English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Tabak

Tabak tradutor Turco

2,254 parallel translation
You were afraid to hold a plate in your hands.
Tabak tutmaktan mı korktunuz?
You were afraid to hold a plate.
Tabak tutmaktan korktunuz demek!
Were you really afraid of holding a plate?
Tabak tutmaktan mı korktunuz?
The plate.
Tabak?
And the plate?
Tabak nerede?
- The plate that was on the chair.
- Sandalyedeki tabak.
I give you a plate,
Ben sana bir tabak veriyorum.
Jews, jews, jews, ask your moms for some platters for the donuts in the conversion room.
Yahudiler, Yahudiler, Yahudiler. Değişim odasında kullanmak üzere donutlar için annenizden tabak isteyin.
A plate of spaghetti?
Bir tabak spagetti mi?
I'll get you a plate.
Sana tabak getireyim.
- He ate a plate of fire!
Ateşten bir tabak yedi! Baba...
My foster parents locked me in the trunk of a car for two days when I broke a dish.
Koruyucu ailem, tabak kırdığım için, iki gün araba bagajına kilitlemişlerdi.
My mother stopped setting a place for him at the table when I was six years old.
Ben altı yaşındayken annem masada ona tabak koyarken beni durdururdu.
And then later that afternoon she, she showed up at my apartment with a platter of pierogis.
Öğleden sonra elinde bir tabak yemekle evime geldi.
There's nothing that the Captain likes more than to chow down on a hearty plate of... Mixed vegetables.
Kaptanın güzel ve büyük bir tabak "karışık sebze" si gibi yoktur
I'm too busy leaving a plate of cookies for the magical elf who changes the toilet paper roll.
Tuvalet kağıdını değiştiren büyülü Elf'e bir tabak kurabiye ayırmakla o kadar meşgulum ki.
You think that dumb ass could afford real plates?
O salağın gerçek tabak alacak parası var mı sanıyorsun?
She actually switched us from paper plates to eco-friendly bamboo.
Kağıt tabak yerine... çevreye duyarlı bambu tabaklara geçmemizi sağladı.
We were going through 200 plates a week.
Haftada 200 tabak kullanıyorduk.
Kitty, would you like me to make a plate for Robert?
Kitty, Robert için bir tabak hazırlamamı ister misin?
- 1 plate of spaghetti and 15 baskets of free bread.
Çocuklar. Bir tabak spagetti ve 15 sepet bedava ekmek.
Well, I guess I'll get another plate.
Bir tabak daha getireyim.
I would've had the wife set a place at the table for you.
Karım masaya senin için bir tabak daha koyardı.
And I thought you might be hungry, so I saved you a plate from supper.
Aç olabileceğini düşündüm, ve senin için yemekten bir tabak ayırdım.
Get her a plate.
Ona bir tabak getir.
As the worm said to the plate of spaghetti, "I..."
Solucan bir tabak spagettiye demiş ki, "Ben..."
I want every table to have two baskets of bread, but only one plate of butter.
Her masada 2 ekmek sepeti, ama sadece bir tabak tereyağı istiyorum.
There is this circus number where a juggler rotates plates on thin sticks.
Bir hokkabazın ince çubuklar üstünde tabak çevirdiği sirk numarası var.
Pizz.
Tabak duruşu.
You were having one plate after the other.
Diğerinden sonra bir tabak daha alıyordun.
No more scrubbing.
Tabak yıkamak yok artık.
It's only a dish.
Sadece bir tabak.
Oh, in that case, I can make you a mushroom omelet, a plate of cold meats to start, ham, dry sausage, pâté.
Şu durumda başlangıç olarak size mantarlı omlet yapabilirim. Bir tabak soğuk et. Jambon, sosis, pate.
Just the other day, he and I were laughing over... a pu-pu platter, and now...
Daha geçen gün, ikimiz kahkahalarla gülüyorduk, şey, tabak hakkında. Şimdi...
Yeah, but Terry's a couple tacos short Of a combination plate.
Ama Terry, bir tabak yemeğin anca takosu olabilir.
Just dropped a plate.
Sadece tabak düştü.
Er, can we just forget about the mug and the plate?
Iıı, Tabak ve kupayı unutabilir miyiz?
The rice bowl.
Tabak dedim.
Excuse me, can we have one abalone porridge?
Affedersiniz, bana bir tabak deniz ürünü lapası verir misiniz?
And rule number six is I like to enjoy a bowl of cereal while I catch up on my soaps during the din-din hour. Everybody knows that, okay?
Ve 6 numaralı kural, akşam dizi izlerken bir tabak mısır gevreği yemeyi severim.
Whether it be man or dish, we're always waiting for a woman to properly appreciate us.
Tabak ya da erkek de olsan, bir kadından daima bizi takdir etmesini bekleriz.
Why don't I make you a plate?
Sana bir tabak hazırlayayım mı?
You see anyone else in here with a plate of "I'm sorry" cookies?
Bir tabak "özür dilerim" bisküvileri olan başka birini görüyor musun burada? Ben görmüyorum.
I threw some dishes.
Birkaç tabak fırlatmıştım.
Now this is what I call a beautiful plate!
İşte güzel bir tabak. Hiç böyle bir şey görmedim.
Okay, here we go. you be careful, now. This is a hot plate.
Tamam, buyrun, dikkat et tabak sıcak.
Bomb makers, like master chefs... tend to have a signature dish.
Bomba yapımı, aşçıbaşının hazırladığı yemeğin tabak kenarındaki parmak izi gibidir.
It's not a plate, actually. It's a serving tray.
O tabak değil aslında, servis tepsisi.
Lois stopped by and found Shelby here alone with a dish full of food.
Lois gelmiş ve Shelby'i bir tabak dolusu mama ile bulmuş.
The plate!
Tabak!
Want me to get you a plate?
Sana tabak çıkartayım mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]