Stretcher tradutor Turco
625 parallel translation
Stretcher-bearers!
Sedyeciler! Jean'ı götürün, aklını kaybetti! "
Get a stretcher.
Bir sedye bul.
The stretcher-bearers will find him.
Sedye taşıyıcıları onu bulur.
- Will your wife need a stretcher?
- Eşinizin sedyeye ihtiyacı olacak mı?
I was 34 and a stretcher-bearer.
34 yaşımda bir sedye taşıyıcısıydım.
Next day I saw him on a stretcher... being carried away.
Ertesi gün onu sedye üzerinde taşınırken gördüm.
I fear you will need a stretcher.
Korkarım ki sedyeye ihtiyaç duyacaksınız.
Sergeant, get a stretcher from the stationmaster and follow me.
Çavuş, istasyon şefinden sedye al ve beni takip et.
We got a stretcher in the baggage car up ahead.
- Valiz vagonunda bir gerici var.
- Stretcher-bearers.
- Sedye getirin! - Kim?
Paul, Chuck, bring a stretcher for Hollis.
Paul, Chuck, Hollis için sedye getirin.
But over each one of them, even the worst off, over the stretcher of a deportee whose brothers died in Germany, a face smiled down on behalf of the whole of France.
Ancak her birinin üzerinde, en kötü durumda olanın bile,... kardeşleri Almanya'da ölen sedye üzerindeki sürgünlerin bile... Tüm Fransa namına, gülen bir yüz vardı.
Sock stretcher.
Çorap gergisi.
See if they have a stretcher at the police station.
Karakolda bir sedye var mı öğren.
Get a stretcher.
Sedye getirin.
Just leave him on this stretcher.
Bu sedye ile götürülecek.
Tonight you will home on a stretcher.
Bu gece evine sedye üzerinde gideceksin.
Land the two helicopters aft and stand by with a stretcher.
İki helikopteri kıça indir ve sedyeyle hazır bekle.
Clear a passage for that stretcher.
Sedye için yol aç.
We'll make a stretcher.
Sedye yapacağız.
Carry a stretcher all that way in this heat under this sun?
Bu sıcakta güneş altında sedye mi taşıyacağız?
Have you ever carried a man on a stretcher for any distance?
Mesafe ne olursa olsun sedye taşıdınız mı?
Now let's get to work on the stretcher.
Şimdi sedyeyi yapmaya başlayalım.
We're going to make a stretcher and carry you.
Sedye yapıp seni taşıyacağız.
You can't just carry a bloke on a stretcher as easily as all that.
Adamı sedyede bunun gibi kolayca taşıyamazsınız.
We'll never get a stretcher down there.
Buradan aşağı sedyeyi asla indiremeyeceğiz.
We'll not need the stretcher now. Sorry.
Sedyeye şimdilik ihtiyacımız yok.
Get the stretcher in here.
Sedyeyi getirin.
We'll just leave him on the stretcher for the night.
Bu gecelik bunu sedyede bırakalım.
- We'll get you some kind of stretcher.
- Sana sedye gibi bir şeyler yapalım.
- We're trying to rig a stretcher.
Köşeyi döndüler bile, hadi. - Sedye yapmaya çalışıyoruz.
We have to carry up some flies, a stretcher, radio, even a doctor in case someone left alive up there.
Ama ilk yardım malzemesi de olacak yanımızda sedye, telsiz falan kazaen biri yaralanır diye doktor bile.
I was put on a stretcher and taken to a hospital, and he was with a friend of his, Stepan.
Ben bir sedyeye konulup hastahaneye götürüldüm o ise Stepan diye bir arkadaşıyla beraberdi.
My advice is to tie him to a stretcher so he won't slip when you tilt it.
Tavsiyem onu bir sedyeye bağlamanız böylece sallandığında kayıp düşmez.
Stretcher bearers!
Sıhhiye!
Is that stretcher coming?
Sedye nerede kaldı?
Send up the stretcher.
Sedyeyi getirin.
That stretcher'll be trouble.
Bu sedye sorun olacak.
Pappadimos and Miller, you'll have the first shift with the stretcher.
Pappadimos, Miller. Sedyeyi ilk siz taşıyacaksınız.
The man on the stretcher.
Sedyedeki.
In that case I will come to court, on a stretcher if necessary. "
Bu durumda sedyeyle bile olsa mahkemeye gelmeye razıyım. "
- Get the stretcher.
- Sedyeyi tutun.
- We'll make a stretcher and carry him.
- Sedye yapıp taşıyacağız.
Come on, let's get on with this stretcher.
Haydi, şu sedyeyi taşıyalım.
- Is the stretcher ready?
- Sedye hazır mı?
Stretcher bearers!
Sedyeciler!
Sergeant, get a stretcher for the Major.
Çavuş, binbaşι için sedye getir.
Get him to the stretcher over here.
Buraya sedyeye yatırın.
Can this really be the pathetic wreck we brought here on the stretcher?
Bu gerçekten sedye üzerinde.. getirdiğimiz acıklı vaka olabilir mi?
- Bring a stretcher!
- Sedye getirin! Çabuk!
- Why don't we rig up a stretcher?
- Bir sedye kuralım mı?