanmış.
I stole from my grandma's purse to get it.
Büyükannemden para çalıp uyuşturucu alıyordum.
He stole something that belongs to me, and I'm here to get it back.
Bana ait olan birşey çaldı, Ve ben onu geri almak için geldim.
It's £ 50 million we just stole.
Sadece 50 milyon sterlin çalabildik.
I stole all your stuff and all I have is these Kicks to show for it.
Herşeyini çaldım ve hepsini herkese göstereceğim.
You see, I believe it was Father Brophy who stole the candlesticks.
Bence şamdanları çalan Peder Brophy idi.
The Peter Dante who stole your parents'snowmobile and sold it to purchase crack cocaine is dead, Feder.
Ailenizin kar motosikletini çalan ve kokain almak için satan Peter Dante öldü.
Sir, if they stole the flying craft, they would have to transport it somehow.
Efendim, uçan makinayı çaldıklarına göre bir şekilde taşımaları da gerekiyor.
Why don't you just go steal it from my lab Where he stole my serum?
Neden serumumu çaldığı laboratuvarımdan sen de gidip tedaviyi çalmıyorsun?
The Jew stole a key. He swallowed it to prevent his pursuers from getting it.
Yahudi, bir anahtar çaldı ve peşindekilerin onu almasını önlemek için anahtarı yuttu.
What if Amanda stole a T-shirt from Jesse the night they were together, and then later on he sees her wearing it in one of her videos?
Amanda, beraber geçirdikleri o gece tişörtü Jesse'den çalsa? Sonra da kliplerinden birinde Jesse onu giyerken görse...
You stole all our money and we want it back.
Bütün paramızı çaldın, onu geri istiyoruz.
It's a diamond that we stole.
Çaldığımız elmas.
I stole a car and stripped it.
Bir araba çaldım ve boşalttım içini.
In case you've forgotten, Emma stole my life, and... well, the girl still has it.
- Eğer unuttuysan, Emma hayatımı çaldı ve... evet, o kız da var.
It's been two hours since we got the call that Lloyd stole the plates.
Lloyd'un kalıplarını çaldığını öğrenmemizden bu yana iki saat geçti.
And she stole the gun that Anders took from Torsten. Used it on the first victim, Palma.
Anders'in Torsten'den aldığı tabancayı çaldı ve onu ilk kurban Palma'ya karşı kullandı.
She stole the schnoz of Brianna Hicks and Brianna Hicks killed her for it.
Brianna Hicks'in koca burnunu çalmış Brianna Hicks de onu bu yüzden öldürmüş.
That car they thought he stole in New Hampshire, they found it in a Denny's parking lot right on Central.
New Hampshire'da çaldığını düşündükleri arabayı. Central üstündeki Denny's otoparkında bulmuşlar.
You stole my software, and I can prove it in court.
Benim yazılımımı çaldın ve bunu mahkemede kanıtlayabilirim.
I stole it. I said it was mine.
Yani ben bir hırsızım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]