Swagger tradutor Turco
485 parallel translation
The way you swagger, you don't seem to realize you're under arrest.
Böyle kasılmana bakılırsa tutuklu olduğunu idrak edemedin sanırım.
I assure you, however, he attempted to murder my husband. With a long thin dagger, which he always carried about in what looked like an innocent swagger stick.
Fakat sizi temin ederim ki hep yanında taşıdığı masum şık bir baston görünümlü uzun, ince hançeri ile eşimi öldürmeye teşebbüs etti.
Also the kind they had in 1 91 4 when officers fought with only a swagger stick.
1914'te sadece bellerindeki süs kamçılarıyla savaşan subayların yürekliliği.
Limping and swagger-sticking.
Topallama ve kamçı.
I would wager, sir, that the things you do with this arm and hand don't let you swagger around too much in broad daylight.
Bahse gireririmki efendim..... bu kolla ve elle yaptıklarınız..... güpegündüz sağa sola dayılanarak yapılacak bir iş değil.
He likes to talk, and he likes to swagger but he don't like to lose.
Konuşmayı ve kabadayılık yapmayı sever ama kaybetmeyi sevmez.
Wearing slick clothes, wearing the topknot sideways walking the streets with a swagger, oh yeah it's all so impressive.
Şık kıyafetler giyip, yan topuz takıp çalımlı çalımlı caddelerde yürüyen, oh evet hepsi çok etkileyici.
Lick our wounds, gather ourselves... try to get back some of that old swagger... and come back fighting.
Iyileºip güç topladiktan... ve kendimize olan saygimizi geri kazandiktan sonra da... dönüp savaºacagiz.
Well, not walk, more like swagger.
Yürüyerek değil de, havalı bir şekilde girecek.
We'll swagger around.
Bu seni kendine getirir.
I'm just a lusty young youth with a swagger and an eye for the girls.
Ben sadece fiyakalı gürbüz bir gencim ve gözüm kızlarda.
"When she walks with a swagger..."
"O yürüdüğü zaman.."
The whole crowd-pleasing threats and swagger routine.
Seyirciyi mutlu eden tehditler ve kasılarak yürümeler!
But size isn't everything, and anyway... how could she possibly resist the John Wayne swagger... the Elvis swivel?
Ama boyut her şey değil ve zaten dişi..... John Wayne tavırlarına ve Elvis dönüşüne nasıl karşı koyabilir?
These fellows might wear Armani but they have the swagger of ex-military.
AdamIar Armani giyiyor oIabiIir... ... ama kesinIikIe eski askere benziyorIar.
That unjustifiable swagger, your crass quips, a defense mechanism concealing such inadequacy.
Detayları ayarladım, bu adaletsizlik ve zalimliği. Bu benim uygunsuz durumumun savunma mekanizmasıydı.
Noticed a little swagger in your walk today.
Bugün yürüyüşünde bir hava sezdim.
I know no matter what you do you're gonna do it with heart, and balls and swagger.
Biliyorum, ne yaparsan yap, onu yürekle ve büyük bir cesaretle yapacaksın. Bu dünyada önemli olan budur.
You swagger.
Racon kesiyorsun.
Well, he's a soldier, isn't he, for all his swagger, and there's more to soldiering than gold braid and regimental dinners.
Bütün süsüne rağmen o bir asker. Ve askerlik altın kordonlarla alay yemeklerinden ibaret değil.
But underneath all that swagger, I know what you really fear.
Ama bu dikbaşlılığının altında aslında neden korktuğunu biliyorum.
Max Baer has the look and swagger of a Hollywood star.
"Max Baer bir Hollywood yıIdızının görünümü ve fiyakası içinde."
Why else such swagger?
Yoksa niye böyle caka satsın?
You won't see them flit about till they want you to, and when you do... he slides with a swagger.
Onlar istemedikçe, onları göremezsiniz... Ve gördüğünüz zaman da kasıla kasıla yürüdüğünü fark edersiniz.
