English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Straight to the point

Straight to the point tradutor Turco

240 parallel translation
" I'll come straight to the point, Mr. Hull :
" Doğrudan meselenin özüne ineceğim Bay Hull :
- Let's get straight to the point.
- Hemen konuya gireyim.
I'm afraid I'm not very good at breaking things gently so I'll get straight to the point. It's about the rose.
Dolambaçlı lafları beceremem onun için hemen konuya gireceğim.
Old General Anikin came straight to the point.
Yaşlı General Anikin hiç beklemeden konuya girdi.
I'll come straight to the point.
- Derhal konuya gireceğim. - Zaten öyle yaparsın.
You're always straight to the point, Daisy.
Her zaman açık sözlü oldun Daisy.
Why don't you stop talking in riddles and come straight to the point?
Bilmece gibi konuşmayı bırakıp neden direkt sadede gelmiyorsun?
Well, to come straight to the point of the matter, sir, I...
Doğrudan konuya gelmek istiyorum efendim, ben...
- I'll come straight to the point... let us build Caesar's palace together.
- Hemen konuya gireceğim... Sezar'ın sarayını beraber yapalım.
I'm going straight to the point.
Doğrudan konuya gireceğim.
- Straight to the point.
- En azından açık konuştun.
That I am, man, and I can see that you're not at all disappointed, of course, so I'll come straight to the point, as I like to do.
Aynen öyle dostum ve bakıyorum gördüklerin seni düş kırıklığına uğratmadı, elbette. Bu yüzden direk konuya gireceğim.
I'll get straight to the point.
Direkt konuya gireyim.
- Straight to the point.
- Doğrudan meseleye gir.
Great, straight to the point
Harika, hemen sadede gelelim!
Master Yuen, I'll get straight to the point.
Bay Yuen, hemen konuya geleceğim.
Mr Pai, let's come straight to the point.
Bay Pai, hemen konuya geleceğim.
I'll come straight to the point, Sybylla.
Doğrudan konuya gireceğim, Sybylla.
Come straight to the point, don't you, love?
Benden hoşlandın, değil mi, tatlım?
At least he's straight to the point.
En azından dürüst.
Then let me get straight to the point.
O zaman şuradan başlayayım.
Mrs. Packard, I'll come straight to the point.
Bayan Packard, hemen meseleye giriyorum.
I will get straight to the point.
- Hemen konuya gireceğim.
Get straight to the point, man.
Tam üstüne bastınız, Monsieur.
- I'll come straight to the point.
- Derhal konuya gireceğim.
I'll get straight to the point.
Hemen sadede geleceğim.
In any case, I'll come straight to the point.
Şaşırmanız çok normal. Bu durumda hemen sadede geleceğim.
Stop picking my brains! Come straight to the point.
Ve buraya ne için geldiğini söyle.
You want me to go straight to the point?
Direk olaya mı girmemi istersin?
Right, you can't pretend as another one Please be straight to the point
dogru, sen başkaları gibi görünmezsin lütfen dogru yerde olmalıyım
I'll come straight to the point.
O zaman hemen sadede geleyim.
I'II come straight to the point.
Hemen konuya geleceğim.
Come straight to the point.
Sadede gel.
Please... bear with my bluntness if I get straight to the point.
Bu arada, lütfen konuya bu kadar çabuk girmemi affedin.
Let me get straight to the point, Don.
Hemen konuya gelmek istiyorum.
Let me just get straight to the point.
Hemen konuya girmek istiyorum.
Then, I'll come straight to the point.
Pekala. Öyleyse hemen konuya giriyorum.
I'll come straight to the point.
Hemen konuya gireceğim.
Straight to the point!
Başın burada olacak.
Lemme get straight to the point here.
Hemen ana noktaya geleyim.
Straight to the point.
Hemen konuya gireyim.
I'm going to come to point the straight immediately.
Anlatacağım doğrudan derdimi.
A computer figured out the ballistics, the airspeed, the slant range... and dropped the bombs when we got to the appropriate point, in whichever kind of attack we'd selected, whether it was flying straight and level or tossing our bombs out.
Bilgisayar balistiği, hızı ve eğim aralığını ayarlar ve bombaları saldırı için seçilen noktaya yani uygun görülen yere saldırı türüne göre bırakır. Bazen düz bazen de bombaların etkisinden kaçmak için dolanarak çıkmamız gerekir.
You're required to maneuver straight down this trench and skim the surface to this point.
Bu hendeklere girip şu noktaya kadar zemine yapışık uçmanız gerekecek.
If you ask me fora straight answer then I shall say that, as faras we can see, looking at it by an large, taking one time with another, in terms of the average of departments, then in the final analysis it is probably true to say that at the end of the day, in general terms, you would probablyfind that not to put too fine a point on it, there probably wasn't very much in it one way orthe other.
Pekala Bakanım, madem benden direkt bir cevap bekliyorsunuz o halde şöyle diyebilirim, gördüğümüz kadarıyla geniş perspektiften baktığımızda, birini alıp diğerinin üstüne koyduğumuzda bakanlıkların genel uygulamalarını düşündüğümüzde son bir analiz yaparak şöyle diyebilirim ki genel koşullarda, günün sonunda şuna ulaşmanız kuvvetle muhtemeldir ki o kadar açıkça üstüne gitmeden öyle ya da böyle içine dahil olmamalı.
The point is that you and I have to be straight with each other.
Fakat sen ve ben birbirimizle açık konuşmalıyız.
Then I'll come straight to the point.
Manek'i çalarken dinlemek istiyorum.
They are to leave the rendezvous point and head straight for the Enfili Homeworld.
Doğrudan Enfililerin gezegenlerine gitsinler.
As fortaking my son to a ball game - - well, if your straight husband took your daughterto a women's basketball game, and you were concerned about daddychecking out the point guard's glutes ; you'd have issues to work onwith your husband, straight or not.
Eğer senin heteroseksüel kocan kızını bayanlar basket maçına götürüyorsa, ve savunmanın kıçını izliyorsa, kocanla sorunlar yaşarsın.
Yes, well, let's get straight to the point.
O halde doğruca konuya gelelim.
The point is, his father went straight to the nearest alehouse with the money, to drink it all away.
kim olduğu önemli değil. önemli olan çok parasının olması.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]