Sucre tradutor Turco
185 parallel translation
Pretty please with sucre on top?
Ne olur, lütfen?
Sucre, where I grew up we were taught foreigners were demons who came to rob body grease and that the government used this human fat to lubricate its machines.
Sucre, büyüdüğüm yerde bize yabancıların, vücut yağı çalan iblisler olduğunu ve hükümetin makineleri yağlamak için bu insan yağını kullandıklarını öğretirlerdi.
Sergeant Sucre?
Çavuş Sucre?
Sucre?
Sucre?
Fernando Sucre is an amazing character.
Fernando Sucre inanılmaz bir karakter.
Marie-Cruz has another suitor who's actually Sucre's cousin, so there's another man on the scene.
Marie-Cruz un başka bir talibi daha var Sucre'nin kuzeni de bu işin içinde
Sucre feels threatened, and wants to get in on the plan, simply to get out so he can stop the wedding.
Sucre tehdit edilmiş hissediyor, ve evliliği durdurmak için plana dahil olmak istiyor.
Come on, Sucre, you go to the SHU.
Hadi, Sucre, tek kişilk hücreye gidiyorsun.
Rooting for Sucre to stop his girlfriend's wedding to the wrong man.
Sucreden ise kız arkadaşının yanlış adamla evlenmesini engellemesi beklenecek.
Come on, Sucre, you're going to the SHU.
Hadi, Sucre, gözetime gidiyorsun.
I seen your kicks, Sucre.
Tekmelerini gördüm, Sucre.
Hey, Sucre...
Hey Sucre...
Know a con named Sucre?
Sucre adlı tutukluyu tanıyor musun?
Let's go, Sucre.
Gidelim, Sucre.
Sucre.
Sucre.
Sucre, hold up.
Sucre, dur.
Scofield, Sucre.
Scofield, Sucre.
Sucre, let's go.
Sucre, yürü.
Sucre, now.
Sucre, hadi.
Hands off, Sucre.
Ellerini çek, Sucre.
- How you doing, Sucre?
- Nasıl gidiyor? - Az kaldı.
Sucre, I need you to finish what we started.
Başladığımız şeyi bitirmeni istiyorum Sucre.
Sucre!
Sucre!
That's me from now on. One-Syllable Sucre.
Bundan sonra adım Tek
'Yes','no','love','hate'...'love'.
- Hece - Sucre. "Yok", "aşk", "kin", "aşk".
Sucre tells me you're the local pharmacy.
Sucre, senin yerel eczacı olduğunu söyledi.
Fernando Sucre released from Ad Seg.
Fernando Sucre, İdari Gözetimden çıktı.
- Just find Sucre.
Sucre'yi bul.
Sucre, drop the sheet.
Sucre, çarşafı as.
Sucre!
Sucre! Sink?
- Sucre got...
- Sucre...
- What about Sucre?
- Sucre'den ne haber?
I need you to give Sucre a message.
- Sucre'ye bir mesaj götürmeni istiyorum.
Relax. Lincoln and Sucre told me everything.
- Lincoln ve Sucre her seyi anlatti.
names, i want to names scofield... burrows, sucre.
İsim, isim istiyorum! scofield... Burrows, Sucre.
Sucre, shut up.
Sucre, kes sesini..
Fernando Sucre. Five years for aggravated robbery.
Fernando Sucre, silahlı soygundan 5 yıl.
Okay. You know what, Sucre?
Biliyor musun, Sucre?
Fernando Sucre.
Fernando Sucre.
Sucre brings a little bit of comedy, and T-Bag brings a seductive kind of menace, and Michael's there to move the plot along, and Lincoln is the brooding hunk.
Sucre biraz komedi katıyor, T-Bag bir çeşit karşı konulamaz bir bela getiriyor. Ve Michael planı uygulamak için orada ve Lincoln ise düşüncelere dalmış yakışıklı adam.
" Oh, man, I have a scene with Sucre.
" Hey, adamım, Sucre ile bir sahnem var.
We just got confirmation on Fernando Sucre.
Az önce, Fernando Sucre olduğuna dair kesin bir bilgi aldık.
- Petey, it's Sucre.
- Petey, benim, Sucre.
As in Fernando Sucre?
Bildiğimiz Fernando Sucre mi?
But my boy, Sucre, would not be calling me on the telephone thereby making me an accessory to his dumb-ass escape, man.
Ama benim tanıdığım Sucre, telefonla arayıp beni de, o salakça firarına alet etmezdi, dostum.
Wait, Sucre, hang on, man.
Bekle... Sucre, kapatma, dostum.
Mistake number three. Someone reported seeing a man matching Fernando Sucre's description stealing a car.
Birileri, Fernando Sucre'nin tanımına uyan birinin araba çalarken görüldüğünü bildirmiş.
There's a patrolman who thinks he has Fernando Sucre pulled over outside of Latrobe, Pennsylvania.
- Pennsylvania'nın hemen dışında... Fernando Sucre'yi çevirdiğini düşünen bir devriye memuru varmış.
- Where's Sucre?
- Sucre nerede?
Sucre?
Sucre mi?
Then you understand. Yeah, sure, sucre.
Evet, tabii iki, Sucre.