Sure about that tradutor Turco
3,553 parallel translation
You sure about that?
- Emin misin?
- You sure about that? - Yeah.
- Bundan emin misin?
Are you sure about that?
Bundan emin misin?
- Are you sure about that?
- Emin misin?
Sure about that?
Bundan emin misin?
Yeah, I'm not so sure about that, either, anymore.
Evet, ama emin değilim. Witten Darcy'nin içinde bulunduğu eski filmi hiç görmemiş.
I'm not so sure about that.
Bundan çok emin değilim.
You sure about that?
Emin misin? Grimm.
Are you sure about that?
Emin misiniz?
you sure about that?
Bundan emin misin?
Really? Are you sure about that?
Emin misin?
Well, I wouldn't be too sure about that.
Ben o kadar emin olmazdım.
You sure about that?
Buna emin misin?
You know, I actually wasn't sure about that.
Biliyor musun, aslında emin olamamıştım.
I'm not so sure about that.
Bundan pek emin değilim.
- You sure about that?
- Emin misin?
Are you sure about that, Judah?
Buna emin misin, Judah?
You better be sure about that.
Bundan emin olsan iyi edersin.
Are you sure about that? Yeah.
- Buna emin misin?
You sure about that?
Bundan emin misin?
Are you quite sure about that?
Bunun hakkında oldukça emin misin?
- You sure about that?
- Bu konuda emin misin?
I'm not sure about that line, Josh.
Bu cümleden pek emin değilim Josh.
You sure about that?
- Bundan emin misin?
I wouldn't be too sure about that.
Yerinde olsam, bu kadar emin olmazdım.
- You sure about that?
- Bundan emin misin?
Yeah, I'm sorry about that, - but I'm sure you understand. - I don't, actually.
Evet, özür dilerim ama eminim anlıyorsundur
I'm sure you know more about that than I do.
Eminim bu konuda benden daha çok biliyorsundur.
I'm pretty sure that look just pierced my soul. What do we know about the dead guy?
O bakış ruhumun derinliklerine işledi resmen.
I'm not so sure about that.
- Bundan o kadar emin değilim.
There's just one thing that we're not so sure about.
Emin olmadığımız bir nokta var.
Be so sure about this, Tiny Tom, that I will crush you like the bug you are...
Şundan emin ol, Güdük Tom seni böcek gibi ezeceğim.
Well, I'm sure that my father would love to know that you feel that way about me.
Eminim babam, benim hakkımdaki düşüncelerine çok sevinecek.
Now, I'm sure you guys have the life perspective to understand that, in the scheme of things, it's not really a big deal, and you probably have a similar story about something my mom did when she was my age.
Eminim bu durumun çok önemli olmadığını anlayacak hayat tecrübesine sahipsinizdir ve ve muhtemelen annemin de benim yaşımdayken benzer bir şey yaptığı bir hikayeniz vardır.
Yes, ma'am, and I'm sure that's the case, but we're not here about the, uh, the missing bride.
Evet, hanımefendi. Eminim öyledir. Ama biz kayıp gelin için burada değiliz.
Meanwhile, Brad gets out of prison, finds out that his kid sister is about to cash in, crashes the wedding to make sure he gets his cut.
Bu sırada, Brad hapisten çıkar ve kardeşinin cebine para indirmek üzere olduğunu öğrenir. Kendi payını almak için de düğünü basmaya karar verir.
All right, I just want to say that we've all really come to love your son and I know that my daughter is crazy about him, so I'm sure there's a happy ending in here somewhere.
Sadece bir şeyler söylemek istedim, oğlunuzu gerçekten çok seviyoruz, ve kızım da ona abayı yakmış durumda, yani eminim ki onlar için mutlu bir son vardır.
My point is, I'm sure there are things about me that would drive you crazy if you had to deal with them all day long.
Diyorum ki, bütün gün katlanmak zorunda kalsan seni de çileden çıkaracak bir sürü özelliğim olduğuna eminim.
He just was so sweet about everything and making sure that things were right between you and me and telling the truth...
O kadar tatlıydı ki ve seninle benim aramın iyi olduğundan emin olmak istedi, -... ve doğruyu söyledi.
so i just wanted to make sure that you knew about the thanksgiving dinner i'm hosting for the squad after work.
Ekip için verdiğim Şükran Günü yemeğinden haberdar olduğunuzdan emin olmak istedim.
Sure, it's messy, but it's the story that got us here, about to get married.
Pis olabilir ama o hikâye sayesinde şu an evlenmek üzereyiz.
Are you sure that you're the one I'm supposed to be talking to about getting a job?
İş almakla ilgili konuşmam gereken kişinin sen olduğuna emin misin?
Are you sure about that?
- Emin misin?
Yeah, about that- - I wasn't sure if I was actually allowed to use it or not.
Kullanabilir miyim kullanamaz mıyım emin değildim.
I'm sure he's not still upset about that.
- Eminim hâlâ üzülmüyordur.
I'm sure that's about something else.
- Eminim başka bir şeyden bahsediyor.
It's about making sure that Woodbury is a safe place for you all to work and play. It...
Woodbury'i hepinizin çalışması ve eğlenmesi için güvenli bir yer haline getirmektir.
I am... very sure that I don't know what you're talking about.
Neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok.
He says that this town loves an actress with a past and he's sure right about that.
Bu şehrin, mazisi derin aktris sevdiğini söylüyor. Çok haklı.
And it's like you, I'm sure there are things about you that nobody knows.
Sana gelirsek, eminim senin de kimsenin bilmediği sırların vardır.
You know what, it has been four years, I'm sure that the owner's changed his mind by now about selling.
Aslına bakarsanız üzerinden dört sene geçti satma konusunda sahibi fikrini değiştirmiş olacağına eminim.
sure about this 18
about that 749
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
about that 749
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19