Suddenly tradutor Turco
15,569 parallel translation
Did one of you suddenly get ill or injured?
Biriniz aniden hastalanmış veya yaralanmış mıydı?
I mean, suddenly, I'm not just worrying about myself.
Sırf kendim için endişelenmiyorum.
You've watched enough of the news over the past few years, and it's suddenly dawned on you that you're not special.
Son yıllarda yeterince şey gördün ve birden fark ettin ki özel falan değilsin.
I'm sure that you've been through a great deal, and I can appreciate you feeling like this is suddenly the right time for you to want me in your life, but that doesn't mean that it's the right time for me.
- Büyük zorluklar atlattığına eminim. Beni hayatına sokmak için bunun birden bire uygun bir zaman olduğunu düşünmene teşekkür ederim. Ama bu benim için de uygun bir zaman demek değildir.
Uh, it's pretty convenient he suddenly knows where a murder weapon is. We don't need to convict him.
Birden silahın yerini biliyor olması çok elverişli değil mi?
And then suddenly it was everywhere.
Ve bir baktık ki adanın her tarafında.
Don't ask me why, but I'm suddenly feeling selfless and heroic.
Bana neden olduğunu sorma ama aniden kendimi özverili ve cesur hissetmeye başladım.
He was so determined I was suddenly reminded
Öyle kararlıydı ki bu bana Harvey'nin...
- And why are you so bright suddenly?
- Peki senin yüzünde neden güller açmaya başladı birden bire?
One day you're walking around without a care in the world and then suddenly, poof, it's over.
Bir gün dünya umurunda değilmiş gibi gezersin sonra birden biter.
Suddenly, a man steps into frame and points a gun at her.
Aniden, bir adam kadraja giriyor ve silahını ona doğrultuyor.
Why does it suddenly matter what I want?
Ne istediğim neden birdenbire önemli oldu?
( Buddy ) And suddenly, I knew Jonathan Barlow's password.
Ve o anda Jonathan Barlow'un şifresini buldum.
Suddenly there was a knock at the door.
Sonra birden kapı çaldı.
Since when did our lives suddenly become an "Indiana Jones" movie?
Hayatlarımız ne ara "Indiana Jones" filmine döndü?
Look, I-I know what it's like to have your life suddenly change like this.
Bak, hayatının aniden değişmesinin nasıl olduğunu bilirim.
Look, we've been on this island eight months without a single problem. Suddenly two guys find landmines and a bunch of drugs go missing.
Sekiz aydır bu adada sorunsuz yaşıyoruz birden bu adam ortaya çıkıyor iki adamımız mayına basıyor ve uyuşturucular kaybolmaya başlıyor.
I was halfway to the airport when I suddenly got the urge to rip out my taxi driver's jugular.
Havaalanının yolunu yarılamıştık ki içimde bir anda taksi şoförünün boğazını parçalama isteği oluştu.
[laughs] And, then, suddenly, she says, "Oh, you don't need to go to the hospital. You're gonna be fine."
Sonra birden "Hastaneye gitmene gerek yok, iyi olacaksın." dedi.
Why might someone who's managed depression for 30 years suddenly suffer a relapse?
30 yıldır depresyonda olan biri neden aniden tekrar kötüleşebilir?
You need to explain to me why the FBI is suddenly up my ass.
FBI'ın neden birden kıçımın dibinde bittiğini açıklaman gerek bana.
Well, they'd only ask why you're retiring so suddenly.
- Merak ettikleri tek şey, neden aniden emekli olduğun olurdu.
So think how suspicious it will seem when you suddenly turn up at his door.
Yani birden bire kapısında belirince ne kadar şüpheli olacağını tahmin et.
" things happen suddenly, unexpectedly.
" Her şey aniden, beklenmedik şekilde olur.
He asked to negotiate with me in person and then, suddenly, he just disappears?
Benimle yüz yüze görüşmek istiyor....... ve sonra da aniden ortadan kayboluyor.
