Sunday morning tradutor Turco
560 parallel translation
* Sunday Morning. *
Pazar sabahı.
From the peek of dawn on Sunday morning.
Pazar sabahında Günün ilk ışıkları...
Is this the way to spend Sunday morning?
Pazar sabahını böyle mi geçiriyorsun?
Sunday morning, for instance...
Pazar sabahı mesela...
I certainly could, sir. There's a supply train up on Sunday morning... that'll take her as far as Winnipeg.
Elbette, efendim, Pazar sabahı kalkacak ikmal treni onu Winnipeg'e kadar götürür.
It was a Sunday morning, the day of my 26th birthday.
26. doğum günüm bir pazar sabahına denk gelmişti.
11 : 00 Sunday morning.
Pazar sabahı 11.
It's Sunday morning.
Pazar sabahı.
¶ With Sunday morning ¶ In your heart
Pazar sabahıyla kalbinde
Sunday morning and not a stiff in the guardhouse.
Pazar sabahı ve karakolda bir sarhoş bile yok.
Yes. 4 : 00 Sunday morning, he got in.
Sizin binanızdaki Bay Ward'ı tanıyor musunuz?
The town awoke on Sunday morning to sensational news.
Kasaba, Pazar sabahına sansasyonel bir haberle uyandı.
If I wasn't in the territory, I'd swear we were back home on a Sunday morning.
Hangi kasabada olduğumuzu bilmesem, evde bir pazar sabahı geçiriyoruz sanacağım.
Get your Sunday morning paper!
Pazar sabahı gazetenizi alın!
Get your Sunday morning paper here!
Pazar gazeteniz burada!
I see a Sunday morning in a beautiful, peaceful little church.
Bir pazar sabahı görüyorum güzel, huzur dolu bir kilisede.
It was a lovely Sunday morning in late Spring.
Sonbaharda çok güzel bir pazar sabahıydı.
Back Sunday morning.
Pazar sabahı dönerim.
Back Sunday morning. "
Pazar sabahı dönerim.
And now on this Sunday morning we ask some questions that have been haunting the entire nation for two whole days.
"Ve şimdi Pazar sabahına, bütün ulusun iki gündür aklından çıkmayan sorularla başlıyoruz."
This is a beautiful meal to put in front of a guy on a Sunday morning.
- Evet. Pazar sabahında insanın önüne böyle bir şey konur mu?
Sunday morning before 8 : 00?
Pazar sabahı saat sekiz olmadan mı?
Every Sunday morning, my jail's got more people than the local church.
Her pazar sabahı hapishanemde kilisedekinden çok adam toplanıyor.
I'll pick Carol up Sunday morning.
Carol'ı pazar sabahı alacağım.
One Sunday morning, in many wagons, Trucks, which pick up passengers, private cars or Taxis.. All the members of the sect leave the city.
Bir pazar sabahı, yolcuları toplayan yük arabaları, kamyonlar özel araçlar ve taksilerle mezhebin tüm üyeleri şehirden ayrılıyor.
- It's Sunday morning.
- Bugün Pazar sabahı.
Yes, I rather think Sunday morning might be excellent.
Evet, benim tercihim, Pazar sabahı mükemmel olabilir.
Sunday morning is most satisfyin'
Pazar sabahı, sabah keyfi için
Why don't you drop by Sunday morning.
Neden Pazar sabahı uğramıyorsunuz?
On Sunday morning.
Pazar sabahları.
All I want you to do is make all the preparations for a little flight to Hawaii, Sunday morning.
Beni dinle. Gerekli olan eşyalarını yanına al ve Pazar sabahı Hawaii'ye uçmak için hazır ol.
Flight 7, Sunday morning.
7 numaralı uçuş, Pazar sabahı.
Business Sunday morning seems to have gotten better since I left.
Bıraktığımdan beri, pazar günleri işlerin açılmış görünüyor.
I'll be gone Sunday morning.
Pazar sabahı gitmiş olacağım.
It must have been a mortal sin you've committed to be in such a hurry to church this fine Sunday morning.
İşlediğin suç oldukça kötü olmalı bu güzel pazar sabahı kiliseye yetişmek için acele ediyorsun.
Check back on the job Sunday morning and we'll pick it up together.
İşi kontrol etmek için Pazar sabahı geri dön. Daha sonra buradan beraber ayrılırız.
"Be placed... on the Hydro ferry... Sunday morning."
Ağır su Pazar günü gemiye yüklenecek. "
It's easy for you to say that, but you didn't see it that Sunday morning, screaming out of the heavens to crash and bury itself in the heath.
Senin için bunu söylemesi kolay. Sen bunu görmedin. Ama ben o pazar sabahı onun göklerden çığlık atarak düştüğünü ve kendini toprağa gömdüğünü gördüm.
- Not of a Sunday morning, I assure you.
- Ama Pazar günü hariç.
It's Sunday morning.
Pazar sabahındayız.
On this Sunday morning, we'd better talk about the weather.
Bu pazar sabahı, hava durumundan bahsetsek iyi olur.
First services will begin on Sunday morning at 9 a.m.
İlk ayin bu pazar saat 9 : 00'da başlayacak.
One Sunday morning, they called, telling me that she was very ill.
Bir pazar sabahı, onun çok hasta olduğunu söyleyerek çağırdılar.
Every Sunday morning, right after I leave here.
Her pazar sabahı, buradan çıktıktan hemen sonra.
... that hat was just like the one my Daddy gave me on a Sunday morning a long time ago, he knelt down and he kissed me then he put that hat on my head.
onu babam bana verdi. diz çöktü. beni öptü ve şapkasını... alıp başıma koydu Sonra onu gördüm.
This morning, the Sunday calm of Pearl Harbor was broken by the thunder- -
Bu sabah Pearl Harbor'daki sessizlik gök gürültüsüyle bozuldu.
How about Sunday morning?
Pazar sabahına ne dersin?
That's why there is no one on the streets Sunday morning.
Bunun içindir ki, Pazar sabahları sokaklarda hiç kimse bulunmuyor.
At least on Sunday morning.
Hiç olmazsa pazarları.
.. Sunday morning.
Cannes'dan Paris'e Pazar sabahı..... 10'da gelecek.
The best thing about turning over a new leaf on Saturday night is it disappears with a Sunday-morning hangover.
Bir cumartesi gecesi yeni bir sayfa açmanin en iyi yani pazar sabahi içkinin etkisi geçince unutulmasidir.
morning 7553
morningstar 35
morning star 17
morning to you 18
morning sickness 21
sunday 325
sunday funday 17
sundance 28
sundays 20
sunday afternoon 19
morningstar 35
morning star 17
morning to you 18
morning sickness 21
sunday 325
sunday funday 17
sundance 28
sundays 20
sunday afternoon 19