Too often, we honor swagger and bluster and the wielders of force.
Çok fazla kibire önem veriyoruz. Ve yaygaraya ve gücün kontrolüne.
Despite its obvious maladies the guitar spoke with conviction and swagger.
Açıkça görünen yıpranmışlığına rağmen gitarın son derece mağrur ve muzaffer bir hali vardı.
Our pounds out of our pockets to pay for that swagger.
Bu kendini beğenmişlerin parası bizim kendi cebimizden çıkıyor.
A flirtatious swagger in her walk sprinkles the air with her sandalwood-swnted body
O fingirdek yürüyüşü... O tatlı kokusunu havaya saçar
And the swagger.
Ve kasıla kasıla yürürler.
Show me the swagger.
Bana yürüyüşünü göster.
The eyes are right, but you'll have to work on the swagger.
Gözler tamam, ama yürüyüş için biraz çalışmalısın.
Now that, my friend... is a swagger.
İşte bu, arkadaşım... kasıla kasıla yürümek.
Finally, sister from Brooklyn strolls in with a swagger.
Son olarak, Brooklynli rahibe kasıla kasıla yürür.
The handsome young buck, Armand, in his check-me-out yellow jacket, caught on the cusp between teenage innocence and manly swagger.
Yakışıklı bıçkın Armand ise sarı ceketiyle gençlik masumiyetinin ve erkeksiliğin ilanıdır.
You've got heart, balls, and swagger.
Yüreklisin, taşaklısın ve havalısın.
You know, a little swagger.
Biraz şekil yap.
Surfing a tsunami of swagger right now.
Dev bir çalım dalgası üzerinde sörf yapıyor adeta.
.. fat bangles.. walking with a swagger.
havalı havalı yürüyor.
Gunnery Sergeant Bob Lee Swagger.
Ağır silah çavuşu Bob Lee Swagger.
Bob Lee Swagger?
Bob Lee Swagger?
Gunnery Sergeant Swagger?
Ağır silah çavuşu, Swagger?
Bob Lee Swagger.
Bob Lee Swagger.
The would-be assassin, tentatively identified as retired Marine Gunnery Sergeant Bob Lee Swagger, is being pursued by thousands of State and Federal law enforcement personnel as we speak.
Tanımlamalara göre suikastçi Emekli deniz piyadesi Bob lee Swagger'in, Binlerce kanun adamı tarafından izlenmekte
As the net begins to tighten nationwide, there is still no trace of Swagger.
Ağ daralmasına rağmen, henüz Swagger'in izine rastlanmadı..
Seven-year veteran Philadelphia police officer Stanley Timmons, first to respond to the scene, is believed to have shot and injured Swagger.
7 yıllık kıdemli Philadelphia Polis müdürü Stanley Timmons, İlk müdaheleyi gerçekleştirdi, Swagger'ı vurup yaraladığı söyleniyor.
Meanwhile, the FBI has been unwilling to comment on information that an agent of theirs was assaulted and disarmed by Swagger as he fled the scene, possibly in a stolen FBI vehicle.
Bu sırada, FBI açıklamasına göre Ajanlardan birinin Şüpheli tarafından etkisiz hale getirildiği,
At this time, no sign of Swagger has been found.
Şu anda, Swagger'dan hiçbir iz yok.
And several locations in Philadelphia shows the suspect, Gunnery Sergeant Bob Lee Swagger, scouting shooting locations, traveling and taking wind readings.
Philadelphia'da birçok noktada ağır silah çavuşu Bob Lee Swagger, görünüyor. Atış için inceleme ve ölçümler yaparken görüntülenmiş.
As the net begins to tighten nationwide, there is still no trace of Swagger.
Bütün aramlara rağmen henüz Swagger'den bir ize rastlanmadı.
This team has a swagger.
Bu takım kendine güveniyor.
.. walking with a swagger..
Tam beş yüz pound