- Yeah. - That, you know, suddenly...
Evet.
His power is suddenly growing? !
Gücü birden artmaya başladı!
How did they both obtain such power so suddenly?
Bunlar birden böyle güçlere nasıl kavuştular?
People started throwing bricks at them, when suddenly we heard a burst of machine gun fire.
Onlara tuğla atıyorlardı derken aniden makineli tüfek sesi duyduk.
Why would Kindzi suddenly decide to kill her?
Kindzi neden aniden onu öldürmeye karar versin?
Dr. Rorish, he suddenly went hypotensive. I'm not sure of the source.
Dr. Rorish, birdenbire tansiyonu düşmeye başladı.
You think if I suddenly abandon Daniel,
Eğer Daniel'ı hemen bırakırsam,
Use White Street Apartment as your key word, and suddenly, the mess of letters in between become "Major Arthur Gibson".
"White Street Dairesi" ni anahtar kelime olarak alırsak ortadaki harf yığını, aniden "Binbaşı Arthur Gibson" a dönüşüyor.
Well, let's see, it's about this odd-looking young dandy that goes into a local dancehall, dances with a girl, and then suddenly collapses from exhaustion.
Bir bakalım, tuhaf görünümlü genç bir züppenin yerel bir dans salonuna gidip bir kızla dans etmesi ve aniden bitkin düşmesiyle ilgili.
But now, suddenly, I had access...'cause he's Teddy.
Ama şimdi bir anda her bir beyin hücresine... Çünkü o Teddy.
Suddenly, I knew exactly what I was looking for.
Aniden, neyi aradığımı biliyordum.
You spend one night on the floor and suddenly you're a doctor, Brian?
Yerde bir gece geçirdin ve bir anda doktor mu oldun Brian?
But what if suddenly you knew how much strength you had in your hands?
Ama ya bir anda ellerinde ne kadar güç olduğunu bilseydin?
It's like they're suddenly attracted to this place.
Sanki birden bire hepsi buraya doğru çekilmişler gibi.
See, this is where it gets really weird, because, you know, suddenly the conversation is all around you, and all of us are trying to make you comfortable.
Bakın, bu tuhaf bir yere geldi çünkü, aniden bütün konuşma senin etrafında döndü ve hepimiz seni rahat ettirmeye çalışıyoruz.
And suddenly one morning, our family was finished...
Ve aniden bir sabah, ailemiz yokedildi...
I've been talking about the werewolf and suddenly it's everywhere.
Ben kurt adamdan bahsedince birdenbire her yerde görüldü.
Suddenly, I looked up and he was, he was just gone.
Kafamı bir kaldırdım baktım yoktu.
How does this guy end up suddenly in the middle of nowhere with an arrow sticking out of his chest and close to a million dollars in fake money?
Bu adam nasıl oldu da ıssız bir yerde göğsüne saplanmış bir okla ve yanında sahte milyon dolarlarla öldü ki?
suddenly there's a palace guard wearing a pantsuit and cheap shoes, and she showed no remorse...
... birden bire takım elbiseli ve ucuz ayakkabı giyen saray muhafızı geliyor,... ve hiç de vicdan belirtisi göstermiyor.
Why are you suddenly grounded?
Neden birdenbire ceza aldın?
When you like someone and see her walk to someone she likes, you'd suddenly realize that you treat her badly just because you want to get a bit closer to her.
Birinden hoşlandığında onu sevdiği kişiye giderken gördüğünde aniden ona karşı kötü davranmaya başlarsın çünkü birazda olsa ona yakınlaşmak istersin.
Suddenly I had access to every brain cell.
Bir anda her beyin hücresine erişimim sağlandı.
And then suddenly I realize, OK, I need to stop.
Ve sonra birden, tamam durmalıyım dedim.
How did it happen so suddenly?
Nasıl oldu öyle birdenbire?
Suddenly?
- Aniden mi?